3. Hukuk Dairesi 2021/726 E. , 2021/11128 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 08.11.2008 tarihinde davalı ile imzalamış olduğu Yapı Denetim Sözleşmeleri ile davalının arsası üzerinde yapılacak inşaatın yapı denetimi işini üstlendiğini ve edimlerini tam olarak yerine getirdiğini, ancak 4 ve 5 numaralı hakedişlerinin ödenmediğini, bunun üzerine 122.259,03 TL tutarındaki yapı denetim alacağına ilişkin olarak icra takibi başlattığını, ancak borçlunun takibe itirazı sonucunda takibin durduğunu ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı; dava konusu inşaatla ilgili tüm yapı denetim bedellerinin ... Belediye Başkanlığının ... Bankası ... Şubesindeki hesabına yatırıldığını; ilgili belediyede ödemelerle ilgili tüm belgelerin bulunduğunu ve edimini eksiksiz yerine getirdiğini savunarak, davanın reddini ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile 7.661,91 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, talep yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı ile davalının kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 12.11.2019 tarihli ve 2016/30156 Esas 2019/11119 Karar sayılı kararıyla; dava dilekçesinde, davacının, davalının arsası üzerindeki inşaatın yapı denetim işini üstlendiğinden bahisle 4 ve 5 numaralı hakedişleri için başlattığı takibe davalının yaptığı itirazın iptalini istediğini, mahkemenin ise yargılama sonunda taraflar arasındaki iş ile ilgili olup takibe ve davaya konu olmayan 6. hakediş alacak hakkında kısmen kabul kararı verildiğini, mahkemece taleple bağlılık ilkesi gözetilerek sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, davacının talep ettiğinden fazlasına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, bozulmuştur.
Bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkemece; davacının 4 ve 5 nolu hakedişlerinin tahsili için takip başlattığı ve dava açıldıktan sonra bu hakedişlere ilişkin alacaklarından 31.10.2014 tarihli dilekçe ile feragat ettiği gerekçesiyle, davanın reddine, 122.259,03 TL asıl alacağın %20"si kadar kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İcra İflas Kanunu’nun 67/2 maddesi uyarınca, alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için talebin haksız olmasının yanında takibin kötü niyetli olarak yapıldığının da ispat edilmesi gerekir. Somut olayda; davacı alacaklı, takip yapmakta haksız olsa da kötü niyetli olduğu ispat edilememiştir.
Bu nedenle mahkemece; davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kötü niyet tazminatına hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan, "... takipteki asıl alacak olan 122.259,03 TLnin %20si kadar kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine," ibaresinin çıkartılarak yerine "davacının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının tazminat isteminin reddine," ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.