8. Hukuk Dairesi 2011/7089 E. , 2012/4096 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine ve Ordu Belediye Başkanlığı, dahili davalılar ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden Verilen 09.05.2011 gün ve 427/246 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, dava konusu 175 parselin 80/480 pay maliki ... ve 140/480 pay maliki Remziye Mingari’nin tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan kişiler olduğunu, 260/480 pay maliki olan müvekkilinin taşınmazın tamamına zilyet olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptaliyle tamamının davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuş, diğer davalı ... ile dahili davalılar ... ve arkadaşları yargılama oturumlarına katılmadıkları gibi savunma da yapmamışlardır.
Mahkemece, iptal ve tescil davalarının tapu malikine karşı açılması gerektiği, sonradan dahili dava yoluyla taraf teşkilinin kurulamayacağı gerekçeleriyle, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tapu sicilinde kayıtlı taşınmazlar hakkında açılan ve mülkiyetin aktarılması amaçlanan iptal ve tescil davalarında dava, tapu malikine, ölü ise, mirasçılarına yöneltilir. Görülmekte olan davada çekişme konusu olan 175 parsel sayılı taşınmazın malikleri arasında Ordu Belediye Başkanlığı bulunmadığından bu davalı yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından hükmün belediyeye yönelik bölümünün ONANMASINA,
Hükmün Hazine ile dahili davalılar ... ve arkadaşlarına yönelik bölümüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince; TMK’nun 713/2.maddesindeki düzenlemede, “…aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya 20 yıl önce ölmüş, ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir”, denilmiştir. Bu maddedeki nedenlerden her biri için ayrı ayrı dava açılmasıgerekir. Görülmekte olan dava, malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması nedenine dayanılarak açılmış iptal ve tescile ilişkindir.
Az yukarıda da açıklandığı gibi, kural olarak tapulu taşınmazlar hakkında açılan iptal ve tescil davalarında dava tapu malikine, ölü ise de, mirasçılarına yöneltilir. Ancak, TMK’nun 713/2.maddesine dayalı iptal ve tescil davaları, taraf teşkili bakımından özellik arz eden davalardır. Hazinenin, tapu sicillerinin gerçeğe uygun ve doğru şekilde tutulmasından sorumlu olması ve kayıt maliklerinin hiç mirasçı bırakmadan ölmeleri ihtimali karşısında TMK.nun 501.maddesi hükmü uyarınca tereke Devlete kalacağından Hazinenin bu tür davaların sonucu ile ilgisinin bulunması nedeniyle tapu malikleri ile Hazine arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Dairenin ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları bu yöndedir. Bu nedenle, başlangıçta Hazineye karşı açılmış bulunan davada, kayıt maliklerinin, ölmüşlerse mirasçılarının belirlenerek davayı bu kişilere yöneltilmek suretiyle taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın yürütülüp sonuçlandırılması mümkündür. Başka bir anlatımla, tapu maliklerinin mirasçılarının sonradan davaya dahil edilemeyeceği yönündeki ana kuralın istisnalarındandır. Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davanın Hazineye yöneltilmesi ve yargılamanın ilerleyen aşamasında pay maliki Ayşe’nin belirlenen mirasçılarının davaya dahil edilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, mahkemenin yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün Hazine ve dahili davalılara yönelik bölümünün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK’nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,75 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 10.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.