Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/2962 Esas 2012/4028 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2962
Karar No: 2012/4028
Karar Tarihi: 10.05.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/2962 Esas 2012/4028 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/2962 E.  ,  2012/4028 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İcra takibine itiraz


    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

    KARAR

    Borçlu itirazında; alacaklı vekili tarafından Karacabey Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/896 Esas, 2011/607 Karar sayılı ilamının dayanağının işçi alacağı olup hükmedilen kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının net ya da brüt olduğunun belirtilmediği, takibe konu ilama esas teşkil eden bilirkişi raporunda 16.114,39 TL kıdem tazminatı ile 1.710,17 TL ihbar tazminatlarının brüt olduğunun açıkça ifade edildiğini, asıl alacak olarak talep edilen kıdem ve ihbar tazminatları miktarlarının iptaline ve brüt –net farkının tespit edilerek aradaki farkın iptaline karar verilmesini ve buna göre fazla istenen kıdem tazminatı faizinin düzeltilmesini, ayrıca icra emrinde ihbar tazminatına dava ve ıslah tarihlerinden itibaren iki ayrı hesaplama ile faiz işletilmesi gerekirken tek kalem hesaplama yapılarak faiz işletilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan takibin iptalini talep etmiştir.
    193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu"nun 94, 61, 103 ve 104. maddeleri gereğince, ücretten kesilmesi gereken vergiler ve sigorta primlerinin, ilgili kamu idaresine ödenmesi zorunluluğu borçlu işverene aittir. Bir başka deyişle alacaklı, ilam konusu bedelden bu kesintilerin düşülmesinden sonra kalan net miktar için ilamlı takip yapabilir. Ancak ilamda açıkça net olduğu belirtilmemiş ise bunun da brüt miktar olduğunun kabulü gerekmektedir.
    Ayrıca takibe dayanak yapılan ilamda, hükmedilen kıdem tazminatının bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Kararın uygulanması gereken kısmı hüküm fıkrasıdır. HGK.nun 20.09.2006 tarih, 12-594/534 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, bu durumda mahkemece yapılacak iş, tarafların bildirdiği bankalardan hakkın doğduğu tarihten itibaren, birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının "sorulması" ve hakkın doğduğu tarihden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarlarının bilirkişi raporu ile belirlenmesi" şeklinde olacaktır.
    O halde, taraflarca bildirilen bankalardan fiili uygulamaları gösteren faiz oranları sorularak dosya içine konulduktan sonra alacak kalemlerinin açıklandığı gibi net miktarının bulunup kıdem tazminatına bildirilen banka faizlerinin ve ihbar tazminatına da yasal faiz uygulanarak Yargıtay denetimine elverişli şekilde rapor hazırlanması için bilirkişiye başvurularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme yapılarak yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 10.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.