17. Hukuk Dairesi 2015/15058 E. , 2016/2584 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkiline ait aracın davalı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın sürücünün bir anlık dalgınlığı sonucu yoldan çıktığı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, davalı şirketin herhangi bir tazminat ödemesi yapmadığını belirterek, kaza nedeniyle araçta meydana gelen zarara ilişkin 27.299,58 TL"nin davalıdan tahsiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu edilen hasarın poliçe teminatı kapsamında olmadığını, belirterek davanın reddine verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 25.385,29 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, verilmiş, hüküm davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir TTK.nun 1282. maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1281. maddesine göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın da sigortacı tarafından kanıtlanması gerekir. Ayrıca Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5.maddesinde "Teminat dışı kalan zararlar" kenar başlığı altında; taşıtın Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların, kasko poliçe teminatı dışında olduğu belirtilmiştir. Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından mahkemece nöroloji uzmanı ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisi ile meydana geldiğinin saptanması durumunda oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine, aksi halde kabulüne verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir.
Ancak öncelikle bu hükümlerin uygulanabilmesi için davacı sigortalıya ait araç sürücüsünün alkollü olduğunun tespit edilmiş olması gerekir. Somut olayda, dosya kapsamında sürücü ..."in alkol raporuna rastlanılmamakla birlikte, tanık olarak dinlenen polis memuru ifadesinde davacı sigortalı ..."in oğlu ..."in alkollü olabileceğini düşündüğünden aracı kendisinin kullandığını ifade ettiğini, ayrıca görgü tanığı aracı kullanan erkek sürücünün sersem vaziyette olduğunu belirttiğinden tanık beyanlarına göre sürücünün alkollü olduğu kabul edilmelidir. Sürücünün aldığı alkolün oran olarak belirlenmemiş olması doğrudan doğruya sonuca etkili olmadığından mahkemece sürücü ..."in varsa olay tarihindeki alkol raporu celp edilerek, aralarında nöroloji ve trafik konusunda uzmanın bulunduğu bilirkişi heyetine birlikte inceleme yaptırılıp olayın oluş şekli, hava, yol durumu gibi unsurlar bir bütün olarak değerlendirilerek kazanın salt alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da etkili olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ; yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili"nin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ve davacıya geri verilmesine 02/03/2016 gününde oybirliğiyle verildi.