3. Hukuk Dairesi 2017/4273 E. , 2017/12024 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, tarla vasfında bulunan 3500 m² alanlı taşınmazın 1500 m²"sinin 02/02/2005 tarihinde kira sözleşmesi yapılarak aylık 100,00 TL ödenmek üzere 5 yıl süre ile davalıya kiraya verildiğini ancak davalı kiracının 36 aydan beri kira ödemediğini bu nedenle tahliyesinin talep edildiğini, tahliye talebinden sonra davalının aylık 90,00 TL hesabı ile 36 aylık kira bedelini posta havalesi ile tarafına gönderdiğini ancak kira bedelini postaneden almadığını zira davalının sahte kontrat yapıp aylık 90,00 TL yazmak suretiyle kira bedellerini göndermiş olduğunu belirterek davalı kiracının 02/02/2005 tarihinde yapılan 5 yıllık kira sözleşmesinin müddetinin bittiğini, davalının 36 aydan beri ödeme yapmadığını ayrıca yeni kira sözleşmesi de yapılmadığını beyanla davalının taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, 2011 yılından önce bahse konu taşınmazın kiracısı olduğunu ancak 17/01/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesine göre kiracının ... olduğunu , tarafına husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tarafça dosyaya sunulmuş olan 02/02/2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin geçerli olduğu, davalı tarafça da bu sözleşmenin varlığının inkar edilmediği ayrıca kiralanana ilişkin kira bedellerinin ödendiğine dair herhangi bir belgenin de dosyaya sunulmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Borçlar Kanununun 367. maddesi hükmü uyarınca belirli süreli ürün kirasında kira sözleşmesi süre bitiminde kendiliğinden sona erer. Süre bittiği halde tarafların açık veya örtülü rızasıyla kiracının kiralananı kullanmaya devam etmesi veya kira sözleşmesinde kararlaştırılan feshi ihbarı iki taraftan birinin yapmamış olması durumunda sözleşme birer yıl için yenilenmiş sayılır. Yenilenen kira sözleşmesi yasal bildirim süresine uyularak her kira yılının sonu için feshedilebilir. Bu durumda tahliyeye karar verilebilmesi için başka bir sebep aramaya gerek yoktur.
Aynı Kanun"un 315. maddesi hükmü uyarınca ise temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının veya yan giderin muaccel (istenebilir) olması ve kira bedeli ile yan giderin verilen sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kiracıya verilecek süre konut ve çatılı işyeri kiralarında en az otuz gün, ürün kiralarında en az altmış gün, diğer kira ilişkilerinde ise en az on gündür.
Olayımıza gelince; Taraflar arasındaki dava süre bitimi ve temerrrüt nedenlerine dayalı olarak açılmış tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda anlatılan ilkeler ışığında, davacı kiraya veren tarafından davalı kiracıya hitaben gönderilen süre bitimine ve /veya temerrüde ilişkin bir ihtar veya davalı aleyhine kira bedelinin tahsili ve tahliye amacıyla başlatılan icra takibinin bulunup bulunmadığının araştırılıp varsa bu ihtar ya da takip üzerinde durularak davanın süresinde açılıp açılmadığı , temerrüt koşullarının oluşup oluşmadığı hususları değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bundan zühul edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.