Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15126
Karar No: 2016/2586
Karar Tarihi: 02.03.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/15126 Esas 2016/2586 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/15126 E.  ,  2016/2586 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-
    Davacı vekili; müvekkili adına kayıtlı bulunan ve davalı tarafından sigorta poliçesi ile sigortalanan aracın maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, araçta 29.000,00 TL hasar meydana geldiğini ve bunun 21.000,00 TL sinin davalı ... şirketince ödendiğini bakiye kalan 8.000,00 TL nin müvekkil şirketin oto kiralama işi yaptğı gerekçesiyle ödenmediğini, müvekkilinin kiralama işi ile uğraşmadığını belirterek 8.000,00 TL olan alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili; poliçe hükümleri uyarınca indirim yapılmak suretiyle davacıya 21.000,00 TL ödeme yapıldığını, araç sürücüsünün, aracını tamir için davacıya bıraktığını, davacının da tamirat süreci içerisinde kullanmak üzere sigortalı aracı kendisine verdiğini söylediğini, müvekkilinin sözleşmedeki edimlerini yerine getirdiğini belirterek davasının usulden ve esastan reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 8.000,00 TL"nin 25/06/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak davalı kasko şirketi aleyhinde açılan alacak istemine ilişkindir.
    Anayasa"nın 48. maddesinde "herkesin sözleşme hürriyetine sahip olduğu" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 26. maddesinde "Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebileceği, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı olmayan sözleşmelerin geçerli olduğu" öngörülmüştür.
    Görüldüğü üzere hukuk sistemimizde emredici hükümlere aykırı olmamak koşuluyla irade hürriyeti ve akit serbestisi sınırları içerisinde tarafların diledikleri gibi sözleşme yapabilmeleri mümkündür.
    Somut olayda taraflar arasında düzenlenen kasko sigorta poliçesinin “Tüzel Kişilerde Sürücü Klozu” başlıklı kısmında; “ iş bu kloz ile sigortalanan araç sahibi tüzel kişiliğin faaliyet konusunda araç kiralama var ise, araç sadece firma sahibi, ortağı, firmada bordrolu çalışan personel ve firma sahibinin eşi ve çocukları tarafından kullanılabilir. Bu kişiler dışında başka kişlerce kullanımı sırasında hasar oluşmasında, her hasarda hasar bedeli üzerinden %50 si sigortalı tarafından karşılanmak kaydıyla müşterek sigorta uygulanacaktır." şeklinde kararlaştırılmıştır. Davacı şirketin ana sözleşmesinin 3. maddesinde şirketin amaç ve konuları arasında “konusu ile ilgili olarak her türlü motorlu kara nakil vasıtalarını ve yedek parçalarını almak, satmak ve kiralamak, kiraya vermek ithal ve ihracını yapmak....” olarak belirtmiştir. Dolayısıyla şirketin faaliyet konuları içerisinde kiralamak da yer almaktadır. Dava konusu olayda, kaza sırasında aracı kullanan kişinin, oto tamir işi ile uğraşan davacı şirketin müşterisi 3. kişi olduğu sürücü beyanı ve tarafların kabulü ile sabittir. İş bu dava da kararlaştırılan klozun uygulanabilmesi için tüm şartlar oluşmuştur.
    Taraflar arasında düzenlenen kasko sigorta poliçesindeki özel şart 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1452. maddesinde sayılan emredici kanun hükümlerine aykırı olmadığı gibi TTK. 1486. maddesindeki hükümlere de uygun bulunmaktadır.
    O halde, mahkemece kasko sigorta poliçesinde kararlaştırılan özel klozun tüm şartlarının oluştuğu kabul edilerek, meydana gelen zararın %50 si sigortacı şirket tarafından daha önce karşılanmış olduğundan bakiye hasarın teminat dışında olduğunun kabulü ile davanın reddine vermek gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... şirketine geri verilmesine, 02/03/2016 gününde oybirliğiyle verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi