Esas No: 2020/7366
Karar No: 2022/4041
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7366 Esas 2022/4041 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7366 E. , 2022/4041 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 05.11.2019 tarih ve 2018/149 E- 2019/400 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nce verilen 09.07.2020 tarih ve 2020/326 E- 2020/1114 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve duruşma için belirlenen 24.05.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 17/02/2018 günü itibariyle müvekkilinin telefon hattının çekim gücünde anormallikler başladığını, bunun üzerine Türk Telekom müşteri hizmetlerinin arandığını, müşteri hizmetleri yetkilisinin müvekkiline telefon numarasının başka bir numaraya yönlendirildiğinin söylendiğini, müvekkilinin durumun bilgisi dışında olduğunu iptal edilmesini istediğini, 19/02/2018 günü müvekkilinin telefona baktığında servis dışı ibaresini gördüğünü, yineTürk Telekom Müşteri Hizmetlerini aradığını, yönlendirme olduğunu hattının servis dışı göründüğünü söylediğini, müşteri hizmetlerinin de müvekkiline hattının bozuk olduğunu, hat çipinin değişmesi gerektiğini söylediğini, sim kartının çipini değiştirdiğini, müvekkiline sim kartının gün içinde açılacağının söylendiğini, hat açıldığında harcama için onay şifresi geldiğini, bunun üzerine tüm hesaplarına bloke konulmasını talep ettiğini, hemen sonra banka görevlisi tarafından müvekkiline altın mevduat hesabındaki 210 gr altınının bozdurulduğunu, internet aracılığıyla EFT'ler yapıldığının söylendiğini, müvekkilinin dolandırıcılık mağduru olduğunu, maddi ve manevi yıkıma uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, 35.250,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 19/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı T.C. Ziraat Bankası A.Ş vekili ve Türk Telekomünikasyon A.Ş. vekili; ayrı ayrı sundukları dilekçeler ile sorumluluklarının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının altın hesabının bozdurularak 3. kişiye havale edilerek oluşan zarardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalıların gerekli güvenlik tedbirlerini almadıkları, davacının 19/02/2018 tarihi itibariyle altının satış bedeli olan 34.328,70 TL üzerinden zarara uğradığı gerekçesiyle maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, şartları oluşmayan ve davacı yanca ispat olunamayan manevi tazminat davasının reddine, karar vermek verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi'nin miktar veya değeri kırkbin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararları verildiği anda kesin olup temyiz edilemez (HMK 362/1-a). Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, bu kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir (HMK 362/2). Yukarıdaki 40.000,00 TL’lik parasal sınır 25.000,00 TL iken 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 42. maddesiyle yapılan değişiklikle 40.000,00 TL olmuştur. Aynı Kanun'la HMK’ya eklenen ek 1. madde gereğince bu miktarlar 2017 ve sonrası yıllarda her yıl yeniden değerlendirme oranında artırılacak ve artırım sırasında 10,00 TL kesirleri dikkate alınmayacaktır. Bu hükümlere göre hesaplama yapıldığında Bölge Adliye Mahkemesi kararları yönünden 2020 yılı için temyiz kesinlik sınırı 72.070,00 TL’dir.
Yukarıda sözü edilen kurallar ve yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda davacı, davalılardan 35.250,00 TL maddi tazminat talep etmiş, ilk derece mahkemesince 34.328,70 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiş, taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ve bu hükme karşı davacı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Bu durumda temyiz başvurusu reddedilen miktar için yapılmış olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine göre temyiz eden davacı yönünden kesinlik sınırı altında kalmakta olup davacı vekilinin temyiz isteminin miktar yönünden reddi gerekmiştir.
2- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davacı vekilinin manevi tazminat talebine ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının miktar yönünden reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 6502 sayılı Yasa'nın 73/2. maddesi gereğince tüketici mahkemelerinde tüketici tarafından açılan davalar harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.