10. Hukuk Dairesi 2014/25123 E. , 2016/7901 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir..
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-İş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan gelir nedeniyle uğranılan kurum zararının davalıdan tahsili istemine ilişkin olan davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir.
Kusur raporlarının 506 sayılı Yasanın 26., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd. maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Somut olayda; davalıya ait kireç taşı oçağında kütle halindeki kaya üzerinde açılmış patlatma deliğine sönmemiş kireç dökmek suretiyle patlatma yapıldığı sırada, oluşan reaksiyon basıncı nedeniyle püsküren kireçli suyun sigortalının gözüne isabet
etmesi şeklinde gelişen iş kazasında; Mahkemece hükme esas alınan her üç rapor çelişkili olduğu gibi, hükme esas alınan kusur raporunda ise; işverenin baskın kusurlu olduğu gözetilmeksizin % 30, sigortalıya % 70 oranında kusur verilmiştir.
Mahkemece konusunda ve işçi sağlığı ile iş güvenliği alanında uzman bilirkişilerden oluşa ve mevzuata uygun kusur raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz kusur raporuna göre karar verilmesi isabetsizdir.
2-Sigortalıya 15.12.2007 tarihi itibariyle bağlanan gelir, aynı zamanda malullük aylığı bağlanması nedeniyle 26.01.2009 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi uyarınca yarıya indirilmiştir.
Sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri, sigortalının yaşı, gelirin kesilme olasılığı ve iskonto oranı gözetilerek belirlenen tutarı ifade etmektedir. 506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi ise, "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir." düzenlemesini içermektedir.
Dava konusu edilen gelirlerin, 506 sayılı Yasanın 92. maddesi (5510 sayılı Yasa’nın 54. madde) uyarınca indirildiğinin anlaşılması halinde; davalının tazminle sorumlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarı; gelirin başladığı tarih itibariyle 506 sayılı Yasanın 92. maddesi (5510 sayılı Yasa’nın 54. madde) uyarınca indirilmiş hali üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarına, indirme tarihine kadar yapılan fark fiili ödeme miktarının da eklenmesi suretiyle bulunan tutar ile yarıya indirilmemiş tam gelir üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerinin karşılaştırılması sonucu düşük olan esas alınarak belirlenmelidir.
Bu açıklamalar ışığında; hesap raporu alınması gerekirken, değerlendirmeye hatalı hesap raporunun itibar edilmesi sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı geretirir.
O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.