Esas No: 2020/8522
Karar No: 2022/4106
Karar Tarihi: 26.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8522 Esas 2022/4106 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı tarafından usulsüz olarak kesinleştirilen bir icra takibinde tahsil edilen parayı geri almak için dava açmıştır. İlk derece mahkemesi, dava şartı yokluğundan reddetmiştir. Ancak istinaf mahkemesi, İİK'nın 361. maddesinin bu duruma uygulanmayacağı gerekçesiyle davacının hukuki yararının olmadığına karar vermiştir. Temyiz incelemesi sonucunda da bu karar onanmıştır.
İİK'nın 361. maddesi, icra dairesince borçludan fazla para tahsil edilmiş veya yanlışlıkla ödeme yapılmış durumlarda, verilen paranın ayrıca hükme hacet kalmaksızın geri alınabileceğini düzenlemektedir. Ancak, haczin kaldırılması İİK'nın 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli değildir. Bu nedenle borçlu ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabilir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ43. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10.02.2020 tarih ve 2019/163 E. - 2020/124 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi'nce verilen 05.11.2020 tarih ve 2020/1630 E. - 2020/244 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine yapılan icra takibinin usulsüz olarak kesinleştirilerek takip konusu alacağın tahsil edildiği ancak icra hukuk mahkemesinin kesinleşen kararı ile takibin usulsüz olarak kesinleştirildiğine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği bu arada anılan icra takibi ile müvekkilinden tahsil edilen bedelin iadesini teminen davalıya karşı yapılan takibe, İİK 361. maddesine göre paranın iadesinin istenebileceği gerekçesiyle haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek davalının icra dosyasındaki itirazının iptaline takibin devamına alacağın % 20'si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı aleyhine yapılan icra takibinde ödeme emri tebligatının usulüne uygun olmaması nedeniyle, takibin kesinleşmediği ve bu durumda takip kesinleşmeden haciz konulamayacak olması nedeniyle icra hukuk mahkemesinin, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve hacizlerin fekkine ilişkin kararının kanun yollarında geçerek kesinleştiğini, bu nedenle icra takibinde tahsil edilen 73.777,14 TL'nin, müvekkilince iş bu dava açılmadan evvel 22/01/2019 tarihinde icra dosyasına yatırıldığını, İİK 361. maddesi gereğince, davacının alacağını icra dosyasından tahsil etmek yerine ayrı bir icra takibi yapmasının haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının İİK 361. maddesi uyarınca, mevcut icra dosyasından elde edebileceği paranın tahsili için ayrı bir icra takibi yapmasında hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İİK 361. maddesinin, ilamlı veya ilamsız tüm icra takiplerinde, her ne sebeple olursa olsun, borçludan fazla para tahsil edilen her durumda uygulama yeri ve alanı bulunan özel bir hüküm olduğu, icra müdürünün, dayanağı ve şekli ne olursa olsun, girişilmiş bir icra takibinde, borçludan tahsil edilen paranın esasen tahsili gerekmediğinin belirlediği durumlarda, cebri icra gücünü kullanarak fazla tahsilatı borçluya geri vereceği, somut olayda, kesinleşmiş mahkeme kararı ile ödeme emri tebliği tarihinin düzeltildiği ve hacizlerin kaldırılmasına hükmedildiği eldeki dava açılmadan önce, İstanbul 31. İcra Dairesi'nin 2015/22687 E. sayılı dosyasına, icra dosyası alacaklısı davalı tarafından, usulsüz hacizle tahsil edilen paranın 22/01/2020 tarihinde yatırıldığından İİK 361. maddesinin uygulanmasına gerek olmadığı zira paranın icra dosyasına iade edildiği, bu durumda davacı tarafından hacizlerin fekki kararı ile icra dosyasına dönen paranın icra müdürlüğüne başvurularak talep edilmesi, icra müdürlüğünce olumsuz bir karar verilmesi halinde icra hukuk mahkemesinden işlemin iptalinin talep edilmesi gerekirken ayrı bir icra takibi yapılmasında hukuki yararın bulunmadığı ancak açıklandığı üzere İİK 361. maddesinin de uygulama alanının kalmadığı dolayısıyla ilk derece mahkemesince dayanılan gerekçenin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeni ile HMK'nın 114/2. maddesi ve 115/2 uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı tarafından temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 26/05/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, icra dosyasına yatırılan paranın iadesi istemine ilişkidir.
Davalı tarafından davacı aleyhine icra takibinin usulsüz kesinleştirildiği ve takip konusu alacağın tahsil edildiği, icra hukuk mahkemesince takibin usulsuz kesinleştirildiğinin tespiti ile haczin kaldırılmasına karar verildiği, davalının tahsil ettiği parayı icra dosyasına yatırıldığı dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır.
Alacaklı tarafından tahsil edilen paranın iadesi ancak İİK'nın 40. ve 361. maddelerine göre mümkündür.
İİK'nın 361. maddesi gereğince; icra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa, verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır. Ancak, İİK'nın 361. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için icra dairesince borçludan fazla para tahsil edilmiş olması ya da yanlışlıkla ödeme yapılmış olması gerekmektedir. Haczin sonradan kaldırılmış olması önceden yapılan kesintileri hükümsüz kılmaz. Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti üzerine takibin durdurulması ve hacizlerin bu karar üzerine kaldırılması, İİK'nın 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli değildir. Bu nedenle borçlu ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabilir.
Bu durum karşısında davacının istirdat davacı açmakta hukuki yararının bulunduğunu düşündüğüm için çoğunluğun kararı onama görüşüne katılamıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.