Taraflar arasında görülen davada; Davacı,kayden maliki olduğu 1575 parsel sayılı taşınmazın,aplikasyon işlemleri için Kadastro Müdürlüğüne yapılan başvuru sonucunda,Çavdır Belediye Encümeninin 4.7.1995 tarih ve 44-1 sayılı kararı ile imar planı içerisinde kalan davalılar adına kayıtlı 131 ada 1 nolu parsel ile 132 ada 1 ve 2 nolu parseller ile bu iki ada arasındaki imar yolunun kısmen, maliki olduğu 1575 parseli kapsadığının belirlendiğini,1575 parsel sınırları ve alanının eski sınır ve miktarının imar uygulaması sonucu (ihdasen) oluşan 131 ada 1, ile 132 ada 1 ve 2 nolu parsellerin mükerrer tescil edilen alanlarının düzeltilip iptal edilmesi ile gerçekleşeceğinin bildirildiğini ileri sürerek,davalılara ait taşınmazların mükerrer kısımlarının iptal edilip düzeltilerek,1575 sayılı kadastral parselinin sınırlarının ve alanının aynen kalmasını,1515 sayılı Tapu Kayıtlarından Hukuki Kıymetlerini Kaybetmiş Olanların Tasfiyesine Dair Kanun’un 2.md.sine dayanarak istemiştir. Davalı Belediye,mükerrer kaydın iptalini istemiş;davalı hazine de davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,ileri sürülen iddianın idari yargı yerinde iptalinin gerektiğinden yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar,davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, yolsuz tescil iddiasına dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, çekişmenin idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1575 parsel sayılı taşınmazın 1964 yılında kadastro çalışması sonucu davacı adına tapuya tescil edildiği görülmektedir.Davacı, davalılar adına ihdasen sonradan oluşturulan 131 ada 1,132 ada 1 ve 2 parseller ile bu iki ada arasındaki imar yolunun maliki olduğu 1575 parsel içerisinde kaldığını, mükerrer kayıt oluşturulduğunu ileri sürerek yolsuz tescil iddiasına dayalı olarak dava açmış olup, iddianın niteliğine göre davaya genel mahkemede bakılması gerekirken, idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir, kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 2.6.2008 tarihinde