8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/7624 Karar No: 2012/3982 Karar Tarihi: 08.05.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/7624 Esas 2012/3982 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2011/7624 E. , 2012/3982 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Araban Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 21.06.2011 gün ve 65/420 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı dava dilekçesinde, dava konusu 503 parsel sayılı taşınmazın tapu kütüğünde davalı Hazine adına kayıtlı olduğu halde, eklemeli olarak ellibeş yıldan beri zilyetliğinde olduğunu açıklayarak, nizalı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten dava açıldığı tarihe kadar hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacı yararına zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının oluşmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren dava tarihine kadar 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dava konusu 503 parsel sayılı taşınmaz, tapulama çalışmaları sırasında 10.11.1986 tarihinde belgesizden Hasan Aktaş adına tespit edilmiş, tespite yapılan itiraz üzerine kadastro komisyonu kararı ile tespitin iptaliyle taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiş, komisyon kararına karşı açılan davada Araban Kadastro Mahkemesinin 1991/12 Esas ve 1991/12 Karar sayılı ilamıyla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve hükmün kesinleşmesiyle taşınmazın 18.08.1992 tarihinde tapu kaydı oluşmuştur. Başka bir anlatımla, uyuşmazlık konusu taşınmaza ait tutanak 18.08.1992 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava ise 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin kaçırılmasından sonra 13.04.2010 tarihinde açılmıştır. Bu bakımdan, davada dayanılan tespit öncesi sebepler bakımından, nizalı parselin kadastro tutanağının kesinleştiği tarih nazara alındığında, davanın hak düşürücü süre kaçırıldıktan sonra açıldığı açıktır. Bu gerekçe ile tespit öncesi sebepler bakımından redde ilişkin hükümde isabetsizlik bulunmamıştır. Tespit sonrası sebepler için ise, tapulu taşınmazların zilyetlik yoluyla kazanılması olanaklı değildir. Çünkü tapulu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik hukuken bir değer taşımaz ve zilyede herhangi bir hak bahşetmez. Somut olayda ise, nizalı taşınmazın 1992 yılından bu yana tapu kütüğünde kayıtlı bulunduğuna göre, TMK.nun 713/2. maddesindeki koşullar davacı yararına gerçekleşmemiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle ve yerel mahkemece de kısmen belirlendiği üzere sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,75 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 08.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.