8. Hukuk Dairesi 2018/15822 E. , 2020/896 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
DAVACI-
KARŞI DAVALI : ...
DAVALI-
KARŞI DAVACI : ...
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
İLK DERECE
MAHKEMESİ : 8. Aile Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda 8. Aile Mahkemesinin asıl davanın kabulü, karşı davanın açılmamış sayılması hükmüne karşı, asıl dava yönünden davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde karar verilmiş, bu kez Bölge Adliye Mahkemesi kararının Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.02.2020 günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı-karşı davacı vekili Avukat ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı-karşı davalı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı-karşı davacı erkek adına edinilmiş bir adet taşınmaz bulunduğunu açıklayarak, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesini ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 75.000,00 TL alacağın faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, yersiz açılan karşı davanın reddini savunmuştur. Harcını yatırmak suretiyle sundukları 11.07.2016 tarihli dilekçeyle talep miktarı 115.000,00 TL"ye arttırılmıştır.
Davalı-karşı davacı ..., dava konusu evin bedelinin tamamen babası tarafından ödenerek satın alındığını açıklayarak, asıl davanın reddini savunmuş, karşı dava dilekçesinde ise evin tamamen kendine bırakılmasını, eve yaptığı değer artışının kendisine ödenmesini talep etmiş, harca esas değer 75.000,00 TL olarak bildirilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, asıl davanın kabulü ile davacının 115.000,00 TL katılma alacağı olduğunun tespiti ile bu alacağın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı vekili tarafından asıl davanın kabulü yönünden karar istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi; tüm dosya kapsamına göre, evlilik birliği içerisinde ve 2009 yılında edinilen taşınmazla ilgili katılma alacağı bakımından davacı eşin katkıda bulunmasının önemi bulunmayıp katılma alacağının yasadan kaynaklandığı, dava konusu taşınmazın bedelinin davalının babası tarafından ödendiği bu nedenle davalının kişisel malı olduğu iddia edilmiş ise de, davalının babası tarafından keşide edilen çek ile gerçekleştirildiği belirtilen ödemelere ilişkin çek bedellerinin davalı tarafından babasının hesabına EFT olarak gönderildiği, davalı adına çekildiği belirtilen kredi ödemelerine ilişkin delil ibraz edilmediğinin anlaşıldığı, tapu kaydında satış olarak görünen işlemlerin bağış olduğunun, yani resmi işlemin muvazaalı yapıldığının yazılı belge ile ispat edilemediği, yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde edinilen mallar aksi kanıtlanmadıkça edinilmiş mal sayılacağından (TMK mad. 222), davalı da dava konusu gayrimenkulün kişisel mal niteliğinde olduğunu ispat edemediğinden, tasfiyeye konu taşınmazın TMK"nin 219. maddesi uyarınca edinilmiş mal olduğunun kabulü gerektiği, taşınmazın tasfiyeye esas değerinin tespiti için mahallinde yapılan keşif sonucu ibraz olunan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve yeterli olduğu kanaatine varıldığı, bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesince TMK"nin 231/1 ve 236. maddeleri uyarınca taşınmazın tasfiye tarihi itibariyle belirlenen değerinin yarısı oranında davacı eş lehine katılma alacağına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davalı-karşı davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamındaki, bilgi, belge, beyanlar, banka hesap hareketleri incelendiğinde davalı erkeğin banka hesabından çıkan paraların davalının babasının banka hesabına gönderildiği ve babası tarafından bu paralar kullanılarak taşınmaz alımında ödemelerin gerçekleştirildiği sabit ise de davalının para gönderdiği banka hesabına 30.11.2005 tarihinde yatan 10.000,00 TL paranın davalının babası dava dışı ... tarafından gönderildiği ve hesap hareketlerinden bu paranın davalı tarafça hesabındaki diğer paralar ile birlikte taşınmaz ödemesinde kullanılmak üzere dava dışı babasının hesabına aktarıldığı anlaşılmaktadır. Davalının babasının gönderdiği ve taşınmaz alımında kullanıldığı sabit olan 10.000,00 TL paranın TMK"nin 220/2. maddesi kapsamında davalının kişisel malı olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, edinme tarihindeki taşınmaz değeri içinde 10.000,00 TL paranın oransal karşılığı bulunmalı, bu oran taşınmazın tasfiye tarihindeki değeriyle çarpılarak davalı lehine denkleştirilmesi gereken (TMK mad. 230) meblağ belirlenmelidir. Taşınmazın tasfiye tarihindeki değerinden, denkleştirilecek meblağın düşümü ile kalan artık değer üzerinden ise davacının katılma alacağı hesaplanmalıdır. Mahkemece, delillerin yanılgılı değerlendirilmesiyle taşınmazın tamamının edinilmiş mal olarak kabulü ve bu doğrultuda hesaplama yapılıp davacının katılma alacağının tespiti hatalı olup hükmün bu nedenle bozulması gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin asıl dava yönünden yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK"nin 373/1 maddesi uyarınca kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK"nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 2.540,00 TL avukatlık ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı-karşı davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.