9. Hukuk Dairesi 2021/5752 E. , 2021/10030 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 26. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 10. İş Mahkemesi
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7/3. maddesi gereğince 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/5. maddesi gereğince ise, İlk Derece Mahkemesi veya Bölge Adliye Mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, kararına direnilen dairece yapılır. Direnme kararı öncelikle incelenir. Daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir.
Davacı, 22.09.2004 tarihinde başka bir firmadan bordrolu gösterilmek suretiyle davalı Türk Henkel firmasında satış danışmanı olarak işe başladığını, 2009 yılında aynı departmanda Marmara Bölge Sorumlusu olduğunu, 2015 yılı Nisan ayında ise bölge müdürlüğüne getirildiğini ve halen bu görevine devam ettiğini, 2009 yılında bölge sorumluluğuna atanmasına rağmen bölge sorumlusu ücreti alamadığını, satış primlerinin de ücret orantılı olması sebebiyle düşük prim aldığını, her yıl sonu ödenen 13. ay ücreti ve yıllık izin ücreti olan yarım aylık ücretlerinin ise hiç bir zaman ödenmediğini, davalı Türk Henkel firmasında görev yapmasına rağmen diğer davalı ... Dan. A.Ş üzerinden bordrolu gösterilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kendisinin davalı firmada 2.750,00 TL brüt ücret + prim + yol ve yemek ücreti ile çalıştığını, davalı Türk Henkel firmasında bordrolu bölge sorumlusu olarak çalışan ..."nun işten ayrıldığı 2015 yılı Mart ayında 3.950,00 TL brüt ücret + prim + yemek ücreti ile, diğer bölge sorumlusu olan ..." in ise 4.650,00 TL brüt ücret + prim + yemek ücreti ile çalıştıklarını, halen ... ile aynı pozisyonda görev yapmalarına rağmen kendisinin daha düşük ücret alması sebebiyle haklarının zayi edildiğini ileri sürerek, bir kısım işçilik alacağının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı Henkel firmasında çalışan ... isimli işçinin davacıya emsal olduğu kabul edilerek emsal işçi ücretine göre davacının bir kısım alacağının hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının taraflarca istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davalıların istinaf talebinin esastan reddine, davacının istinaf talebinin ise kısmen kabulü ile davanın esası hakkında yeniden hüküm kurularak alacaklardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalılar vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 22.12.2020 tarihli, 2019/8336 esas ve 2020/19596 karar sayılı ilamı ile; davacının davalı şirkette Marmara Bölge Müdürü olarak çalıştığı, emsali kabul edilen ... isimli çalışanın Ege Bölge Müdürü olarak çalıştığı, yaptıkları iş bakımından emsal görevlerde bulundukları, ancak emsal kabul edilen çalışanın 2010 yılından itibaren Bölge Müdürü olarak çalıştığı, davacının ise 2015 yılında Bölge Müdürü olarak çalışmaya başladığı, bu durumda emsal çalışanın bölge müdürlüğündeki kıdeminin davacıdan fazla olmasına göre davacının ücreti tespit edilirken bu durumun dikkate alınması ve şu an tespit edilen ücretin altında bir ücretin belirlenmesi gerektiğine yönelik gerekçeyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrasında yapılan yargılama sonunda, Bölge Adliye Mahkemesi’nin 10.03.2021 tarihli, 2021/391 esas ve 2021/391 karar sayılı ilamı ile " ... davacının ve ..."in 2010-2015 yılları arasında benzer iş yaptığı, davacıya en yakın emsalin davalı Henkel kadrolu çalışanı ... olduğunun anlaşıldığı, davalı Henkel işyerinde ücret ve görev tanımının belirlenmesinde öğrenim durumunun esaslı kriter olmadığı, şöyle ki en üst amir konumunda görev yapan Haydar Öget"in dahi kendisine bağlı çalışanlara göre daha az öğrenim görmüş olduğu, emsal alınan ...’in Meslek Yüksekokulu mezunu olmasına rağmen üniversite mezunu benzer pozisyonda çalışanlardan Ferah Arda ile aynı ücreti aldığı, yine Marmara Bölgesinin nüfus yoğunluğu ve ticari hayatın fazlalığı nedeniyle satış ağı olarak tüm sektörlerde bölümlere ayrıldığı, bunun bir ülke uygulaması olduğu, Ege Bölgesi’nin tek kişinin yani ..."in sorumluluğunda olmasının kişinin yeteneği, kıdemi, mezuniyet durumu vs. özelliğinden kaynaklanmadığı, tamamen olayın nüfus ve ticari hayatın fazlalığı ile ilgili olmasına bağlı bir ülke uygulamasından kaynaklandığı, tüm bunlara göre her iki davalı vekilinin kadrolu çalışan ..."in emsal alınarak yapılan bilirkişi hesaplamaları üzerinden karar tesisine dair istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı.. " gerekçesiyle bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararının süresi içinde davalılar vekili tarafından temyizi üzerine 6100 sayılı Kanun’un 373/5. maddesi gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede; dosya kapsamındaki delillerden anlaşılmasına rağmen hesaplamaya esas dönemde davacının ve emsal kabul edilen işçi ...’in bölge sorumlusu olarak çalıştıkları ve 2015 yılında benzer tarihlerde bölge müdürü olarak görevlendirildikleri, ayrıca emsal işçi ...’in 2010 yılından itibaren bölge müdürü olduğu yönündeki savunmaya dair herhangi bir delil de sunulmadığı hususları temyiz incelemesi sırasında gözden kaçırılarak bozma gerekçesi yazıldığı anlaşılmakla, direnme kararının kabulü ile Dairemizin 22.12.2020 tarihli, 2019/8336 esas ve 2020/19596 karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına karar verildi.
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, davalıların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, davacı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, aşağıda yazılı temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine, 09.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.