Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/1221 Esas 2016/8295 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1221
Karar No: 2016/8295
Karar Tarihi: 17.03.2016

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/1221 Esas 2016/8295 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/1221 E.  ,  2016/8295 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, ücret alacağı, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının, davalıya ait işyerinde bilgi işlem sorumlusu olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin son bulduğunu, işçilik alacaklarının ödenmediğini belirterek, müvekkilinin alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, istekler kısmen hüküm altına alınmıştır.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi hususu ihtilaflıdır. Dava dilekçesinde, sözleşmenin Temmuz 2012 tarihinde son bulduğu belirtilmiş, başkaca açıklama yapılmamıştır. Davalı tarafından davaya cevap verilmemiş, temyizde devamsızlık sebebiyle haklı feshedildiği belirtilmiştir. Mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarındaki çıkış tarihi olan 26.07.2012 tarihi hesaplamalarda esas alınmıştır. Davacının dosyaya sunulan 19.09.2012 tarihli ihtarında, iş sözleşmesinin ücretlerin ödenmemesi sebebiyle feshedildiği belirtilmektedir. Bu durumda haklı işçi feshi söz konusu olacağından ihbar tazminatına hükmedilmesi hatalıdır.
3-Davacı işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. İş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı durumlarda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşları ile Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “Kazanç bilgisi sorgulama” ekranından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalıdır. Mahkemece davacının kıdemi ve yaptığı işe göre ilgili meslek kuruluşlarından ve yukarıda belirtilen mercilerden uyuşmazlık konusu dönemde alabileceği emsal ücret seviyesi belirlenmeli ve dava konusu alacaklar buna göre hesaplatılmalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine  17.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.