4. Hukuk Dairesi 2011/199 E. , 2011/3007 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... San. Türkiye A.Ş ve diğeri aleyhine 12/02/2010 gününde verilen dilekçe ile ayıplı malın neden olduğu trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 15/07/2010 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 22/03/2011 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... geldi, karşı taraftan davalılar adlarına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazlarına gelince; a)Dava, ayıplı ürünün yol açtığı trafik kazası nedeniyle desteğin ölümünden dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davalılardan ... hakkındaki istem husumet yönünden, diğer davalı ... Toyota Sabancı Pazarlama ve Satış AŞ hakkındaki istem ise esas yönden reddedilmiş; karar, davacılar tarafından temyiz olunmuştur.
Davacılar, emniyet kemeri bağlı olarak tek başına yolculuk yapan desteğin, havanın yağışlı olması nedeniyle yoldan çıkarak takla atıp tarlaya devrilen araçtaki hava yastıkları açılmadığından, kafa travması geçirerek yaşamını yitirdiğini, tespit raporunda da belirtildiği gibi kazanın, davalıların üretim hataları sonucu meydana geldiğini belirterek, davalıların maddi ve manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarını istemişlerdir.
Davalılardan ... Toyota Sabancı Pazarlama ve Satış AŞ; devrilen araçta bulunan SRS hava yastığı sisteminin, bulundukları yere doğrudan gelen darbelerde açılmak üzere, emniyet kemerlerinin sağladığı korumaya ek destek amacıyla tasarlandığını, arkadan çarpmalarda, takla atmalarda, şarampole yuvarlanmalarda, 30 km ve daha az hızlardaki çarpışmalarda, belirli açılı çarpmalarda açılmayacağını, çarpışma sırasında araç içinde bulunan kişilerin kafalarının istemsiz olarak çarpışma yönüne doğru gitmeleri nedeniyle oluşan baş ve boyun yararlanmalarını azaltmak için bulunduğunu; dava konusu olayda, düz yolda kontrolden çıkıp şarampole yuvarlanarak takla atan araç bu sırada herhangi bir şeye çapmadığından, hava yastıklarının açılmamasının olağan olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
.Diğer davalı ... ise; kaza yapan aracın üreticisi ve dışalımcısı olmadıklarını ileri sürerek, davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Yerel mahkemece, davalılardan ..., dava konusu aracın dışalımcısı veya üreticisi olmadığından onun hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle, diğer davalının yönünden ise, dava konusu aracın yurt dışında üretilerek diğer davalı ... Toyota Sabancı Pazarlama ve Satış AŞ tarafından dışalım yoluyla getirilen araçlardan olup tüketiciye karşı davalı ... Toyota Sabancı Pazarlama ve Satış AŞ"nin sorumlu olduğu, araçta kaza sırasında hava yastıklarının açılmasını gerektirecek açı ve ivme şiddetinin oluşmadığı, hava yastıklarının açılmamasının üretim hatasından kaynaklanmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacılar tarafından yaptırılan tespitte alınan bilirkişi raporu ile mahkemece alınan bilirkişi raporu arasında, aracın hava yastıklarının açılmamasının üretim hatasından ileri gelip gelmediği konusunda çelişki bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan kusur raporları arasındaki çelişki alınacak başka bir rapor ile giderilip davalılardan ... Toyota Sabancı Pazarlama ve Satış AŞ"nin sorumluluğu bulunup bulunmadığı saptandıktan sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
Yerel mahkemece açıklanan yön gözetilmeyerek, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
b)Karar gününde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 12. maddesi uyarınca; dava konusunun para veya para ile değerlendirilebilir olması durumunda avukatlık ücreti, Tarife’nin üçüncü kısmına göre nispi olarak belirlenir. Aynı Tarife"nin 10/3. maddesi uyarınca ise, manevi tazminat isteğinin tümden reddedildiği durumlarda, karşı taraf yararına Tarife"nin üçüncü kısmına göre takdir olunacak avukatlık ücreti, Tarife"nin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre belirlenir.
Davacının maddi ve manevi tazminat istemleri tümden reddedildiğine göre, reddedilen maddi ve manevi tazminatlar nedeniyle, davalı yararına yukarıda açıklanan Tarife gereğince ayrı ayrı sırasıyla nispi ve maktu avukatlık ücreti takdir edilmesi gerekirken, fazla miktarda olmak üzere tek ve nispi avukatlık ücreti takdir edilmiş olması doğru olmadığından, karar bu nedenle de bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a ve b) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden davacılar yararına takdir olunan 825,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/03/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.