Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/426
Karar No: 2021/798
Karar Tarihi: 17.06.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/426 Esas 2021/798 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2018/426 E.  ,  2021/798 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Kayseri 1. İş Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı davacı vekilinin temyizi nedeniyle Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, ilk derece mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; 10.11.2014 tarihinde müvekkiline ait işyerinde meydana gelen kazada Koçaklar Ltd. Şti’nin ortağı ve sahibi olan Ahmet Koçak’ın vefat ettiğini, olayın 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun (5510 sayılı Kanun) 13. maddesi uyarınca iş kazası olmakla birlikte işveren sıfatının kime ait olduğunun önem arzettiğini, müteveffa Ahmet Koçak ile müvekkili şirket arasındaki ilişkinin eser sözleşmesine dayandığını, işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle davacının işveren olmadığını, ayrıca müvekkili şirketin tüm iş güvenliği önlemlerini aldığını, kazanın müteveffanın ağır kusuru sonucu meydana geldiğini ileri sürerek davacı şirketin işveren sıfatı taşımadığı ve bu nedenle meydana gelen kazadan dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı ... Başkanlığı (SGK/Kurum) vekili cevap dilekçesinde; kaza nedeniyle Kayseri 1. İş Mahkemesinin 2016/271 Esas sırasına kayden davacı şirket aleyhine rücuan tazminat davası açıldığını, sözü edilen davada kusur ve hukukî sorumluluk konularının çözümleneceğini, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, davacının tespit davası açmakta hukukî menfaatinin mevcut olmadığını, müfettiş raporunda da davacı şirketin 3. kişi olduğu yönünde tespit yapıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    6. Davalı ... vekili cevap dilekçesi vermemiş, duruşmadaki beyanında derdestlik itirazında bulunarak davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararı:
    7. Kayseri 1. İş Mahkemesinin 08.11.2016 tarihli ve 2016/339 E., 2016/584 K. sayılı kararı ile; Kayseri 1. İş Mahkemesinin 2016/271 E. sayılı dosyası ile davalı SGK tarafından davacı şirket aleyhine rücuan tazminat davası açıldığı, eldeki davada davacı vekilinin kazanın iş kazası olduğunu ancak müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını beyan ettiği, bu nedenle davanın iş kazasının tespiti niteliğinde olmadığı, davacının kazada sorumlu olup olmadığının açılan eda davalarında değerlendirilmesi gerektiği, tarafları ve konusu aynı olan derdest bir dava varken işbu tespit davasını açmakta hukukî yararı bulunmadığından derdestlik ve hukukî menfaat yokluğu nedeniyle davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
    8. Kayseri 1. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuştur.
    9. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 07.02.2017 tarihli ve 2017/90 E., 2017/152 K. sayılı kararı ile; Kayseri 1. İş Mahkemesinin 2016/271 E. sayılı davasının rücuan tazminat istemine ilişkin olmakla tarafları, vakıalar ve talepler farklı olduğundan davanın derdestlik nedeniyle reddinin yerinde olmadığı ancak Kurum müfettişi tarafından hazırlanan raporda müteveffanın 5510 sayılı Kanun"un 4/1-b maddesi kapsamında sigortalı olduğu ve davacı şirket yönünden değerlendirilecek bir husus bulunmamakla birlikte kazadan %80 kusur oranı ile 3. kişi sıfatıyla sorumlu olduğunun belirtildiği, Mahkemenin 2016/271 E. sayılı davasının yasal dayanağının 5510 sayılı Kanun’un 21/4. maddesi olarak gösterildiği, davacı şirketin işveren olduğuna ilişkin Kurum tespiti ve kabulü bulunmadığından eldeki davayı açmakta hukukî menfaati bulunmadığı, mahkeme kabulünün bu yönden isabetli olduğu belirtilerek davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    10. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    11. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 06.07.2017 tarihli ve 2017/1427 E., 2017/5740 K. sayılı kararı ile; "...Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Kayseri 1. iş mahkemesi 2016/271 esas sayılı dosya davacısının SGK Başkanlığı, davalısının Öz-in Müth.Taah.Ltd.Şti olup davanın rücuan tazminata ilişkin ve dosyanın derdest olduğu; davacınının mevcut davasının davalılarının ise SGK Başkanlığı ve davalı ... olduğu, davalı ... murisi ile aralarında işçi işveren ilişkisi olmadığı, meydana gelen kazadan dolayı herhangi bir sorumluluğun bulunmadığının tespitine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
    HMK"nun 114/1-ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte (derdest) olmaması dava şartları arasında düzenlenmiştir. Derdestlik, dava açılmasının usul hukuku bakımından ortaya çıkardığı sonuçlardan biridir. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılması mümkün değildir. Çünkü, aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya değer bir menfaati yoktur.
    Bir davanın derdest olduğundan söz edebilmek için, aynı davanın iki kere açılmış olması, birinci davanın görülmekte olması ve birinci dava ile ikinci davanın taraflarının, konusunun, müddeabihlerinin ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir. Somut olayda derdestlik itirazında konu Kayseri 1. iş mahkemesi 2016/271 esas sayılı dosyanın davacısı SGK Başkanlığı, davalısı Özin İnşaaat Öz-inMüth.Taah.Ltd.Şti olup davanın rücuan tazminata ilişkin olduğu; mevcut davanın ise davacısı Öz-in Müth.Taah.Ltd.Şti. olup, davalıların SGK Başkanlığı ve davalı ... olduğu, davalı ... murisi ile aralarında işçi işveren ilişkisi olmadığı, meydana gelen kazanın iş kazası olmadığının tespitine ilişkindir, dava konuları farklı olup derdest bir davadan söz etmek mümkün değildir, mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olmuştur..." gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    Direnme Kararı:
    12. Kayseri 1. İş Mahkemesinin 31.10.2017 tarihli ve 2017/291 E., 2017/498 K. sayılı kararı ile; davanın davacının hukukî menfaati bulunmadığından dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesine rağmen bozma kararında bu konuda değerlendirme yapılmadığı, öte yandan dava dilekçesinde kazanın iş kazası olduğunun kabul edildiği, bozma kararında istemin iş kazası olmadığının tespitine ilişkin olduğu belirtilerek hatalı değerlendirme yapıldığı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca hâkimin tarafların talepleriyle bağlı olduğu, Kurumun ve sigortalının açtığı davalarda işveren sıfatı, 3. kişinin sorumluluğu ve illiyet bağı konuları ile davacının savunmalarının değerlendirileceği, aksi hâlde sözü edilen davalarda bu davanın bekletici mesele yapılması gerekeceği, ayrıca Kurum ve sigortalı tarafından açılan davaların kesinleşmesi durumunda bu yönde bir dava açılmasının kabul edilemeyeceği, bu nedenle davacının dava açmakta hukukî yararı bulunmadığı belirtilerek önceki gerekçe de tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    13. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    14. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı şirketin işveren sıfatı taşımadığı ve bu nedenle meydana gelen kazadan dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin eldeki dava yönünden Kayseri 1. İş Mahkemesinin 2016/271 Esas sayılı davası nedeniyle derdestlik durumunun söz konusu olup olmadığı ile davacının dava açmakta hukukî yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

    III. ÖN SORUN
    15. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında öncelikle direnme adı altında verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

    IV. GEREKÇE
    16. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
    17. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    18. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, yeni hüküm olarak kabul edilir.
    19. Somut olayda; mahkemece verilen ilk kararda Kayseri 1. İş Mahkemesinin 2016/271 E. sayılı dosyası ile davalı SGK tarafından davacı şirket aleyhine rücuan tazminat davası açıldığı, eldeki davada davacı vekilinin kazanın iş kazası olduğunu ancak müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını beyan ettiği, bu nedenle davanın iş kazasının tespiti niteliğinde olmadığı, davacının kazada sorumlu olup olmadığının açılan eda davalarında değerlendirilmesi gerektiği, tarafları ve konusu aynı olan derdest bir dava varken işbu tespit davasını açmakta hukukî yararı bulunmadığından derdestlik ve hukukî menfaat yokluğu nedeniyle davanın usul yönünden reddine karar verilmiş olup kararı Özel Dairece bozulması üzerine bu kere davanın davacının hukukî menfaati bulunmadığından dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesine rağmen bozma kararında bu konuda değerlendirme yapılmadığı, öte yandan dava dilekçesinde kazanın iş kazası olduğunun kabul edildiği, bozma kararında istemin iş kazası olmadığının tespitine ilişkin olduğu belirtilerek hatalı değerlendirme yapıldığı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca hâkimin tarafların talepleriyle bağlı olduğu, Kurumun ve sigortalının açtığı davalarda işveren sıfatı, 3. kişinin sorumluluğu ve illiyet bağı konuları ile davacının savunmalarının değerlendirileceği, aksi hâlde sözü edilen davalarda bu davanın bekletici mesele yapılması gerekeceği, ayrıca Kurum ve sigortalı tarafından açılan davaların kesinleşmesi durumunda bu yönde bir dava açılmasının kabul edilemeyeceği, bu nedenle davacının dava açmakta hukukî yararı bulunmadığı belirtilerek davacının dava açmakta hukukî menfaati bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
    20. Görüldüğü üzere mahkemece bozma kararından sonra hüküm fıkrasını da kapsayacak şekilde ilk karardan farklı değerlendirmeler de yapılarak Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni ve değişik gerekçe ile karar verilmiştir.
    21. Bu durumda ortada Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi gereken direnme kararı değil, yeni ve değişik gerekçe ile verilen yeni hüküm bulunmaktadır.
    22. Hâl böyle olunca yeni hükme yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmelidir.
    23. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

    V. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 17.06.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi