Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2102
Karar No: 2022/4087
Karar Tarihi: 26.05.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2102 Esas 2022/4087 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen ve Hukuk Dairesi tarafından onanan kararın ardından davacı-birleşen davada davalı vekili, müvekkilinin davalı şirketin müdürlüğünden azline ve şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verildiğini, tüm kar paylarının davacıya ödenmesi gerektiğini ve çıkma kararının kesinleşme tarihindeki değeri üzerinden davacının hissesinin karşılığının ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, 40.000 TL'nin reeskont faiziyle tahsilini talep etmiştir. Davalı-birleşen davada davacı şirket ile birleşen davada davacılar vekili, şirket müdürü olan kişinin görevini suistimal ettiğini iddia ederek, şirkete ait bir kısım eşyaları kendi iş yerine götürmesi nedeniyle 1.000 TL, haksız rekabet nedeniyle 100.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminat talep etmiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, asıl davada davalı-birleşen davada davacılar vekilinin sair karar düzeltme isteği reddedilmiştir. Birleşen davada maddi ve manevi tazminat taleplerinin toplamı üzerinden nispi vekalet
11. Hukuk Dairesi         2021/2102 E.  ,  2022/4087 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 11.09.2019 gün ve 2016/232 - 2019/898 sayılı kararı onayan Daire'nin 16.11.2020 gün ve 2019/5322 - 2020/5085 sayılı kararı aleyhinde asıl davada davalı, birleşen davada davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı-birleşen davada davalı vekili; müvekkilinin davalı şirketin müdürlüğünden azline ve şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verildiğini, şirketin kurulduğu tarihten bugüne kadar ortaklara kâr payı dağıtımı yapılmadığını, bu nedenle dağıtılmamış tüm kar paylarının davacıya ödenmesini talep ettiklerini, ayrıca çıkma kararının kesinleşme tarihindeki değeri üzerinden davacının şirketteki hissesinin karşılığının ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, 40.000,00 TL'nin reeskont faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, birleşen davanın reddini istemiş, 17.04.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 45.919,00 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı-birleşen davada davacı şirket ile birleşen davada davacılar vekili; şirket müdürü olan ...'nun görevini suistimal ettiğini, bu nedenle mahkeme kararına istinaden şirket ortaklığından çıkartıldığını, şirket müdürlüğü döneminde, ortaklara hesap vermediğini, şirket ile rekabet yapacak aynı işi yapan şirkete ortak olduğunu, eşini ve kardeşini müvekkili şirkette çalışıyor gibi göstererek maaş ödediğini, sigortalı yaptığını, sahte imzalarla kâr payının ödenmiş gibi gösterdiğini savunarak; asıl davanın reddini, ...'nun hesap vermediği dönem için belirlenen kâr payları toplamı 200.000,00 TL, zimmetine geçirdiği kira bedelleri için 80.000,00 TL, haksız ödenen maaş, prim, sigorta gibi giderler için 20.000,00 TL, şirkete kayyım atandığı dönemde kayyımın şirkete maliyeti nedeni ile 10.000,00 TL, şirkete ait bir kısım eşyaları kendi iş yerine götürmesi nedeni ile 1.000,00 TL, davalının yaptığı haksız rekabet nedeni ile 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, asıl davanın kısmen kabulü ile çıkma payı karşılığı davalının alacağı mahsup edildikten sonra kalan 30.000,00 TL'nin 16/05/2002 tarihinden itibaren avans faizini aşmayacak şekilde reeskont faiz oranı ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, birleşen davacının davalının kayyum masrafı yapılmasına sebebiyet vermekten ve bunun tazminine yönelik 10.000,00 TL'lik davasının mahsup işlemi yapıldığı anlaşılmakla alacağı mahsup olduğundan bu konuda karar vermeye yer olmadığına, birleşen davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine dair verilen karar, asıl davada davalı, birleşen davada davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce onanmıştır.
    Asıl davada davalı, birleşen davada davacılar vekili bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, asıl davada davalı-birleşen davada davacılar vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen aşağıdaki bendein kapsamı dışındaki sair karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
    2- Birleşen dava, limited şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin olup bu dava şirket ve şirket ortakları tarafından açılarak davaya konu miktarın şirkete verilmesi istenmiştir. Davacılar önceki yönetici ...’nun şirkette çalışmadığı halde eşi ... ve kardeşi ...’yu şirkette çalışır göstererek maaş ve prim ödemesi yapıldığını iddia ederek tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece bu talep hakkında 25.11.2016 tarihli kök rapor ve 05.03.2018 tarihli ek raporda, 1ş Mahkemesinin dosyasında dinlenen tanık ifadeleri değerlendirilerek, ...ve ...'nun SGK'na bildirilen çalışmalarının gerçek olup olmadığı irdelenmiş ve şirket kayıtları ve aksi kanıtlanmadığı sürece geçerliliğini koruyacak olan SGK kayıtları ile iptal edilen bir çalışmanın bulunmaması, ayrıca dava dışı ... ve ...için yalnızca sigorta primi mi ödendiği, maaş ödemesi de yapılıp yapılmadığı hususu, ticari defter ve kayıtlardan incelenip zarar tespit edilemediği gerekçesiyle ret kararı verilmiştir. Gerekçede de belirtildiği gibi dava dışı ... ve ...tarafından davacı şirket karşı açılmış işçi alacaklarından kaynaklanan alacak davası bulunmakta olup, bu dava sonucunda verilecek karar davacıların istemini etkileyecektir. Bu nedenle iş mahkemesi sonucu beklenerek karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
    3- Mahkemenin uyduğu bozma ilamında “Birleşen davada manevi tazminat talebinin tamamının reddine karar verildiğine göre birleşen davada davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 10/3. maddesi uyarınca Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde belirlenen maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, birleşen davadaki maddi ve manevi tazminat taleplerinin toplamı üzerinden nispi vekalet ücretine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozma yapılmış olup mahkemece bozmaya uyulduğu halde vekalet ücreti yönünden bozmanın gereklerine uygun hüküm oluşturulmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, asıl davada davalı- birleşen davada davacılar vekilinin siar karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı- birleşen davada davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 16.11.2020 tarihli 2019/5322 E. 2020/5085 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyen asıl davada davalı, birleşen davada davacılara iadesine, 26/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi