11. Hukuk Dairesi 2017/4656 E. , 2019/1884 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11/10/2016 tarih ve 2016/1021 E. - 2016/760 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince verilen 15/06/2017 tarih ve 2017/240-2017/317 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl davada, davalı şirketin 30/09/2013 günü yapılan genel kurulunda alınan 7 ve 8 no"lu kararların ana sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, şirketin ana sözleşmesine göre yönetim kurulunun en az 3 kişiden oluşması gerektiğini, oysa genel kurulda 7 no"lu karar ile 2 asil 2 yedek üye seçildiğini, şirketi zarara uğratan ... ,... "nun tekrar yönetim kurulu üyeliklerine seçilmelerinin objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, 8 no"lu karar ile rekabet ve işlem yasağının kaldırılmasının da aynı gerekçelerle iptali gerektiğini ileri sürerek davalı ... ve Tic. A.Ş."nin 30/09/2013 günü yapılan genel kurulunda alınan 7 ve 8 no"lu kararların iptaline, organsız kalan şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette sermayenin %10 karşılık gelen 110 bin adet hamiline yazılı hissenin sahibi olduğunu, 20/11/2013 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan 3, 4, 5 ve 8 no"lu kararların esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak alındığını ve iptali gerektiğini, genel kurulda alınan 3 nolu karar ile davalı şirketin yönetim kurulunun 2007-2012 yıllarına ilişkin yönetim kurulu faaliyet raporlarının onaylanmasına ... ailesinin oyları ve oy çokluğu ile karar verildiğini, müvekkilinin bu karara muhalif kaldığını, 6762 sayılı mülga TTK"nın 354. maddesi gereğince denetçi raporu olmadan bilançonun ve buna bağlı gündem maddelerinin görüşülmesinin mümkün olmadığını, faaliyet raporlarının davalı şirketin gerçek durumunu yansıtmadığını, ayrıca bu faaliyet raporlarına göre de şirketin 2008 yılından itibaren borca batık hale geldiğinin açıkça ifade edildiğini, yönetimin TTK"nın 376. maddesindeki yasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi hakim hissedar konumda olmalarını kötüye kullanarak faaliyet raporunu kabul ettiklerini, bu nedenle 3 nolu kararın iptali gerektiğini, genel kurulda 4 no"lu karar ile davalı şirketin 2007-2012 yıllarına ait bilanço kâr zarar hesaplarının ... ailesinin oyları ve oy çokluğu ile onaylandığını, bu karara müvekkilinin muhalif kaldığını, 6102 sayılı TTK"nın yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihine kadar ki dönemin şirket genel kurulunca seçilmiş denetçiler tarafından denetlenmesi gerektiğini, TTK"nın 354. maddesi uyarınca denetçinin bilanço raporu olmadan ve buna bağlı gündem maddelerinin görüşülmesinin mümkün olmadığını, 2007-2012 yıllarına ilişkin bilanço, kâr zarar hesaplarının gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle bilançoların onaylanması yolundaki 4 no"lu kararın iptali gerektiğini, genel kurulda alınan 5 no"lu karar ile yönetim kurulu üyelerinin ... ailesinin oyları ve oy çokluğu ile ibra edilmesine karar verildiğini, müvekkilinin bu karara da muhalif kaldığını, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesinin kanuna aykırı olduğunu denetçi raporunun bulunmadığını, ibra oylamasında yönetim kurulu üyeleri de oy kullandıklarından bu halin TTK"nın 436. maddesine açıkça aykırı olduğunu ve kararın iptali gerektiğini, genel kurulda ... ailesinin oyları ve oy çokluğu ile alınan 8 no"lu karar ile yıllarca zarara sebep olan ... ,... , ... "nun yeniden seçilmelerine karar verildiğini, oysa şirketi zarara uğratan şahısların yeniden yönetim kurulu üyeliğine seçilmesinin yasaya ve objektif kurallarına aykırı olduğunu, 8 no"lu karar ile ayrıca TTK"nın 395 ve 396. maddeleri gereğince yönetim kurulu üyelerine, şirket ile kendileri ve başkaları adına işlem yapma, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendileri ve başkaları hesabına yapabilmelerinin kabulüne karar verildiğini, bu kararın da iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin muvazalı işlemlerinin yanında bir de davalı şirketin yapması ve kazanç elde etmesi olan tüm işleri yine kendilerinin sahibi ve yönetim kurulu üyesi oldukları Sistem Gıda Turz. Dağıtım İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş. üzerinden yaparak şirketin kazanç elde etmesini engelledikleri ve davalı şirketi işlevsiz bıraktıklarını, bu nedenle 8 no"lu kararın da iptali gerektiğini ileri sürerek 20/11/2013 günü yapılan genel kurulunda alınan 3, 4, 5 ve 8 no"lu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davalara cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesi, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; asıl davada 30.09.2013 tarihli genel kurulda alınan yönetim kurulu üyesi seçimine ilişkin 7. maddesinin TTK 445’e aykırı olduğu, 8. maddenin oylanması konusunda kendilerine yetki verilen üyelerin oy kullanmasının TTK 436’ya aykırı olduğu, şirkete kayyım atanması yönündeki talebin 20.11.2013 tarihli genel kurulda karşılandığından konusuz kaldığı gerekçesiyle bu istem bakımından hüküm kurulmasına yer olmadığına, 7. ve 8. maddelerin iptaline; birleşen davada 20/11/2013 tarihli genel kurulunda alınan 3-4-5 no"lu kararlar ile 8. no"lu kararın "yönetim kurulu üyelerine, şirket ile kendileri ve başkaları adına işlem yapma, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendileri ve başkaları hesabına yapabilmelerinin kabulüne ilişkin" bölümünün şirket ana sözleşmesi ve TTK 436’ya aykırı olduğu, eski üyelerin tekrar yönetim kurulu üyesi seçilmesinde ana sözleşme ya da kanuna aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 3,4,5 no"lu maddeler ile 8. maddenin anılan kısmının iptaline, yönetim kurulu üyesi seçimine ilişkin kısmı bakımından reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi tüm dosya kapsamına göre istinaf isteminin esastan reddine karar vermiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 57,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, 06/03/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.