Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: K.. M.. yönünden karar verilmesine yer olmadığına, E.. B.. yönünden kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması istemlerine ilişkindir. Mahkemece K.. M.. hakkındaki dava atiye terk edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına, E.. B.. aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; dava konusu 12912,70 m² yüzölçümlü 233 parsel sayılı taşınmazın 1970 yılından itibaren çok sayıda hisse satışına konu edilerek yol payları da ayrılmak suretiyle taşınmazda yapılaşmaların tamamlandığı ve Kamulaştırma Kanununun 12/7 maddesi uyarınca hissedarlar arasında fiili taksimin gerçekleşmesi sonucu oluşan özel parselasyon ile yolda kalan alanların fiilen terk edilmesi sebebiyle idarece yapılan imar uygulaması sırasında muris E. G. tarafından yol olarak ayrılan 1646 m²’lik bölümün Kamulaştırma Kanununun 35. maddesi uyarınca bedelsiz olarak yola terkin edildiği, kalan 606,62 m²’nin ise bedele dönüştürüldüğü anlaşılmıştır. Bu itibarla; 1-) Kamulaştırma Kanununun 35. maddesi uyarınca maliklerinin muvafakati ile yol olarak ayrılan yerlerin karşılığının istenilemeyeceği gözetilerek 1646 m²’lik kısım yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması, 2-) Bedele dönüştürülen 606,62 m²’lik bölüme gelince; 13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı ile; 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin; “2981 sayılı Kanuna göre yapılan imar uygulamalarından doğan ve ipotekle teminat altına alınanlarda dahil olmak üzere her türlü alacak ve bedellerinin borçlu idarelerce ödenmesine” ilişkin usulü düzenleyen 12. fıkrası Anayasanın 2, 35 ve 36. maddelerine aykırı görülerek iptal edilmiştir. Bu durumda; imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen ya da davacı lehine tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması davalarında, 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçici 6. maddenin 12. fıkrasının uygulanması mümkün olmadığından, Bedele dönüştürülen davacılar murisi payının dava tarihindeki karşılığını usulüne uygun olarak belirleyen 28.12.2011 günlü bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması, ayrıca nispi harç ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazı doğrultusunda BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 02.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.