Esas No: 2020/8521
Karar No: 2022/4024
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8521 Esas 2022/4024 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/8521 E. , 2022/4024 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11.04.2017 tarih ve 2015/303 E- 2017/274 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin reddine-kısmen kabulüne, kısmen reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 05.10.2020 tarih ve 2017/5439 E- 2020/1594 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi katılma yolu ile temyiz talebinde bulunan davacı vekili ile davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin 29/03/2013 tarihinde davaya konu aracı ilk malikinden aldığını, ilk malikinin ise bu aracı 22/03/2013 tarihinde bayiden satın aldığını ve aracın halen garantisinin devam etmekte olduğunu, aracın alınmasından bir süre sonra araçta sürekli arızalar meydana çıktığını ve bu nedenle servise gitmek durumunda kaldıklarını, bu süreçte araçta dört kez kavrama değişimi yapıldığını, üç kez de şanzıman sökülüp takıldığını ve bir kez de şanzımanın değiştirildiğini, araçtaki sorunun tam olarak giderilemediğini, servis fişlerinde gösterilen arızaların çoğunun devam ettiğini ve araçtan istenen verimi bir türlü alamadıklarını ileri sürerek, aracın ayıpsız yenisiyle değiştirilmesini, mümkün değilse araç için ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; aracın 22/03/2013 tarihinde trafiğe çıktığını, 02/03/2015 tarihli son servis kaydına göre 77.042,00 km yol yaptığını, aracın hem otomatik, hem manuel olarak yönetildiğini, bu tip araçlarda devriyaj pedalının bulunmadığını, araçta koruma programının bulunduğunu, sisten ve şanzımanı koruma amaçlı olarak programın devreye girip sürüşü koruma amaçlı kesintiye uğratabildiğini, bu durumun da ikaz lambası ile sürücüye bildirildiğini, dava konusu araçta üretimden kaynaklanan bir ayıp bulunmadığını, giderilmeyen bir arızanın da olmadığını, davanın kötüniyetli olarak açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu aracın 22/03/2013 tarihli fatura ile 81.723,74 TL karşılığında satışının yapıldığı, araçta meydana gelen şanzıman arızası nedeniyle 6502 sayılı Kanun'un 11.maddesine göre garanti kapsamında ücretsiz onarım yapılarak problemin çözülmeye çalışıldığı, aracın yedi kez yetkili servise götürüldüğü, dört kez kavramasının, bir kez mekatronik, bir kez de komple şanzımanın değiştirildiği fakat arızanın halen devam ettiği, 6502 sayılı Kanun'un 56/3 maddesi ve 11. maddesinde yer alan seçimlik haklar gözetildiğinde, davacının aracın değiştirilmesini veya bedelinin iadesini isteme hakkı bulunduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne, davaya konu aracın ayıpsız yenisiyle değiştirilmesine, bu mümkün olmadığı takdirde 81.800,00 TL'nın davalıya teslim tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davacıya iadesi ile aracın da davalıya iadesine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; mahkeme gerekçesinde 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümleri gerekçe yapılarak davacının taleplerinin kabul edilmiş ise de, taraflar tacir olup somut olayda 6502 sayılı Kanunun uygulama yeri bulunmadığı, ayrıca dava konusu aracın ilk olarak davalının bayisinden 22/03/2013 tarihinde satın alındığı, davacının ise bu aracı ikinci el olarak 29/03/2013 tarihinde aldığı, araçta 03/01/2014'den itibaren sorunlar çıkmaya başladığı, aracın bu tarihten 02/03/2015 tarihine kadar değişik tarihlerde yetkili servislere gittiği, bu süreçte dört kez kavramanın, bir kez mekatroniğin ve bir kez de komple şanzımanın değiştirildiği, araçta halen DSG şanzıman probleminin devam ettiği, araç vites geçişlerinde ve kalkışlarda titreme ve sarsıntıların mevcut olduğu, ticari satım söz konusu olup 6102 sayılı TTK'nun 23.maddesi ve 6098 sayılı TBK'nun uygulanacağı, servis fişlerinin incelenmesinde de yapılan bir çok değişim ve onarımın garantiden yapıldığı anlaşıldığından dava tarihi itibariyle aracın garantisinin devam ettiği, araçtaki söz konusu arızanın birçok kez servise gidilmesine rağmen devam ettiği, sorunun çözülemediği, dolayısıyla araçta üretimden kaynaklı bir ayıp bulunduğu, davalı taraf, aracın sigorta ve hasar kayıtlarının incelenerek değer kaybı varsa düşülmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, davalının somut olarak bir hasar veya kazadan bahsetmediği, yine davalının bu konuda somut bir delil ileri sürmediği, aracın davacı tarafından ikinci el olarak satın alındığı ve bu bedelin araştırılması gerektiği ileri sürülmüş ise de, davacının talebini aracı satın aldığı kişiye değil, davalıya yöneltmiş olduğu gerekçeleriyle, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine davalı vekilinin istinaf talebinin ise kısmen kabul kısmen reddi ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, davanın kabulü ile, davaya konu ...plakalı ... motor nolu 2013 model Wolksvogen marka passat 1.6 TDİ aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesine, bu mümkün olmadığı takdirde ödenen 81.800.-TL bedelin davalıya teslim tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davacıya iadesiyle aracın davalıya teslimine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 ve devamı maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Dava, gizli ayıp iddiasıyla aracın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi, mümkün olmadığı taktirde araç için ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
Davacı taraf, ikinci el olarak satın aldığı araçta çıkan arızaların onarım yoluyla giderilemediğini, araçtan istenen verimin alınamadığını ve kullanımdan değil, üretim hatasından kaynaklanan bir gizli ayıp bulunduğunu ileri sürerek, aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesini, eğer mümkün değilse araç için ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davaya konu aracın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi, mümkün olmadığı taktirde aracın ilk satış bedelinin aracın teslim tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davacıya iadesine ve aracın davalıya teslimine karar verilmiştir.
Ancak davacının gizli ayıp iddiasında bulunduğu aracı, ikinci el olarak satın aldığı nazara alınarak, varsa ikinci el satışa ilişkin belgelerin değerlendirilmesi, yoksa aynı marka, model ve özelliklerdeki aracın davacının alım tarihi itibariyle ikinci el rayiç değeri üzerinden değerlendirme yapılması ve belirlenen miktara göre bir karar verilmesi gerekirken, talep aşımı da oluşturacak şekilde ilk alıcının alım faturasındaki miktar esas alınarak hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz istemlerinin, davalı vekilinin ise sair temyiz istemlerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine,25.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.