Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8120
Karar No: 2022/4051
Karar Tarihi: 25.05.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8120 Esas 2022/4051 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/8120 E.  ,  2022/4051 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.06.2018 tarih ve 2016/761 E. - 2018/703 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi'nce verilen 15.10.2020 tarih ve 2019/88 E. - 2020/1068 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının, davalı şirkete ait pay senetlerini bedeli mukabilinde kurucu ortak olan Hasan Yeşil'den satın aldığını, davalının 14.03.1997 ve 08.04.1997 tarihli yönetim kurulu kararıyla daha önce çıkarılan hisse senetleri ve nama yazılı muvakkat ilmühaberlerin iptali ile müvekkilinin elinde bulunan 061-063 ve 065 nolu B serisi pay senetlerinin 03.03.2006 tarihinde teslim edildiğini, ancak şirket kayıtlarına göre resmi ortak olmayan müvekkilinin ortaklıktan kaynaklanan haklarını kullanamadığını, pay senetlerine sahip olduğu tarihten beri kâr payı ödenmediği gibi ortaklıktan kaynaklanan yönetime katılma hakkı, temsil hakkı, oy verme hakkı bilgi alma ve inceleme hakkı ile rüçhan hakkı gibi haklarından da mahrum bırakıldığını ileri sürerek, davalı şirketten alınan hisselerinin müvekkiline aidiyetlerinin tespiti ve tesciline, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak üzere 1.000.-TL kâr payı alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının, şirketin kurulduğu tarihten itibaren toplantılara iştirak etmediğini, pay senetlerini şirkete ibraz etmediğini, bu nedenle alacak hakkının zamanaşımına uğradığını, şirketin kuruluşundan itibaren küçük miktarlı birçok hisse senedinin ...tarafından satın alındığını, hisse senetleri el değiştirmiş olduğundan şirket kayıtlarının incelenmesinde davacının ileri sürdüğü senetlere ilişkin davacının ortaklığına dair kayıtların bulunmadığını, müvekkili şirketin bugüne kadarki yapılan sermaye arttırımları dikkate alınarak davacının ileri sürdüğü hisse senetlerinin sermaye arttırımları nazara alınarak tespitinin gerektiğini, müvekkili şirketin bir çok genel kurulunda kâr payı dağıtımı yapılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalının 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin genel kurul toplantılarına çağrı yapıldığı, önceki yıllara ilişkin davet mektubunun bulunmadığı, zayi olan senetlerin yerine yenilerinin verildiğine dair düzenlenen tutanakta yer alan ve teslim eden olarak görünen ...'in şirketin personeli olmadığı, davalının ilişkili kurumu olan Kumsan Tekstil Ltd Şti'de bordrolu olarak çalıştığı, dava konusu hisse senetlerinin ticari defterlerde kayıtlı olduğuna dair belge ve bilgi bulunmamış ise de 28/05/1974 tarih, 16254 tasdik numarası ile İstanbul 17. Noterliği tarafından tasdik edilen davalı şirketin pay defterinin 167 numaralı sayfada davacının B/3609 - 3612 arası hisse senetleri ile 2004 numaralı hisse senedine sahip olduğu, 3611 ve 2004 numaralı hisse senetlerinin ...'e satıldığı, davacı tarafından 14/03/1997 ve 08/04/1997 tarihlerinden daha önce çıkartılan hisse senetlerinin yerine yeni hisse senetlerinin matbu edildiği, üç adet hisse senedinin zayi olduğu, bunların yerine geçen 061, 063, 065 numaralı hisse senetlerinin bulunduğu, bu nedenle davacının davalı şirkete sermayedar olup toplam 3 adet hisse senedi ile pay sahibi olduğu, pay defterinin tasdik tarihi 1974 yılı olup, tek hisse bedelinin 5.000 TL olmak üzere beş hissenin 25.000 TL bedel ile davacıya verildiği, bu yılda toplam sermaye tutarının 29.500 TL olduğu hisse senetlerine düşülen ve sermaye artışlarına ilişkin olan şerhlerden anlaşıldığı ve 1974 yılına ilişkin herhangi bir demirbaş, öz kaynak tespiti yapılmadığından davacının hisse payı sermaye ile oranlanmış ve davacının kuruluş esnasındaki hisse payı % 0,085 olarak tespit edildiği, dava konusu hisse senetlerinin iktisap yılı olan 1974 yılından dava tarihine kadar kâr payı talep etmeyen davacı tarafından son beş yılın kârını talep edebileceği göz önüne alındığında ibraz edilen Ticaret Sicil Gazetelerinde kâr dağıtımına ilişkin ilan bulunmadığı davalı şirketçe kâr dağıtımı yapılmadığından talep edebileceği kâr payı olmadığı gerekçesiyle davacının davalı şirkette pay sahipliğinin % 0,0085 olarak tespitine, kâr payına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemece şirketin yasal olarak saklamak zorunda olduğu defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptığı, bilirkişi kurulunun, kar payı yönünden 2013 yılından 2017 yılına kadarki genel kurullarda kâr payı dağıtılmadığını belirlediği, kâr payının dağıtımına ilişkin belirlenen süre içinde bir genel kurul kararı alınmaması nedeniyle mahkemece kar payına ilişkin talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacıya ait üç pay yönünden hem payların ilk oluşturulduğu 1974 yılındaki sermayeye göre hem de iptal edilen hisse senetleri için davacıya yeniden teslim edildiği 2006 yılı için şirketin ödenmiş sermayesi içindeki orana göre belirlendiği, diğer yandan davacıya ait payların şirket sermayesi içindeki oranı güncelleme yapılarak belirlenmiş olup, davacının şirket ortaklığından kaynaklı haklarının, bu kapsamda sermaye artırımına katılma hakkının davalı şirket tarafından engellendiğine ilişkin bir kanıt sunulmadığı, dava dilekçesinde de ilk olarak 2016 yılında yapılan genel kurul için davacının çağrıldığı, bu dönem öncesi, davacının genel kurullara katılmadığı gibi, katılmak isteyen davacının engellendiğine ilişkin de bir kanıt sunulmadığı, bu durumda, davacının elindeki payların güncel değerinin şirketin sermayesine oranlanarak belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 ve devamı maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    Dava, anonim şirket ortağı olduğunun tespiti ile kar payı alacağının tahsili istemlerine ilişkindir.
    Anonim ortaklıklarda “sabit (belirli) sermaye” sistemi geçerli olup, sermayenin önceden tespit edilmiş olması ve esas sözleşmede de miktarının gösterilmesi zorunludur. Aynı şekilde anonim şirket esas sözleşmesinde sermayeyi temsil eden belirli bir itibari değere sahip pay sayısının da gösterilmesi zorunludur. Anonim ortaklıklarda paylar pay sahiplerinin sıfatını açıklar. Ortaklık sıfatından kaynaklı paylar aynı zamanda pay sahiplerinin hak ve borçlarını da gösterir. Payın senede bağlanması da şart değildir. Ancak pay senetleri veya bunun yerine çıkarılan ilmühaberler ortaklıkta sahip olunan pay miktarını ve payın itibari değerini gösterir ve pay sahipliğini temsil eder.
    Somut olayda, davacının kurucu pay senetlerini satın alma yoluyla edindiği ve bu paylar yerine 14.03.1997 ve 08.04.1997 tarihli yönetim kurulu kararları uyarınca davacıya 61, 63 ve 65 no’lu (B) grubu nama yazılı pay senetlerinin verildiği sabit olduğuna göre, Mahkemece, öncelikle bu paylar yerine çıkarılan yeni senetler ile sermaye artırımları sırasında bu paylar için verilen bedelsizden gelen payların kimin elinde olduklarının yeni bir bilirkişi vasıtasıyla tespiti ile bu kişilere karşı, bu dosyayla birleştirme istemli olarak, pay sahipliğinin tespiti ve istirdadı davası açmak üzere süre verilmesi ve akabinde davacının talep edebileceği toplam hisse sayısı ve varsa kar payı talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, hiç pay artışı yaşanmamış gibi üç adet pay ile artışlar mevcut sermayenin son şekli arasında oranlama yapılarak, sermayenin belirliliği ilkesiyle bağdaşmayacak şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle mümeyyiz davacı lehine bozulması gerekmiştir.

    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz istemlerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi