Mala zarar verme - taksirle yaralama - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2020/5322 Esas 2020/9106 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/5322
Karar No: 2020/9106
Karar Tarihi: 12.10.2020

Mala zarar verme - taksirle yaralama - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2020/5322 Esas 2020/9106 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi, bir kişiye taksirle yaralama suçundan 2500 TL adli para cezası verdi ve bu cezanın miktarı ve türü itibariyle temyizi mümkün olmadığına karar verdi. Diğer yandan, bu davaya katılan iki kişi mala zarar verme ve taksirle yaralama suçundan mahkum edildi. Ancak, mala zarar verme suçundan açılan dava hükmünün iddianamedeki suçla sınırlı olduğu ancak suç konusunun aşıldığı görüldüğü için bu dava dosyasının ayrı bir dosya olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Kanun maddeleri ise şu şekilde tanımlanmıştır: 6217 sayılı kanunun 26. maddesi, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi, TCK’nun 27. maddesi ve 29. maddesi, 5271 sayılı CMK'nın 170. maddesi ve 225/1. maddesi.
(Kapatılan)13. Ceza Dairesi         2020/5322 E.  ,  2020/9106 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Mala zarar verme, taksirle yaralama
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    I-Sanık ... hakkında mağdur ...’ı yaralaması suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
    14/04/2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000. TL"ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, sanık hakkında taksirle yaralama suçundan dolayı tayin edilen 2500 TL adli para cezasına ilişkin hükmün, cezanın türü ve miktarı itibariyle temyizi mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince temyiz itirazlarının tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
    II-Sanıklar ... hakkında katılan sanık ...’i yaralama, sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
    1-Olay günü sanık ...’ın işyeri olan kuaför dükkanına ..., ..., ... ve ...’ın aralarında küfürleşme sebebiyle tartışma çıkması nedeniyle dükkanın camını kırarak içeri girdikleri, tartışmanın şahıslar arasında kavgaya dönüştüğü, iş yeri sahibi ...’ın dükkanına giren ve kendilerini darp etmek isteyen şahıslara kardeşleri Hüseyin ve Hasan ile birlikte müdahale ettiği ve kavga sırasında ...’ın ...’i silahtan sayılan makas ile yaraladığı olayda;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.10.2015 tarih 2013/808 Esas ve 2015/314 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere TCK"nin 27. maddesinin uygulanabilmesi için öncelikle meşru müdafaa ile korunabilecek bir hakkın bulunması, saldırıya ilişkin şartların var olması, savunmaya ilişkin şartlardan "ölçülülük" şartının, savunma lehine ihlal edilmek suretiyle sınırın aşılması, "sınırın aşılması"nın mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmesi, şartlarının meydana gelmesi gerektiği, somut olayda sanık ... hakkında bu şartların oluşmadığı, ancak sanık hakkında olayın meydana geliş şekli de dikkate alınarak TCK’nun 29.maddesinde düzenlenen haksız tahrik koşullarının bulunduğu dikkate alınarak cezalandırılması yerine yazılı şekilde karar verilmesi,


    2- Dairemizce de benimsenen ve Y.C.G.K."nın 16.04.2013 günlü, 2012/6-1307 esas ve 2013/151 sayılı kararı uyarınca iddianamedeki olayın anlatım biçimi ve uygulanması istenen yasa maddelerine göre; sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan 5271 sayılı CMK"nın 170. maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı gibi iddianame de düzenlenmediğinin anlaşılması karşısında, hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemle sınırlı olduğu gözetilerek bu suçtan Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunularak ek iddianame tanziminin sağlanması, gerekli görülürse açılacak kamu davasının iş bu dava dosyası ile birleştirildikten sonra bu suç yönünden sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden dava konusu dışına çıkılarak 5271 sayılı CMK"nın 225/1. maddesine aykırı davranılması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ile sanık ...’ın temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 12/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.