Esas No: 2022/916
Karar No: 2022/4085
Karar Tarihi: 26.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/916 Esas 2022/4085 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir davada, davacı müvekkilinin davalı şirketle olan bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmesi sonrasında davalının akaryakıt istasyonunu haksız olarak işgal ettiği iddiasıyla ilamsız takibe başladığı ancak davalıların takibe itiraz ettiği belirtilen Yargıtay kararı incelenmiştir. Asıl davada davalı, birleşen davada davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları reddedilerek, ilk kararın onanması kararlaştırılmıştır. Bu kararda, davacının talebini dayandırdığı 14. maddedeki hükmün cezai şart niteliğinde olup olmadığına ilişkin bilirkişilerden rapor alındığı ve raporun hükme esas alındığı belirtilmiştir. Kararda kanun maddeleri belirtilmemiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04.11.2015 tarih ve 2014/642 E. - 2015/612 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline geri çevrilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra iade edildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 03.10.2017 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasındaki bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshinden sonra davalının akaryakıt istasyonunu terk etmediğini, haksız olarak işgal ettiğini, bu sebeple oluşan 687.000,00 USD alacağın tahsili için başlatılan ilamsız takibe davalının itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davacının haksız işgal tazminatı talep ediyor gibi görünüp gerçekte sözleşmeden kaynaklanan cezai şartı talep ettiğini, talep edilen tutarın fahiş olduğunu, tenkisinin hukuki bir zorunluluk olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan doğmuş ve doğacak alacakların teminatını teşkil etmek üzere davalı ...’ın taşınmazı üzerinde 830.000,00 TL bedelle ipotek tesis edildiğini, taşınmazın haksız işgalinden kaynaklanan alacağın ödenmediğini, bu sebeple ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiklerini iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalılar vekili, alacağın tespiti yönünden yargılama yapılması gerektiğini, davacının ipotek bedeli kadar bir alacağının bulunmadığını, ipoteğin sebebinin ortadan kalktığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davaya konu edilen sözleşmeler dikkate alınarak, davacının talebini dayandırdığı 14. maddedeki hükmün cezai şart niteliğinde olup olmadığına ilişkin bilirkişilerden rapor alındığı, bilirkişi kurulunun 22.12.2014 havale tarihli raporunda, sözleşmenin 14. maddesinin cezai şart olmadığını, haksız işgal tazminatı niteliğinde bulunduğunu ve davacının haksız işgal bedelini talep edebileceğini bildirip davacı alacağını hesap ettiği, alınan bu rapora itibar edilerek raporun hükme esas alındığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, asıl davada davalı, birleşen davada davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl davada davalı, birleşen davada davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl davada davalı, birleşen davada davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 17.262,19 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davalı ... Ltd. Şti'den alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 42.522,36 TL temyiz ilam harcının temyiz eden birleşen davada davalılar Damla Petrol Ticaret Turizm Ltd. Şti'den ve ...'tan alınmasına,
26/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.