Esas No: 2021/9193
Karar No: 2022/4033
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/9193 Esas 2022/4033 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı şirketin, geçersiz hakem sözleşmesine istinaden mahkemeye başvurmaları sonucunda mahkemece belirlenen hakem heyetinin atanmasına karar verildiği ancak davacının, hakem tayinine muvafakat vermediği iddia edilmiştir. Davacı, hakem sözleşmesinde kararlaştırılan hakemlerin görevi kabul etmemesi nedeniyle tahkimin sona erdiğini öne sürmüştür. Mahkeme ise, tarafların ortak beyanı ile hakem heyetinin görev süresini uzattıkları ve hakem heyetince karar verildiği gerekçesiyle davacının talebinin reddine karar vermiştir. Davacının iddialarının yerinde olmadığı ve hakem kararının iptal sebepleri arasında yer almadığı sonucuna varılmıştır. Kararda, HMK md.407, HMK md.421, HMK md.439/2-c gibi kanun maddelerine atıfta bulunulmuştur.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Hakem Kurulu Heyetince verilen 14.06.2021 günlü kararın iptali istemi ile İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla Bölge Adliye Mahkemesine açılan davanın yargılaması sonucunda davanın reddine ilişkin verilen 14.10.2021 gün ve 2021/5-2021/6 sayılı karar, yasal sürede davacı vekilince temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı Ayyıl Ltd. Şti. tarafından geçersiz hakem sözleşmesine istinaden hakem tayini talebiyle mahkemeye başvurulduğunu, hakem tayinine muvafakatlerinin bulunmadığı halde İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 20/06/2019 tarihli ve 2019/21 E., 2019/612 K. sayılı kararıyla mahkemece re'sen belirlenen 3 kişilik hakem heyetinin atanmasına karar verildiğini, ancak hakem sözleşmesinin geçersiz olduğunu, hakem sözleşmesinin geçerli olabilmesi için tarafların hakem iradelerinin karşılıklı olarak açık ve kesin olması gerektiğini, hakem iradesinin varlığının hakem sözleşmesinin esaslı unsuru olduğunu, davacı ile davalı arasında imzalanan 20/11/2013 tarihli Acentelik Sözleşmesi'nde hakem tayinine yönelik bir madde ve taraf iradesinin bulunmadığını, taraflar arasında imzalı ek protokoldeki hakeme ilişkin hükümlerin, HMK md.407 ve devamındaki düzenleme kapsamda bir hakem sözleşmesini içermediğini, dolayısıyla ortada geçerli bir hakem sözleşmesi bulunmadığını, hakemlerin görevi kabul etmemeleri nedeniyle HMK md.421 uyarınca hakem yargılaması yapılamayacağını, hakem kararının tahkim süresi içerisinde verilmediğini, HMK md.439/2-c uyarınca kararın iptali gerektiğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, mahkemece tarafların eşitliği ilkesine aykırı yargılama yapılarak hakem kararı verildiğini, hakem kararının kamu düzenine aykırı olduğunu bu nedenle teminat şartı aranmaksızın teminatsız, talebin kabul görmemesi halinde mahkemece tayin edilecek teminat mukabilinde 14/06/2021 tefhim ve tebliğ tarihli hakem heyeti kararının icrasının durdurulmasını, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 20/06/2019 tarihli ve 2019/21 E., 2019/612 K. sayılı kararıyla atanmış hakemler ..., ... ve ... 'ten müteşekkil hakem heyetince verilmiş olan 14/06/02021 tarihli kararın HMK md.439 uyarınca iptaline hakem kararı ile müvekkili şirket aleyhine hükmedilen yargılama gideri, bilirkişi ücreti, hakem ücreti ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, işbu davadaki yargılama giderlerinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olup reddi gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen hususların maddi gerçeğe, acentelik sözleşmesi ve eki protokol ile, hakem sözleşmesi ve diğer eklere, ayrıca yargılama sürecinde gerçekleşen ve dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelere aykırı olduğunu, taraflar arasındaki hakem yargılaması şartının sözleşmenin eki protokolde ve hakem sözleşmesinde açıkça kabul edilerek kesin olarak belirlendiğini, acentenin kendi kusurundan veya sözleşmenin ilgili yükümlülüklerinin acente tarafından ihlali sonucu feshe neden olmadığından, fesihten kaynaklı alacaklar içinde hakem heyetine başvuru yapılması gerektiğini, hakem sözleşmesinin geçerli olduğunu ve bu sözleşme uyarınca yargılama yapıldığını, davacının hakem kararının tahkim süresi içerisinde verilmediği iddiasının mesnetsiz olduğunu, davacının sürenin uzatılmasına dair kabulünün olduğunu, davacı tarafından belirtilen sürenin sonunda da herhangi bir şekilde süre itirazında bulunulmadığını, atanan yeni heyetin HMK hükümlerine bağlı şekilde yargılama yaptığını, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği ve tarafların eşitliği ilkesine aykırı yargılama yapılarak hakem kararı verildiği iddiasının mesnetsiz olduğunu savunarak, iptal talebinin reddine, yargılama harç ve giderlerin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan hakem sözleşmesi ile belirlenen hakemlerin hakemlik görevini kabul etmedikleri, bunun üzerine karşı tarafın davacıya ihtarname göndererek yeni hakem seçimine katılmasını talep ettiği, davacının bu talebe yanıt vermemesi üzerine mahkemeye müracaat ederek hakem belirlenmesini istediği, davacının da mahkemece hakem belirlenmesine ilişkin davaya katıldığı, mahkemece belirlenen hakemlere itiraz etmediği, hakemlerce yapılan tahkim yargılamasına katıldığı, bu nedenle davacının hakem sözleşmesinde kararlaştırılan hakemlerin görevi kabul etmemesi nedeniyle tahkimin sona erdiğine ilişkin iptal sebebinin yerinde olmadığı, ayrıca hakem sözleşmesinde (3-6.maddeler) hakem heyetinin sorunu 3 ay içinde çözeceğinin belirlenmiş olmasına rağmen seçilen hakem heyetinin sözleşmede öngörülen süre içinde karar veremediği, ancak hakem heyetince, belirlenen süre içinde karar verilemeyeceği için 04/08/2020 tarihli 5.Toplantı tutanağına göre; hakem heyetinin görev süresinin tarafların ortak beyanı ile 21/10/2020 tarihinden itibaren bir yıl süre ile uzatılmasına karar verildiği, verilen bu kararın davacı tarafça da imzalanmış olduğu, tahkim yargılamasında taraflar süre konusunu serbestçe belirleyebileceklerinden ve taraflarca da hakem heyetinin görev süresi uzatılmış olup hakem heyetince bu uzatılan süre içinde (14/06/2021 tarihinde) karar verilmiş olduğu, yine davacının tarafların eşitliği ilkesine aykırı hareket edildiğine veya hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğine ilişkin somut bir gerekçe sunmadığı, hakem heyetinin taraflar arasındaki sözleşmeyi, somut olayı, yasayı değerlendirerek bir karar vermiş olduğu, HMK'nın 439.maddesinde sayılan iptal sebepleri arasında davacının ileri sürdüğü nedenlerin bulunmadığı, iptali istenen hakem kararında kamu düzenine aykırılık görülmediği gerekçeleriyle, davacının iptal talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvrulmuştur.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 25/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.