Esas No: 2020/6941
Karar No: 2022/4076
Karar Tarihi: 26.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6941 Esas 2022/4076 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi, davacının açık hesap ilişkisi nedeniyle davalıdan 723.338 USD alacağı olduğunu, ancak davalının kısmi ödeme yaptığını ve kalan borcun tahsili için başlatılan takipte itiraz ettiğini belirtti. Davacı, alacağın tahsili için başlattığı dava sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi'nin bozma ilamına uyularak yapılan yeniden yargılama neticesinde kötü niyet tazminatı talebinin reddedildiği ve davanın reddine karar verildiği görüldü. Karar temyiz edildi, ancak Yargıtay tarafından temyiz talebi reddedildi. Kararda HMK'nın 373/3, 370/1 ve 372. maddelerine atıfta bulunuldu. HMK'nın 373/3. maddesi uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verildiği, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının yerinde olmadığı belirtildi. HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca karar onandı ve HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi kararlaştırıldı. Ayrıca, takdir edilen duruşma vekalet ücreti davacıdan
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce bozmaya uyularak davanın reddine dair verilen 08.07.2020 tarih ve 2020/125 E. - 2020/1236 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 17.05.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr.... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının açık hesap ilişkisi nedeniyle 23.01.2014 tarihi itibariyle davalıdan 723.338 USD (1.636.552,23 TL) alacağı bulunduğunu, anılan bu alacağın tahsili için davalı hakkında İstanbul 11. İcra Dairesi’nin 2014/1567 esas sayılı takip dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borcun 867.658,85 TL’lik kısmını kabul ederek avukatlık ücretiyle birlikte 06.02.2014 tarihinde toplam 938.578,85 TL ödemede bulunduğunu, ancak bakiye 336.577,34 USD alacağa itiraz ettiğini iddia ederek 336.577,34 USD alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile aralarında döviz alacağı ilişkisi bulunmadığını, dava tarihi itibariyle bakiyenin sıfır olduğunu, faturaların TL cinsinden olduğunu savunarak davanın reddi ile kötü niyet tazminatı istemiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, uyulan bozma ilamında işaret edildiği üzere davacının bilgisayar ve parçaları ithalatçısı, davalının ise davacının ithal ettiği bilgisayarları ve parçalarını satın alıp, yurt içinde yeniden satan bir şirket olduğu, davacının takip talebinde 723.338,00 USD alacağının taraflar arasındaki açık hesaptan kaynaklandığını bildirdiği, itirazın iptali davalarının, takip talebine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın, davacı tarafından davalıya satılan malların dövize endeksli olarak satılıp satılmadığı hususundan kaynaklandığı, Türkiye’de faaliyet gösteren iki Türk şirketi arasındaki davacının icra takibine ve davaya konu ettiği açık hesap alacağının kur farkından kaynaklandığı, başka bir deyişle kur farkı alacağı olduğu, kur farkı alacağının, Türk Lirası olarak talep edilebileceği. Türk Kanunları’na göre döviz alacağının Türk Lirası olarak istenmesi mümkün ise de, Türk Lirası alacağının dövize çevrilerek istenmesinin mümkün olmadığı, davacının kur farkından kaynaklanan Türk Lirası alacak hakkının saklı olduğu gerekçesiyle davanın ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince HMK'nın 373/3. maddesi uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya verilmesine aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 26/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.