15. Hukuk Dairesi 2020/105 E. , 2020/2560 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, villa satım sözleşmesi gereği bağımsız bölümlerin sözleşmede kararlaştırılandan küçük yapılması nedeniyle eksik iş bedeli, gecikme tazminatı ve gün ısı sistem bedelinin tahsili istemine ilişkin ek dava olup, mahkemenin davanın kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.
Dava konusunun devri 6100 sayılı HMK"nın 125. maddesinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder (HMK 125/2). Dava konusu yapılmış olan mal veya hakkın başkasına devredilmesi ile, o mal veya hakka bağlı olan dava hakkı da birlikte devredilmiş sayılır. Dava hakkı asıl haktan ayrı bir hak değildir ve bu nedenle yalnız başına başkasına devredilemez. Taraflardan birinin, dava sırasında dava konusunu başkasına devretmesi halinde, artık o davanın konusu olan mal veya hak üzerinde bir tasarruf yetkisi kalmaz. Başka bir ifadeyle, dava konusunu devreden tarafın, artık o davada taraf sıfatı kalmaz. Dava konusunu devrettiği için taraf sıfatı kalmayan kimse huzuruyla yargılama sürdürülüp karar verilemez. Dava konusu, davacı tarafından devredilmiş ise devralan davacı yerine geçeceğinden kendisine tebliğ yapılarak sonrası yargılama aşamalarının tamamlanması ve hükmün de dava konusunu devralarak davacı yerine geçen kişi hakkında kurulması gerekir. Dava konusunun devredildiği aşamaya göre dava konusunu devralana, tarafların duruşmaya çağrılmasına ilişkin HMK"nın 147/1. maddesinde düzenlenen tebliğ yapılmadan karar verilmesi de mümkün değildir. Bu somut kurallar yanında usul hukukumuza egemen olan temel ilkeler de bu tebliği zorunlu kılmakta olup; "mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Taraflara hukukî dinlenilme hakkı verilmesi anayasal bir haktır. Anayasamızın 36. maddesine göre teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı, hukukî dinlenilme hakkını da içermektedir. Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde de hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir." (HGK. 23.11.2011 Tarih, 2011/11-554 Esas, 2011/684 Karar) HMK"nın 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı ayrıca düzenlenmiş olup; davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler (HMK 27/1). Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir (HMK 27/2).Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Dairemizin 2015/1658 Esas, 2015/4850 Karar ve 07.10.2015 günlü bozma kararından sonra dosyaya sunulan ... 1. Noterliği"nin 04.03.2016 tarih ve 2427 yevmiye numaralı temliknamesi ile dava konusu alacağın tamamının davacı iş sahibi tarafından dava dışı ...’e temlik edildiği anlaşılmıştır. Yargılama sırasında yapılan bu temlik maddi hukuk bakımından alacağın temliki sözleşmesi ise de usul hukukuna yansıyan sonucu dava konusunun devridir. Bu durumda temlik alan, temlik edilen alacağı devreden davacı yerine geçmiş olduğundan kendisine dava konusunu devralan davacı olarak tebliğ yapılıp taraf teşkilinin tamamlanması ve eğer bir alacak varsa devredilen alacak için devredilen kişi hakkında hüküm kurulması gerekir. Her ne kadar dosya kapsamından alacağı temlik alan ile temlik eden davacı vekilinin aynı kişi olduğu anlaşılsa da mahkemece, devredilen bedelin devredene ödenmesine karar verilmesi, karar başlığında devredilen kişinin gösterilmemesi ve hakkında hüküm kurulmaması doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir (Emsal Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 06.05.2020 tarih 2019/3330 Esas 2020/1061 Karar, 20.01.2020 tarih 2019/563 Esas 2020/683 Karar sayılı ilamları).SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 24.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.