Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2015/972 Esas 2015/12200 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/972
Karar No: 2015/12200
Karar Tarihi: 02.06.2015

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2015/972 Esas 2015/12200 Karar Sayılı İlamı

5. Hukuk Dairesi         2015/972 E.  ,  2015/12200 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 28/03/2014
    NUMARASI : 2011/685-2014/128

    Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
    - K A R A R -
    Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava konusu 1382 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 1036 parsel sayılı taşınmazın 237,40 m²’lik bölümü göl mutlak koruma alanı olarak ayrılmış ise de; mahallinde yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporlarına göre, taşınmazlara davalı idarece fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.
    11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklikle; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
    Öte yandan, Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Bu nedenlerle ve özellikle mahkeme kararında yazılı gerekçelere göre 1382 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 1036 parsel sayılı taşınmazın 237,40 m²’lik bölümü yönünden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
    Dava konusu 471 ve 547 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 1036 parsel sayılı taşınmazın 3462,60 m²’lik bölümü fiilen ...... Barajı göl alanında kaldığı ve bunlar yönünden husumetin DSİ Genel Müdürlüğü’ne yöneltilmesi gerektiği gözetilerek, bu parseller hakkında İ.. M..’ne karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle ret kararı verilmesi sonucu itibariyle doğrudur.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 02.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.