Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1841
Karar No: 2021/827
Karar Tarihi: 28.01.2021

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/1841 Esas 2021/827 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2020/1841 E.  ,  2021/827 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi


    Taksirle ölüme veya yaralanmaya neden olma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Akşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 11/04/2019 tarihli ve 2018/1045 soruşturma, 2019/440 esas, 2019/37 sayılı iddianamenin iadesine dair Akşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 02/05/2019 tarihli ve 2019/36 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesinin 21/05/2019 tarihli ve 2019/238 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Her ne kadar "şüpheli ..."ın işlemiş olduğu suçun TCK"nın 85/2 maddesinde düzenlenen, taksirle en az bir kişinin ölümüne bir kişinin de yaralanmasına neden olma suçunu değil, taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçunu oluşturacağını, eylemin bu haliyle Asliye Ceza Mahkemesi"nin görev alanına girdiği" gerekçesi ile şüpheli hakkında düzenlenen iddianamenin iadesine yapılan itirazın reddine karar verilmiş ise de;
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170. maddesinde, iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı Kanunun 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hâllerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, anılan Kanunun 174/2. maddesinde suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceğinin düzenlendiği, yine söz konusu Kanunun 170/2. maddesinde yer alan "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği gibi mahkemenin de hukuki nitelendirme ile bağlı olmadığı gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 16.09.2019 gün ve 94660652-105-42-12203-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.06.2020 gün ve 2019/93199 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    02.02.2018 tarihinde, şüpheli ...’ın idaresindeki araç ile meskun mahalde, tek yönlü yolun sol şeridinde seyir halinde iken, seyrine göre sağ taraftan kaplamaya giren ... ile ...’nin kucağında bulunan 1 yaşındaki oğlu ...’e çaptığı, ağır yaralanan ...’in 18.04.2018 tarihinde tedavi gördüğü hastaneden sol hemiplejik olarak, aspiratöre bağlı, oral gıda alımı yetersiz olması nedeni ile trakeostami açılmak suretiyle, konuşma yetisinin kaybı, sinir hasarı nedeni ile hayatını normal bir şekilde idame ettiremeyecek şekilde, yatağa bağımlı olarak taburcu edildiği, 10.08.2018 tarihinde de evinde öldüğü, oğlu ...’un ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı olayda;
    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 73/1-2. maddesinde yer alan "(1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. (2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, taksirle yaralama suçu için şikayet tarihinin müştekinin fiil ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlatılması gerektiği, mağdur ..."un yaşı göz önüne alındığında, şikayet hakkını nüfus kaydında annesi olan ölen ... ve kayden babası olan ... tarafından kullanılması gerektiği, ölenin 5 yıldır ayrı yaşadığı eşi ..."in olay günü olan 02.02.2018 tarihi itibariyle patronunun araması üzerine kaza olayını öğrendiği, failin kim olduğuna ilişkin herhangi bir bilgisi ve görgüsünün bulunmadığı bu sebeple TCK"nın 73/1. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin suç tarihi itibariyle işlemeye başlamayacağı, müştekinin fiili ve faili birlikte öğrenmesi veya bilmesi sonrasında hak düşürücü sürenin işlemeye başlayacağı, müştekinin 20.11.2018 tarihinde kollukta alınan beyanında, konuya ilişkin bilgi ve görgüsünün, eşinin kaza yaptığını olay günü patronundan öğrendiğini sonrasında, Akşehir’e gittiğini, eşinin 1 ay yoğun bakımda yattığını sonrasında ise vefat ettiğini öğrendiğini bütün bildiklerinin bu şekilde olduğunu beyan ettiği, devamında ise "eşime çarparak hayatını kaybetmesine yol açan, çocuklarımı annesiz bırakan sürücü kimse şikayetçiyim" şeklinde beyanda bulunduğu, 17.09.2018 tarihinde ise Avukat İpek Kaplan Anahtarcıoğlu"na kendi adına ve mağdur ... adına vekalet verdiği, vekaletname ile yetki verilen avukatın 03.10.2018 tarihinde müşteki sıfatıyla ... ve ... adına Akşehir Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi verdiği, kaldı ki ağır yaralanan ...’nin ölmeden önce aynı avukata vekalet verdiği ve avukatın 03.07.2018 tarihinde Akşehir Cumhuriyet Başsavcılığına kaza nedeni ile ağır yaralanan müvekkili ... adına şikayetçi olduğu, şikayet dilekçesinde her ne kadar açık olarak mağdur ... yönünden şikayet talebi olmasa da ..."nin şikayetinin hayatın olağan akışına uygun olarak 1 yaşında olan oğluna yönelik eylem için de kapsadığı, mağdur ... yönünden anne ... vekili ve baba ... ile ... vekili tarafından yapılan şikayetlerin süresinde olduğu anlaşılmakla;
    Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesinin 21/05/2019 tarihli ve 2019/238 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.01.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi