Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1943
Karar No: 2021/803
Karar Tarihi: 22.06.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1943 Esas 2021/803 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davanın konusu, davacının evliliklerinde davalının kusurlu davranışları nedeniyle boşanma talebi ve tedbir-yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talebidir. İlk kararda, davacının iddialarının ispatlanamaması ve tanık beyanlarının temelinden sarsılmayan beyanlarla sınırlı olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak Özel Daire, davanın kabul edilmesi gerektiği yönünde karar vermiştir. Mahkeme, direnme kararıyla Özel Daire kararına karşı çıksa da Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, davacının talebinin, boşanma kararı alınmış olması nedeniyle konusuz hale geldiği belirtilerek, esası hakkında bir karar verilemeyeceği sonucuna varmıştır. Kararda, TMK’nın 166/1. maddesi gereği evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma istemlerinde hâkimin geniş takdir yetkisi olduğu ve davanın açıldığı tarihteki fiilî ve hukukî sebeplere göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, HMK’nın Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri başlıklı 331. maddesi uyarınca, davanın konusuz kalması nedeni
Hukuk Genel Kurulu         2017/1943 E.  ,  2021/803 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla)


    1. Taraflar arasındaki “boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Cihanbeyli Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili 02.11.2012 tarihli dava dilekçesinde; tarafların 13.10.1981 tarihinde evlendiklerini, ortak iki çocuklarının bulunduğunu, davalının müvekkiline karşı saygısız davranışlar sergilediğini, aşağılayıcı söz ve hakaret sarf ettiğini, sürekli alkol aldığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, çoğunlukla eve geç geldiğini, bazı geceler hiç gelmediğini, Ayşe isimli bir kadınla birlikte olarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 500TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 50.000TL maddi, 50.000TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamış olup, katıldığı 26.02.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında tüm iddiaları inkârla, açılan davanın asıl nedeninin kayın biraderi adına çektirmiş olduğu kredinin geri ödenmesinde bir taksitin geç yatırılması olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. Cihanbeyli Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 21.05.2013 tarihli ve 2012/496 E., 2013/259 K. sayılı kararı ile; davacının iddialarını ispatlayamadığı, dinlenen tanık beyanlarının bir kısmının evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu, bir kısmının ise sebep ve saiki açıklanamayan, somut bilgi ve görgüye dayanmayan, sadece davacı eşin anlatımlarından ibaret ve inandırıcı olmaktan uzak açıklamalar olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 24.03.2014 tarihli ve 2013/23525 E., 2014/6670 K. sayılı kararı ile;
    “…Hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği düşünüldü:
    Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalının birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır,...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    8. Cihanbeyli Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 25.06.2014 tarihli ve 2014/204 E., 2014/358 K. sayılı kararı ile bozma öncesi kararda yer alan gerekçenin yanında; her ne kadar davacı tanığı Servet Karaca tarafından davalı hakkında “evi ile ilgilenmediği ve alkol kullandığı” beyan edilmiş ise de bu tanığın sözlerinin bir kısmının TMK’nın 166/1. maddesinde yazılı temelden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu, bir kısmının ise sebep ve saiki açıklanamayan, somut bilgi ve görgüye dayanmayan, sadece davacı eşin anlatımlarından ibaret ve inandırıcı olmaktan uzak açıklamalar olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    9. Direnme kararı yasal süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    10. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; boşanmaya sebep olan olaylarda davalıdan kaynaklanan kusurlu bir davranışın ispatlanıp ispatlanmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    11. Uyuşmazlığın çözümü bakımından ilgili yasal düzenleme ve kavramların açıklanmasında yarar vardır.
    12. Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Evlilik birliğinin sarsılması” başlıklı 166. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında;
    "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
    Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.” hükmü bulunmaktadır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü, somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş olması nedeniyle evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime çok geniş takdir hakkı tanımıştır.
    13. İlke olarak her dava açıldığı tarihteki fiilî ve hukukî sebeplere göre hükme bağlanır. Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması, eş söyleyişle davanın esası hakkında karar verilmesinde hukukî yararın kalmaması hâlinde bu olayın hükümde göz önüne alınması ve böyle bir durumda mahkemenin, davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermesi gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır.
    14. Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olgu nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir.
    15. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasıyla “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmü düzenleme altına alınmıştır.
    16. Dava, TMK’nın 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair ilk kararın davacı vekilince temyizi üzerine, Özel Dairece davanın kabul edilmesi gerektiğine yönelik verilen bozma ilamına mahkemece direnilmiş ve direnme kararı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    17. Direnme kararı verildikten sonra, tarafların Cihanbeyli Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 09.09.2016 tarihli ve 2016/98 E. ve 2016/437 K. sayılı kararı ile boşanmalarına karar verildiği, kararın 11.10.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    18. Tüm bu genel açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; tarafların bir başka mahkeme kararı ile boşanmalarına karar verildiği, kararın kesinleştiği, bu nedenle eldeki boşanma davasının konusuz hâle geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın esası hakkında bir karar verilemeyecektir. Ancak, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve tayin eder (HMK m. 331/1). O hâlde yerel mahkemece yapılacak iş, bu husus gözetilerek, davacının boşanma talebi hakkında konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti konularında HMK’nın 331/1. maddesine göre bir karar vermekten ibarettir.
    19. Hâl böyle olunca direnme kararının, açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerle bozulması gerekmiştir.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi