Esas No: 2019/4586
Karar No: 2022/19947
Karar Tarihi: 30.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/4586 Esas 2022/19947 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında “2012 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen beraat hükmü katılan vekili tarafından temyiz edilmiş ve Mahkeme kararı BOZULMUŞTUR. Ancak sanık hakkında kamu davası düşmüştür. Sanık hakkında “2011 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen beraat hükmü katılan vekili tarafından temyiz edilmiş ancak Mahkeme tarafından hüküm onanmıştır. Sanıklar hakkında “2012 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen beraat hükümleri, “2011 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri ve sanıklar ile katılan vekilinin temyizleri incelenmiştir. Suçların sübutu halinde ise, 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi gözetilerek öncelikle lehe kanunun tespit edilip uygulanması ve her iki kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Kanunlar: 5237 sayılı TCK, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleri, 213 sayılı Kanun’un 359. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
...
...
...
A)Sanık ... hakkında “2012 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Sanığa yüklenen “2012 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanaşımının, kesen son sebep olan sanığın sorgusunun yapıldığı 11.08.2014 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağan dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
B)Sanık ... hakkında “2011 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde; Sanıklar ... ve ... hakkında “2011 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen temyize konu 28.04.2015 tarihli mahkumiyet hükmünün, TCK'nin 67/2-d maddesi gereğince iştirak halinde birlikte suç işledikleri iddia olunan ve hakkında beraat hükmü kurulan sanık ... hakkındaki dava zamanaşımı süresini kestiği ve bu nedenle sanığın sorgusunun yapıldığı tarihten itibaren olağan dava zamanaşımı süresinin dolmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan kanaat ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak dosya içeriğine uygun şekilde açıklanan gerekçeye göre; yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
C)Sanıklar ... ve ... hakkında “2012 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin, “2011 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanıklar ile katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Sanıklar hakkında “2011 ve 2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından açılan kamu davalarında; şirketin 2012 takvim yılında da sahte fatura düzenlediğinin sabit olması ve sanıkların yüklenen suçları kabul etmemeleri karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
1)Suça konu ilgili takvim yıllarına ait faturaların, bu faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükellefler ve suça konu şirketin bağlı bulunduğu vergi dairelerinden sorulmak suretiyle getirtilip, sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını söylemeleri halinde; sanıkların temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
2)Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanıkları tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanıkların bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet ve beraat hükümleri kurulması,
3)Suçların sübutu halinde ise; hükümlerden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4)Kabule göre de;
a)Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenleme fiillerinin zincirleme suç oluşturduğu gözetilmeden, sanıklar hakkında TCK'nin 43. maddesi hükümleri uygulanmayarak eksik ceza tayini,
b)Sanıkların mahkûmiyetine karar verildiği halde, kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu avukatlık ücretine hükmolunmaması,
Yasaya aykırı, sanıklar ... ve ... ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 30.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.