![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2007/31462
Karar No: 2008/108
Karar Tarihi: 12.02.2008
İhbar Tazminatı - İkramiye - Kısmi Süreli İş Sözleşmesi - Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/31462 Esas 2008/108 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2007/31462 E., 2008/108 K.
9. Hukuk Dairesi 2007/31462 E., 2008/108 K.
- İHBAR TAZMİNATI
- İKRAMİYE
- KISMİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ
- 4857 S. İŞ KANUNU [ Madde 11 ]
- 4857 S. İŞ KANUNU [ Madde 5 ]
- 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 325 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki kıdem, ihbar, izin, ulaşım gideri, sözleşmenin kalan süresine ait ücret ve ikramiye alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm, süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi üzerine, tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendi, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1-Davacı işçi, işyeri hekimi olarak kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışmış ve açmış olduğu bu davada ikramiye isteğinde bulunmuştur. Mahkemece istek doğrultusunda karar verilmiştir. Dosya içinde bulunan iş sözleşmelerinde ikramiye ödenmesi yönünde bir düzenleme yer almamış olsa da, işyerinde tam süreli iş sözleşmeleri ile çalışan diğer işçilere ikramiye ödenmesinin yapıldığı dosya içeriğiyle sabit olmuştur. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 5. maddesinin 2. fıkrasında "İşveren esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmi süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz" şeklinde kurala yer verilmiştir. O halde, anılan yasanın yürürlükte olduğu dönemde işçinin tam süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçilere ikramiye ödendiği halde, kısmi süreli iş ilişkisi kapsamında çalışan davacı işçiye ödenmemiş olması eşit davranma borcuna aykırılığı oluşturur. Anılan yasanın yürürlüğe girmesinden önce de yargı kararlarına konu olmuş ve öğretide ayrıntılı biçimde ele alınmıştır. Zira, eşit işlem borcu işverenin işçiyi gözetme borcu kapsamında kalmakta ve doğrudan iş sözleşmesinden doğmaktadır. Öte yandan, genel anlamda eşitlik ilkesini düzenleyen Anayasa"nın 10. maddesi ile "Ücrette Adalet Sağlanması" kenar başlıklı 55. maddesi de işverenin eşit davranma borcunu ortaya koymaktadır. Bu itibarla, davacı işçinin ikramiyeye hak kazandığı yönünde mahkeme kararı yerinde görülmüştür.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
a- Davacı işçi, davalıya ait işyerinde 16 yıl süreyle her yıl yenilenen iş sözleşmeleri ile işyeri hekimi olarak çalışmış ve 31.12.2005 tarihinde iş sözleşmesinin işverence feshi üzerine açmış olduğu bu davada ihbar tazminatı isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, iş sözleşmesinin belirli süreli olma
özelliğini koruduğu gerekçesiyle ihbar tazminatı isteğinin reddine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 11. maddesinde, "İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir" şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Davacı işyeri hekimi ile işveren arasında yasanın aradığı anlamda belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren objektif neden ile yenileme için esaslı nedenler bulunmamaktadır. Bu durumda, davacı işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi kapsamında çalıştığı kabul edilmeli ve iş sözleşmesinin fesih şekline göre davacının ihbar tazminatına hak kazandığı sonucuna varılmalıdır. Mahkemece aksine düşünceyle ihbar tazminatı isteğinin reddi hatalı olmuştur.
b- Yasal dayanağı Borçlar Kanunu"nun 325. maddesi olan sözleşmenin kalan süresine ait ücret isteği, belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiler bakımından ve sözleşmenin işverence süresinden önce haklı bir neden olmaksızın feshi halinde söz konusu olur. Davacı işçi belirsiz süreli iş sözleşmesi kapsamında çalıştığına göre, sözleşmenin kalan süresine ait ücret isteğinin reddi gerekirken, talebin kabulü de hatalı olmuştur.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.