Ceza Genel Kurulu 2019/91 E. , 2019/494 K.
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 3. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 934-477
Kasten yaralama suçundan sanık ..."nun beraatine ilişkin Mudanya 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 11.11.2014 tarihli ve 645-567 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 23.11.2017 tarih ve 2286-15299 sayı ile;
"...a) Oluşa, tüm dosya kapsamına ve mağdurun soruşturma aşamasında olayın sıcaklığı ile alınan ilk ifadesindeki iddiasını doğrulayan adli raporun içeriğine göre; sanığın üzerine atılı suçtan mahkûmiyeti yerine beraatine kararı verilmesi,
Kabule göre de;
b) Bursa Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 09.07.2014 tarihli raporunda mağdurdaki yaralanmanın, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğu belirtildiği hâlde, aynı raporun sonuç kısmında söz konusu yaralanmanın yüzde sabit iz bıraktığının belirtilmesi karşısında, mağdurun adli raporları ve tedavi evrakının Adli Tıp Şube Müdürlüğüne gönderilerek adli rapor içeriğindeki çelişkinin giderilmesinin ardından sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 06.06.2018 tarih ve 934-477 sayı ile;
"...Her ne kadar Mahkememizin 11.11.2014 tarihli hükmü Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 23.11.2017 tarihli, 2017/2286 esas ve 2017/15299 karar sayılı kararı ile bozulmuşsa da sanığın ve müştekinin bozma ilamına karşı diyecekleri sorulmak üzere Mahkememize davet edildiğinde sanık samimi bir şekilde ısrarla müştekiyi darbeden kişinin kendisi olmadığını belirtmiş, sanık ve müdafisinin talebi üzerine tekrar dinlenilen tanık ... alınan beyanında, buzdolapçının oğlu olarak tabir edilen sanık ..., Yakup, tanık Metin, müşteki Muhsin üçü birlikte tanık Metin"in dükkânında alkol alırken yanlarında olmadığını, müşteki ile Yakup arasında ağız münakaşası olduğunu, daha sonra herkesin dağıldığını dile getirmiştir. Müşteki de alınan beyanında şikâyetçi olmadığını, huzurda bulunan sanığın kendisini darbeden kişilerden olup olmadığını hatırlamadığını, alkolün etkisinde olması ve karanlık olması sebebi ile şahısları seçemediğini belirtmiştir. Durum böyle olunca adli rapordan da alkollü olduğu anlaşılan müştekinin alkolün etkisi ile şahısları tam seçememe ihtimalinin olduğu, Yakup"un Oğuz isminde bir oğlu daha olduğu ancak Oğuz"un kendini veya yakınını suçlayıcı beyanda bulunmayacağı göz önünde bulundurulduğunda suçun sübutuna etkisi olmayacağı kanaatine varıldığından Mahkememizce dinlenilmemiş, müştekinin isim vermemesi, bozma öncesi yargılamada da sanığı gördüğünde teşhis edememesi, önceye dayalı tanışıklıklarının olmaması nedeni ile müştekinin sanık konusunda yanılma ihtimalinin yüksek olması, sanığın olay yerinde olmadığı hususunda ısrarcı olması, sanığın herhangi bir sabıkasının bulunmaması karşısında Mahkememizde sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair vicdani kanaat oluşamadığından A.İ.H.S. 6, T.C. Anayasası 38 ve CMK 223/2-e maddelerinde ifadesini bulan masumiyet karinesi gözetilerek yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle Mahkememizin 11.11.2014 tarihli, 2012/645 E ve 2014/567 K sayılı kararında ısrar etmek gerekmiştir." şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.09.2018 tarihli ve 64682 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesi ile dosya, 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesiyle değişik CMK"nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 24.01.2019 tarih ve 6005-1145 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık Yakup Çataklıoğlu hakkında kasten yaralama suçundan verilen beraat kararı Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan verilen beraat kararıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı kasten yaralama suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle Yerel Mahkeme kararının eylemli uyma sonucu verilen “yeni hüküm” niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi hâlinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Özel Dairece ilk hükmün “Mağdurun ilk ifadesi ve adli rapor içeriğine göre sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi ve kabule göre de mağdur hakkında düzenlenen adli rapor içeriğindeki çelişkinin giderilmesi gerektiğinin gözetilmemesi” isabetsizliklerinden bozulmasının ardından, Yerel Mahkemece mağdur hakkında düzenlenen adli rapordaki çelişkinin giderilmesi bakımından Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığından yeni bir rapor aldırılarak bozma gereğinin yerine getirilmeye çalışıldığı, akabinde soruşturma aşamasında kolluk tarafından dinlenip bozma öncesinde yapılan yargılamada ise kolluktaki beyanını tekrar etmekle yetinen tanık ...’nin ayrıntılı bir şekilde ifadesi alınmak ve bu beyana da dayanılmak suretiyle ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp bozma gereği yerine getirilmeye çalışılarak önceki hükümde yer almayan ve bozmadan sonra elde edilen delile dayanılarak yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurulmuş olması nedeniyle "yeni hüküm" niteliğinde olduğundan, bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün değildir. Bu nedenle, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Mudanya 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 06.06.2018 tarihli ve 934-477 sayılı karar "yeni hüküm" niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 25.06.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.