Esas No: 2021/2071
Karar No: 2022/4108
Karar Tarihi: 26.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2071 Esas 2022/4108 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı ile davacı arasındaki tali bayilik sözleşmesi gereği, davalıya yapılan mal satışlarından kaynaklanan alacak tahsilinde davalının haksız şekilde itiraz ettiği iddiasıyla açılan dava, kısmen kabul edilmiştir. Mahkeme, davalının itirazının kısmen iptal edilerek asıl alacağın takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına karar vermiştir. Ancak davalı tarafından davacı vekiline takip tarihinden sonra yapıldığı iddia edilen iki ayrı ödemenin mahsubunun yapılmaması ve HMK m.297 hükmüne aykırı şekilde ödemelere ilişkin değerlendirme yapılmadan karar verilmesi sebebiyle karar davalı yararına bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- HMK m.297: \"Bilirkişi incelemesi sonucunda mahkemece kabul edilen veya reddedilen hususlar hükümde gösterilir.\"
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Demre Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 22.10.2020 tarih ve 2020/144 E. - 2020/110 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında imzalanan tali bayilik sözleşmesi gereği davalıya yapılan mal satışlarından kaynaklanan alacağını tahsil için başlattığı icra takibine davalının haksız şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya yapılan ödemeler neticesinde davalının kalan borcunun 8.215,00 TL olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, dava tarihi itibariyle davalının 41.333,55 TL borçlu bulunduğu, davalının 21.449,60 TL'lik kısma itiraz etmediği, bu nedenle davalının itiraz ettiği alacak miktarının dava konusu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, Demre İcra Müdürlüğünün 2013/354 Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının kısmen iptaline, 14.283,15 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üst limit ipoteğinin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalı aleyhine 50.449,30 TL için takip yapılmış olup davalı tarafından talep edilen miktarın 27.050,40 TL’lik kısmı kabul edilerek 21.449,60 TL’lik kısım yönünden takibe itiraz edilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalının takip tarihi itibariyle alacağının 41.333,55 TL olduğunun tespit edilmesiyle davalı tarafından kabul edilen alacak miktarı olan 27.050,40 TL’nin bu miktardan mahsubu ile 14.283,15 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak davalı tarafından davacı vekiline takip tarihinden sonra 9.000.-TL ve 6.750.-TL tutarında iki ayrı ödeme yapıldığı iddia edilmiştir.
Mahkemece takip tarihinden sonra yapıldığı ileri sürülen bu ödemeleri, ödemelerin takip tarihinden sonra olması sebebiyle davalının icra takip dosyasına bildirmesi ile icra müdürlüğünün dosya borcunun mahsubunu isteyebileceği şeklindeki değerlendirmede bulunan bilirkişi raporu hükme esas alınarak ve HMK m.297 hükmüne aykırı olacak şekilde bu ödemelere ilişkin gerekçede değerlendirme yapılmadan karar verilmiş olup eksik incelemeye dayalı olarak bu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. O halde mahkemece takip tarihinden sonra yapıldığı ileri sürülen ödemelerin dava konusu itiraz edilen borca ilişkin olup olmadığı hususu incelenerek ve davanın da takip talebinin tamamına ilişkin değil itiraz edilen 21.449,60 TL üzerinden açıldığı gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 26/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.