Taraflar arasında görülen davada; Davacı, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki, tescil harici olan çekişme konusu yerin Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini ileri sürerek, tescil talebinde bulunmuştur. Davalı, cevap vermemiştir. Mahkemece, dava konusu yerin birinci derecede sit alanında kaldığı, zilyetlikle kazanmanın mümkün olmadığı, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerin tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden özellikle, ileri sürülen iddianın içeriğinden Hazinenin açmış olduğu davanın 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 18. maddesi hükmüne dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, bu madde hükmüne göre açılan davaların hasımsız açılmasına yasal bir mani bulunmamaktadır. Davada tescili istenilen yer bakımından elatmanın önlenmesi istenilmediğine göre, husumetin köy tüzel kişiliğine yöneltilmesinin hukuki dayanağının bulunmadığı açıktır. O halde, köy hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlerdirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.05.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.