4. Hukuk Dairesi 2020/1139 E. , 2020/2211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 03/09/2014 gününde verilen dilekçe ile adli yardım talepli olarak trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine adli yardım talebi kabul edilerek yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 15/03/2017 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 23/06/2020 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dava tarihinin 03/09/2014 olması gerekirken gerekçeli karar başlığında 25/07/2016 olarak yazılması maddi hata olup mahallinde düzeltilebilir nitelikte olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ... Başkanlığının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, yol çalışması sırasında davalı belediyeye ait kepçenin sürücüsünün tedbirsiz davranması sonucu müvekkillerinin murisi ..."ın kepçenin altında kalarak hayatını kaybettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.000,00 TL maddi ve 180.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davaya bakmaya idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine dair verilen ilk karar, 17. Hukuk Dairesi"nin 24/03/2016 gün, 2016/4406 esas ve 2016/3752 karar sayılı ilamıyla; davaya bakma görevinin adli yargıya ait olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Yerel mahkemece, bozma ilamına uyularak dava ve ıslah dilekçeleri ile talep edilen maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Islah, iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının istisnası olup, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 83 ve devamı maddelerinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 176. ve devamı maddelerinde düzenleme altına alınmıştır. Her iki Kanunda da ıslahın tahkikatın bitimine kadar yapılması gerektiği öngörülmüş olup 04/02/1948 tarih ve 1944/10-1948/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile de bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı kabul edilmiştir. Şu durumda eldeki davada bozma kararından sonra 16/02/2017 tarihli dilekçe ile yapılan ıslah ile arttırılan maddi tazminat isteminin de kabulü, yasal düzenlemeye ve İçtihadı Birleştirme kararına aykırıdır. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3- Dosya kapsamından; ölen çocuğun olay tarihinde 6 yaşında olması ve dosyanın gelişim şekli de gözetildiğinde davacı anne ve babanın çocuklarının bakım ve gözetiminde gerekli dikkat ve özeni göstermedikleri anlaşılmaktadır. Şu durumda; mahkemece, davacı tarafın da müterafik kusurunun varlığı göz önünde bulundurularak Türk Borçlar Kanunu’nun 51. ve 52. maddeleri uyarınca tazminattan uygun bir miktar indirim yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekir. Bu hususun gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup; kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı ..."nın diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi