17. Hukuk Dairesi 2014/11254 E. , 2016/2469 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili,davalı borçlu ..........."nin temsilcisi ..."nın amme alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla 22.10.2011 tarihinde vefat eden babasının mirasını .........."nin 16.1.2012 tarih 2011/357 Esas 2012/4 karar sayılı ilamı ile reddettiğini, ancak babasının 9.8.2000 tarihinde yaptığı ve .........30.1.2012 tarihinde okunan ve reddi mirasta bulunduğu 8 taşınmazdan ikisinin tamamen ikisinin 1/2 oranında kendisine bırakan vasiyetnameyi kabul ettiğini belirterek mirası reddetdikten sonda vasiyetname ile kendisine intikal eden 458,1755,53 ve 5 parsellere ilişkin mirasın reddi yönündeki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, aynı alacaklı ilgili davacı tarafından müvekkili ... aleyhine .........."nin 2012/548 Esas sayılı dosyası ile mirasın reddinin iptali için dava açıldığından eldeki davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilleri ........, ,,,,,,,,ve ,,,,,,, takip konusu borcun ve tasarrufun tarafı olmadığından, davalı şirketin ise mirasla bir ilgilisi bulunmadığından haklarındaki davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, murisin mevcut malvarlığının 300.000 TL borçlarının ise 355.000 TL olması nedeniyle müvekkili ...... tarafından mirasın reddedildiğini, ........tarafından mirasın reddinin iptali istemiyle açılan ........."nin 2012/368 Esas sayılı davasının da reddedildiğini belirterek davanın tüm müvekkilleri yönünden reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre davanın mirasın ret işleminin iptali istemine ilişkin olduğu, davalılar ..., ... ve ......"nın iptali istenen işlemle bir ilgisi bulunmadığı bu davalılara husumet yönetilemeyeceğinden adı geçen davalılar hakkındaki davanın husumet yokluğundan, vergi borçlusu davalı şirketin mirasla ilgisi olmadığı vergi borcunun adı geçen şirkete ait olup temsilcisi ..."nın şahsi borcu olmaması karşısında davalı Şirkete de husumet yöneltilemeyeceği asıl şirkete husumet yöneltilemeyince temsilcisine de husumet yöneltilemeyeceğinden bu davalılar hakkındaki davanın da husumetten reddi gerektiği, ayrıca vergi borçlusu şirket temsilcisi ..."ya muris babasından intikal edecek mirası .........."nin 2011/357 Esas 2012/4 Karar sayılı dosyası ile reddettiği, mirası ret işleminin mahkemeye ulaştığı andan itibaren hüküm ifade edeceği, mirasın reddine ilişkin davanın 10.11.2011 tarihinde açıldığı, TMK"nun 617 maddesinde mirasçının alacaklarının mirasçının mirası reddine karşı iptal talebinin 6 aylık hak düşürücü süre içinde açması gerektiği eldeki davada hak düşürücü sürenin 10.5.2012 tarihinde dolduğu, eldeki davanın ise 26.6.2013 tarihinde açıldığı davanın hakdüşürücü süre yönünden de reddi gerektiğinden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6183 Sayılı AATUHK"nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, davalı şirket yönünden delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı şirketin dava konusu tasarrufun tarafı olmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece yazılı gerekçeyle davalılar ..................... temsilcisi ..., ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Somut olayda ....... ....."nin kanuni temsilcisi olan davalı ... hakkında 6183 sayılı AATUHK"nun 35 ve 213 sayılı VUK"nun 10.maddesi maddesi gereğince takip yapıldığı, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği,adı geçen borçlunun ..... ......."nin 16.1.2012 tarih 2011/357 Esas 2012 /4 Karar sayılı ilamı ile 22.10.2011 tarihinde ölen babası muris ......nın mirasını reddettiği, davacı vekilinin de mirasın reddine ilişkin tasarrufun iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Kural olarak mirasın reddi bağışlama sayılmaz. Ancak borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddetme işlemi tasarrufun iptali davasına konu olabilmektedir.Mirasın reddine dair işlem ile terekenin açılmasıyla borçlunun aktifine geçecek olan mal para vs. değerler karşılıksız olarak diğer mirasçılara geçeceğinden borçlunun mirasın reddine ilişkin tasarrufu diğer iptal koşullarının oluşması halinde İİK"nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptale konu olabilecek tasarruflardandır.Dolayısıyla davacının talebi mirasın reddine ilişkin tasarrufun iptaline yönelik olduğundan taraf delillerinin toplanması dava konusu tasarrufun 6183 Sayılı AATUHK"nun 24,27,28,29 ve 30. maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın TMK"nun 617 maddesininde düzenlenen mirasın reddinin iptali davası olarak nitelendirilmesi, davalı borçlu ... ile diğer mirasçılar ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın yazılı gerekçeyle reddi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazların reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 01/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.