Esas No: 2018/458
Karar No: 2019/492
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/458 Esas 2019/492 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 177-93
Sanık ..."ın nitelikli kasten öldürme suçundan TCK’nın 82/1-h ve 62/2. maddeleri uyarınca müebbet hapis; nitelikli yağma suçundan TCK’nın 149/1-a, h, 168/3 ve 62/2. maddeleri uyarınca 4 yıl 7 ay hapis; 6136 sayılı Kanun"a muhalefet suçundan 6136 sayılı Kanun’un 13/1, TCK"nın 62/2 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis ve 740 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına; TCK’nın 54/1-4. maddesi uyarınca müsadereye; tüm suçlar yönünden TCK’nın 53/1 ve 63. maddeleri uyarınca hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 28.03.2012 tarihli ve 177-93 sayılı nitelikli kasten öldürme suçu yönünden resen temyize tabi hükümlerin sanık müdafisi tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 29.05.2013 tarih ve 1730-4073 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 08.06.2018 tarih ve 46762 sayı ile;
"...Başsavcılığımız ile Yüksek Daire arasında uyuşmazlık konusu olan husus soruşturmada eksiklik bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Olayın ne şekilde gerçekleştiğine ilişkin bilgisi olan herhangi bir görgü tanığı bulunamamış olduğundan olay sanığın anlatımları doğrultusunda değerlendirilmiştir.
Sanığın beyanına göre olay tarihinde 0532...., 053....numaralı hatları kullandığı, gerçekte olay gecesi 0532.... numaralı hattı kullandığı, yakalandığında ise 0530.... numarayı kullandığı ve üzerine çok miktarda hat bulunduğu anlaşılmıştır. Maktulün kendisine ait ve devamlı görüştüğü 0532.... numaralı cep telefonu ile en son aramayı 30.10.2010 tarihinde ..."e ait aracı teslim edecek olan ..."in çalışanı ... ile saat 22.21 de yaptığı, tapelerin 22 sırasında ve baz istasyonuna göre Bursa Özdilek"te olduğunu gösterdiği, ..."in numarasını aradığında Kocaeli Yuvacık İskele"de olduğu, yani 19.30"da İzmit"ten yola çıktıkları, araç arızası nedeniyle Bursa"ya 22.30"da vardıkları, dolayısıyla maktulün olay günü Kocaeli"den Bursa"ya sanık ile birlikte geldiği hususu sabittir.
Maktul sanık tarafından hastaneye 30.10.2010 günü gece 24.00"ten az sonra getirilmiş olup maktulün önce silahla vurulduğu anlaşılmadığından sarı alana alınmış, silahla vurulduğu anlaşılınca yoğun bakıma alınmış ve hastanede tedavi gördüğü sırada olay tarihinden 37 gün sonra ölmüştür.
Sanık, maktulün vurulmasından sonra maktulün oğlu ..."ya olayı savunması ile aynı yönde anlatmış, maktulün üzerinde bulunan 20.000 TL"yi polisin bu paraya el koyabileceğini düşünerek kendilerine vermek üzere aldığını ancak parayı olaydan bir süre önce araç alım satımı nedeniyle tanıdığı ve 18.000 TL borçlu olduğu ... adlı şahsa verdiğini, parayı en kısa sürede iade edeceğini söylemesine ve maktulün oğulları bu parayı almak için sanığı defalarca sıkıştırmalarına rağmen sanık uzunca bir süre oyaladıktan sonra parayı maktulün oğlu ... adına yatırmış, duruşma sırasında ise bu paranın daha önceki dönemden kalan araç alışverişinden kaynaklandığını savunmuştur.
Sanığın beyanı ve göstermesine göre tespit edilen olay yerinde kolluk tarafından uzman ekip marifetiyle yapılan inceleme sonucu düzenlenen olay tutanağına göre, olay yerinde ve çevresinde herhangi bir boş kovana rastlanılmamış, çevreden yapılan araştırmada ve olay yerindeki güvenlik görevlileri ile yapılan görüşmede, herhangi bir olaya tanık olmadıkları ve silah sesi duymadıkları, ayrıca etrafta kamera sisteminin bulunmadığı anlaşılmış olup aracı teslim edecek olan tanık ... de ses duymadığını belirtmiştir.
06.12.2010 tarihli ölü muayene zabıt varakası içeriğinden, maktulün cesedinde sol oksipitalde alt kısımda giriş deliği tespit edildiği, bilirkişi Adli Tabip beyanına göre ise uzun süre yatarak tedavi görmesi cihetiyle giriş deliğinin özelliklerini kaybetmiş olup atış mesafesi hususunda kesin bir kanaat oluşturulamadığı, gerek atış mesafesinin tespiti, deri altında kalabilecek bitişik atışa delalet edebilecek özelliklerin araştırılması, kesin ölüm sebebinin tespiti ile mermi çekirdeğinin vücut içerisinde izlediği yolun (traje) saptanabilmesi, ayrıca yorgun mermi niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi için sistematik otopsi yapılmak üzere cesedin Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığınca düzenlenen 11.07.2011 tarihli ve 3692 sayılı otopsi raporuna göre, "Ölümün ateşli silah mermi çekirdeği ile kafatası kaide kemik kırığı, beyin harabiyeti ve kanaması ile gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiği, cesetten bir adet mermi çekirdeği elde edildiği, mermi çekirdeği giriş yarasının tıbbi müdahaleye ve olay ile ölüm arasında geçen süreye bağlı olarak yara özelliklerini kaybettiği, bu cihetle atış mesafesinin tespit edilemeyeceği" bildirilmiştir.
Maktulün cesedinden sağ submanduler bezde kaldığı görülen bir adet üzerinde yiv set izi bulunan 7,65 çapında mermi çekirdiği çıkartılmış, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarının 30.12.2010 tarihli ve 2010/15851 sayılı ekspertiz raporuna göre, mermi çekirdeğinin 6136 sayılı Kanun"a göre yasak niteliğini haiz fişeğe ait olduğu ve Browning tipi fişek atar içerisinde setler bulunan ateşli silah namlusundan çıkmış olduğu tespit edilmiş, ancak olayda kullanılan silah da ele geçmediğinden mermi çekirdeğinin hangi silahtan atıldığı hususunda inceleme yapılamamıştır.
Bursa Kriminal Polis Laboratuvarının 12.11.2010 tarihli ve 2010/2111 sayılı ekspertiz raporunda, "Maktul ..."nın sağ el iç ve sağ el dış svaplarında atış artıkları tespit edilmiş ve elde atış artıklarının tespiti o elin ateş etmiş, silahı tutmuş ya da atış sırasında silaha yakın mesafede bulunmuş olabileceği" değerlendirmesine yer verilmiştir.
Olaydan hemen sonra atış mesafesinin tayini için mermi çekirdeği giriş yarasının özellikleri tespit edilmediği gibi bu amaçla maktulün üzerinde bulunan giysiler üzerinde de herhangi bir inceleme yapılmamıştır.
Sanık aşamalardaki beyanlarında araçtan indiği sırada bir el silah sesi duyduğunu, sesin ne taraftan geldiğini anlayamadığını ve çevrede kimseyi görmediğini, etrafta bir anormallik olmadığını, üzerinde silah bulunmadığını, tabanca ile ateş etmediğini savunmuştur.
Bu durumda; maktule ait tüm tıbbi evrak, film ve dokümanların dava dosyası ile birlikte son görüş mercisi olan Adli Tıp Kurumuna gönderilerek maktuldeki yaralanmayı meydana getiren atışın uzak veya yakın yahut bitişik atış olup olmadığı konusunda ilgili ihtisas kurulundan rapor alınması,
Sanık ve maktule ait cep telefon numaralarının suç tarihi itibarıyla HTS kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak olay anı itibarıyla bulundukları yer ve saate ilişkin rapor alınması,
Sanık tarafından bildirilen olay yerinde olay saati itibarıyla hava ve ışık koşulları da gözetilmek suretiyle keşif yapılarak maktulün bulunduğu beyan edilen konum itibarıyla kurşunun giriş yeri de nazara alınarak uzak veya yakın yahut bitişik atış koşullarının keşfen tespitinden sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken bu hususlar eksik bırakılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerektiği," görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 12.09.2018 tarih ve 3160-3454 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında nitelikli kasten öldürme, nitelikli yağma ve 6136 sayılı Kanun"a muhalefet suçlarından eksik araştırmayla mahkûmiyet hükümleri kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
31.10.2010 tarihli olay tutanağında; aynı tarihte saat 00.30 sıralarında Haber Merkezinden Oto Sanayi Sitesinde ateşli silahla yaralama olayının meydana geldiği ve yaralı şahsın Muradiye Devlet Hastanesinde olduğunun anons edilmesi üzerine olay yerine sonradan getirilen sanık ...’ın olayın Oto Sanayi Sitesi, Sanayi Caddesinde 2 numaralı iş yerinin önünde meydana geldiğini beyan etmesi üzerine olay yeri inceleme ekibinin çağrıldığı, yaklaşık 1 km genişliğindeki alanda yapılan araştırmalarda herhangi bir boş kovana rastlanılmadığı, civarda bulunan bir kısım esnaf ve özel güvenlik görevlileriyle görüşüldüğü ancak silah sesi ve gürültü duyan herhangi bir kimsenin olmadığı, olay yerini görebilecek kamera kaydının bulunmadığının belirtildiği,
31.10.2010 tarihli olay yeri inceleme raporunda; gerekli arama ve incelemelerin yapıldığı, herhangi bir bulguya rastlanılmadığı, şüphelenilen şahısların el svaplarının alındığının bildirildiği,
Bursa Devlet Hastanesi Baştabipliğince düzenlenen 31.10.2010 tarihli genel adli rapor formunda; ateşli silahla yaralanma sonucu hastaneye getirilen maktul ...’nın şuurunun kapalı, sol oksipitalde 1 cm çapında delik olduğu, merminin c1-2 sayılı omurlar arasında durduğu, tedavi için genel cerrahi yoğun bakıma yatırıldığı, hayati tehlikesi bulunduğunun belirtildiği,
06.12.2010 tarihli ölü muayene zabıt varakasında; yaklaşık 175 cm boylarında tahminen 80-85 kg ağırlığında olan maktulün ense bölgesi orta kısımda yaklaşık 2,5x1 cm boyutlarında hipopikmentgatris olduğu, Bursa Devlet Hastanesince düzenlenen 31.10.2010 yatış tarihli evrakın tetkikinde, maktulün ateşli silahla yaralanma sonucu getirildiği, sol oksipitalde alt kısımda giriş deliği görüldüğü, şuurunun kapalı, entübe hâlde olduğu, ekstansöre yanıt alındığı, c1-2 sayılı omurlar düzeyinde mermi çekirdeği görüldüğü, yoğun bakım ünitesine alındıktan sonra yapılan tüm müdahalelere rağmen 06.12.2010 tarihinde saat 09.15 sularında kurtarılamayarak öldüğünün kayıtlı olduğu, maktulün uzun süre yatarak tedavi görmesi nedeniyle mermi giriş deliği özelliklerini kaybetmiş olup atış mesafesi hususunda kesin bir kanaat oluşturulamadığı, gerek atış mesafesinin tespiti, deri altında kalabilecek bitişik atışa delalet edebilecek özelliklerin araştırılması, kesin ölüm sebebinin tespiti ile birlikte mermi çekirdeğinin vücut içerisinde izlediği yolun (traje) saptanabilmesi, ayrıca yorgun mermi niteliğinde olup olmadığının belirlenebilmesi için Bursa Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığına sistematik otopsi için gönderilmesi gerektiği açıklamalarına yer verildiği,
Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığının 11.07.2011 tarihli otopsi raporunda; maktulün ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği ile kafatası kaide kemik kırığı, beyin harabiyeti ve kanaması ile gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiği, maktulün vücudundan bir adet mermi çekirdeği elde edildiği, mermi çekirdeği giriş yarasının tıbbi müdahaleye ve olay ile ölüm arasında geçen süreye bağlı olarak yara özelliklerini kaybettiği, bu nedenle atış mesafesinin tespit edilemeyeceği, otopsi bulgularına göre maktulün vücudunda ateşli silah yarası dışında başka bir travmatik bulguya rastlanılmadığı, ölümü üzerinde etkili harici başkaca bir nedenin tespit edilmediğinin mütalaa edildiği,
Bursa Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 12.11.2010 tarihli ekspertiz raporunda; maktul ..."nın sağ el iç ve sağ el dış svaplarında atış artıkları tespit edildiği, sanık ...’a ait svaplarda atış artıklarına rastlanılmadığının bildirildiği, raporun devamındaki not bölümünde; “1- Elde atış artıklarının tespiti; o elin ateş etmiş, silahı tutmuş ya da atış sırasında silaha yakın mesafede bulunmuş olabileceğini gösterir. 2- Olayla ilgisi olmadığı hâlde atış artıklarının bulunduğu yerlere (bitişik veya yakın atışlarda mermi giriş deliği etrafı, atışta kullanılan silah, ateş eden el ile tokalaşma gibi) temas eden ellerde de atış artıkları bulunabilir. 3- Olayla ilgisi olmadığı hâlde olaydan kısa bir zaman önce başka amaçla ateş eden elde de atış artıkları bulunabilir. 4- Ateş eden el ve ellerin atışından sonra yıkanması ya da silinmesi durumunda atış artıkları elde ya hiç kalmamakta ya da çok az miktarda kalabilmektedir.” şeklinde açıklamaların yer aldığı,
Bursa Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 07.12.2010 ve 30.12.2010 tarihli ekspertiz raporlarında; 06.12.2010 tarihinde yapılan otopsi işlemi sırasında maktulün vücudundan çıkartılan mermi çekirdeğinin, 7,65 mm çapında, Browning tipinde, namlusu içerisinde sağa döner, altı adet yiv-set ihtiva eden, çap ve tipine uygun ateşli bir silahla atılmış olduğu, 6136 sayılı Kanun"a göre yasak niteliğini haiz olduğu tespitlerine yer verildiği,
Bursa Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğünce düzenlenen 20.12.2010 tarihli ekspertiz raporunda; 41 HL 070 plaka sayılı araçtan alınan 7 adet parmak izinden 6 tanesinin mukayeseye elverişssiz olduğu, aracın sağ arka kapı camı iç yüzeyi üzerinden elde edilen parmak izinin ise sanık ..."ın parmak izinden farklı olduğunun belirtildiği,
30.10.2010 tarihli, “PROTOKOL” başlıklı, üzerinde “34 ZY 4806 plakalı aracın satış tutarı olan 22.000 (yirmiikibin) TL’yi teslim aldım.” ibaresi yazılı olan belgenin tanık ... tarafından imzalanmış olduğu,
31.10.2010 tarihli oto arama tutanağı ile 09.02.2011 tarihli ev arama tutanağında; sanık ..."ın kullandığı 41 HL 070 plaka sayılı beyaz renkli Toyota marka araçta ve sanığın evinde yapılan aramalarda, herhangi bir suç ve suç unsuruna rastlanılmadığının belirtildiği,
Sanığın kullandığı cep telefonuna ait HTS kayıtlarında; 31.10.2010 tarihinde saat 00.29.42"de sanığın tanık ..."i aradığı, saat 00.49.15 ve 00.53.08"de tanık ...’in sanığı aradığı, saat 02.41.40"ta sanığın tekrar tanık ..."i aradığı, saat 06.17.28 ve 06.49.24"te sanığın maktulün oğlu katılan ..."yı aradığına dair kayıtlar bulunduğu,
Bursa 1. Sulh Ceza Mahkemesince 07.12.2010 tarihli ve 2010/2264 sayılı iletişmin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararı kapsamında sanık ..."ın yapmış olduğu telefon görüşmelerinde; sanığın, kayınbiraderi olan tanık İhsan Gürol Alabaş ve katılan ... ile 20.000 TL’nin katılanlara ne şekilde ve ne zaman ödeneceğini konuştuklarının tespit edildiği,
Türkiye İş Bankasına ait 23.12.2010 tarihli dekontta; katılan ..."nın hesabına 20.000 TL yatırıldığına dair kayıt bulunduğu,
Oto Sanayi Sitesinde bulunan ... isimli iş yerindeki güvenlik kamerası görüntülerinin bulunduğu ve üzerinde “30.11.2010 22.30-00.00” ibaresi yazılı olan CD’nin incelenmesi sonucu düzenlenen 06.12.2011 tarihli bilirkişi raporunda; gece vakti çekildiği anlaşılan ve kamera saatine göre 22.32.57’de başlayıp 23.32.58’de biten görüntülerde belirsiz aralıklarla ve belirsiz nitelikteki araçların yoldan geçtiğinin görüldüğü; yine aynı yere ait kamera görüntülerinin bulunduğu ve üzerinde “31.11.2010 00.00 sonra” ibaresi yazılı olan CD’nin incelendiğinde ise; gece vakti çekildiği anlaşılan ve kamera saatine göre 19.24.14 başlayıp 19.54.14’te biten görüntülerde belirsiz aralıklarla ve belirsiz nitelikteki araçların yoldan geçtiği, saat 19.54.14’te başlayıp 20.39.14’te biten görüntülerde araç geçişinin olmadığı, saat 20.39.15’te başlayıp 20.54.14’te biten görüntülerde belirsiz aralıklarla ve belirsiz nitelikteki araçların yoldan geçtiği, saat 20.54.14’te başlayıp 21.09.14’te biten görüntülerde araç geçişinin olmadığı, saat 21.09.17’de başlayıp 22.24.19’da biten görüntülerde belirsiz aralıklarla ve belirsiz nitelikteki araçların yoldan geçtiği, saat 22.39.20’de başlayıp 22.54.17’de biten görüntülerde belirsiz aralıklarla ve belirsiz nitelikteki araçların ve yayaların yoldan geçtiği, kamera saatine göre 22.57.19’da başlayıp 23.09.17’de biten ve aydınlık bir şekilde çekildiği anlaşılan görüntülerde belirsiz aralıklarla ve belirsiz nitelikteki araçların yoldan geçtiği, kamera saatine göre saat 23.08.35’te beyaz renkli, markası tam olarak belli olmayan bir aracın geçtiği, kamera saatine göre 23.09.18’de başlayıp 23.24.17’de biten ve aydınlık bir şekilde çekildiği anlaşılan görüntülerde belirsiz aralıklarla ve belirsiz nitelikteki araçların ve yayaların yoldan geçtiği, kamera saatine göre saat 23.16.43’te polis otosunun geçtiği, kamera saatine göre 23.24.20’de başlayıp 23.39.16’da biten ve aydınlık bir şekilde çekildiği anlaşılan görüntülerde belirsiz bir şahsın yürür vaziyette kaldırımdan geçtiği, 23.34.46’da çöp ve kağıt toplayan bir şahsın geçtiği, kamera saatine göre 23.29.18’de başlayıp 00.09.18’de biten ve aydınlık bir şekilde çekildiği anlaşılan görüntülerde belirsiz aralıklarla belirsiz nitelikteki araçların ve yayaların yoldan geçtiğinin tespit edildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... Kollukta; resmi nikâhlı eşi olan maktul ...’nın müteahhitlik yaptığını, maktulü tanık...’ın eşi ...’dan kıskanması nedeniyle maktulle aralarında tartışma yaşandığını, bunun üzerine 2009 yılının Aralık ayında maktulün evi terk ettiğini, birkaç defa boşanmak için mahkemeye başvurduğunu ancak sonradan davaları geri çektiğini, yaklaşık bir yıldır maktulle ayrı yaşadıklarını, bu dönemde ne yaptığını ve kimlerle görüştüğünü bilmediğini, maktulün işi ve alacak verecek meseleleriyle ilgili fazla bir bilgisinin olmadığını, oto tamir işiyle uğraşan sanık ...’ı, eşini ve çocuklarını tanıdığını, kendilerinin aile dostu olduklarını, sanığın çevresine borçlu olduğunu öğrendiğini, sanık ile maktulün araba almak için Bursa iline gittiklerini çocuklarından duyduğunu, maktul yaralandıktan sonra sanığı hiç görmediğini, maktulün nasıl ve kim tarafından öldürüldüğünü bilmediğini, maktulün ölümüne neden olan kişi veya kişilerden şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; maktulün olaydan bir hafta önce aracını sanık aracılığıyla 29.000 TL’ye sattığını, olay tarihinde maktulün yaralandığını öğrenen çocuklarının Bursa’ya gittilerini, sanık ...’nin, olaydan sonra oğlu olan katılan ...’a maktulün yanında bulunan 20.000 TL’yi polisler almasın diye kendisinin aldığını söylediğini, bu hususu katılan ...’ın kendisine anlattığını, ancak olaydan 55 gün sonra maktulün 20.000 TL ödemede bulunduğunu,
Katılan ... aşamalarda; babası olan maktul ...’nın müteahhitlik yaptığını, iki seneden beri anne ve maktul babasının ayrı yaşadıklarını, annesinin yanında kalması nedeniyle maktulle arasıra görüştüklerini, 31.10.2010 tarihinde gece vakti kendisini amcası Remzi Kolaylı’nın aradığını ve maktulün Bursa’da silahla yaralandığını bildirdiğini, hemen ağabeyi Çetin, amcası Remzi, eniştesi ve amcasının oğluyla birlikte Bursa’ya gittiklerini, maktulün yoğun bakımda olması nedeniyle kendisiyle konuşamadıklarını, olaydan iki gün sonra maktulün yaralandığı sırada yanında bulunan çok eski aile dostları sanık ... ile görüştüğünü, Recai’nin kendisine, “Akşam saat 19.00 sıralarında maktulle bir araç almak için Bursa’ya gittiklerini, Oto Sanayi Sitesine araçla girdiklerini, maktulün yolu şaşırdığını söyleyerek arabayı kenarda park edip yürüyerek gitmeye karar verdiklerini, araçtan inen maktulün üstünü başını düzelttiği sırada ‘Ah trafo mu patladı’ diyerek elini ensesine götürdüğünü, bunun üzerine sanığın maktulün yanına gittiğini, sanığın maktule ‘Necmi ağabey ne trafosu silah sesi bu’ dediğini, maktulün ensesini ellediğinde eline kan geldiğini, hemen maktulü arabaya koyup hastaneye götürdüğünü, olaydan bir hafta önce maktulün Bursa’da Barbaros isimli bir kişiden araç satın aldığını ve 2.000 TL kapora verdiğini, olay günü de bu kişiyle buluşmak için Bursa’ya gittiklerini,” söylediğini, sanığa maktulün arabayı satın almak için yanında götürdüğü parayı sorduğunu, maktulün de kendisine 20.000 TL’yi Bursa’da oturan Erkan isimli arkadaşına teslim ettiğini söylediğini, sanıkla aralarında herhangi bir husumet bulunmadığını, olaydan yaklaşık 5-6 gün sonra sanığın kendisini arayarak maktulün durumunu sorduğunu, üzgün olduğunu söylediğini, ancak sanığın maktulü hiç ziyaret etmediğini, bu olaylardan sonra sanığın 20.000 TL’yi verme konusunda sürekli kendilerini oyaladığını, 23.12.2010 tarihinde Kocaeli il merkezinde bulunan Garanti Bankasının önünde sanıkla buluştuklarını, sanığın kendisine 20.000 TL’yi elden verdiğini, birlikte biraz ileride bulunan İş Bankasına giderek parayı ağabeyi ...’nın hesabına yatırdıklarını, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Katılan ... aşamalarda; babası olan maktulün nasıl ve kim tarafından vurulduğunu görmediğini, olayları kardeşi İlbars’tan öğrendiğini, sanığın 20.000 TL’yi vereceğini söylemesine rağmen sürekli kendilerini oyaladığını ancak sonradan bu parayı verdiğini, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Tanık... Kollukta; maktul ...’yı 3 yıldan beri tanıdığını, maktulün dört çekerli bir araba almak istediğini, maktule sanık ...’nin yardımcı olduğunu ve kendisine internet üzerinden Bursa ilinde araç bulduğunu, bunun üzerine aracı görmek ve biraz da gezmek için maktul ile birlikte eşi Arzu ve oğlu Taha’yı da alarak Bursa’ya gittiklerini, yolda giderken maktulün aracını satın alacağı Barbaros isimli kişiyi aradığını, Oto Sanayi Sitesine giderek Barbaros isimli kişiyle buluştuklarını, aracı görüp beğendiklerini, maktulle Barbaros’un pazarlık yaptıklarını, 22.000 TL’ye anlaştıklarını ve maktulün 2.000 TL peşinat verdiğini, maktulün bir hafta sonra kalan parayı getirdiğinde aracı teslim alacağını, daha sonra Bursa ilinde biraz gezdikten sonra tekrar Kocaeli’ne gittiklerini, 31.10.2010 tarihinde kendisine araba lazım olduğu için maktulde bulunan aracını istemek amacıyla birçok kez maktulü telefonla aradığını ancak maktulün cevap vermediğini, bunun üzerine maktulün evine gittiğini, evin ziline bastığını ancak açan olmayınca otoparkta bulunan aracını kendisindeki yedek anahtarla çalıştırarak aldığını, maktulden haber alamayınca Kocaeli Çarşı Polis Merkezine gittiğini, gece Bursa Emniyet Müdürlüğünde görevli polislerin kendisini aradığını ve maktulün yaralandığını söylemeleri üzerine hemen Bursa’ya gittiğini, maktul ile iyi bir dostluklarının olduğunu, bildiği kadarıyla düşmanının olmadığını, maktulün kim ya da kimler tarafından vurulmuş olduğunu bilmediğini,
Tanık ... Mahkemede; maktul ... ile olaydan bir hafta önce araba satışı nedeniyle tanıştığını, araba alım satımı konusunda anlaştıklarını, kendisine 2.000 TL kapora verdiğini, 20.000 TL’yi de aracı teslim aldığında vereceğini, olay günü kendisiyle telefonla görüştüklerini, yüz yüze görüşmelerinin olmadığını, maktulün aracı teslim almak için saat 20.00 sıralarında geleceğini söylediğini, 20.000 TL’yi aldığına dair bir belge düzenleyerek şirketteki çalışanı tanık ...’e bırakıp maktulle irtibata geçmesini söylediğini, tanık ... ile telefonda görüştüklerini, maktulün gelmesinin gece yarısını bulacağını öğrendiğini, saat 00.45 sıralarında tanık ...’a mesaj çekerek durumu sorduğunu, tanık ...’un da hâlâ beklediğini söylediğini, gece saat 03.30 sıralarında cinayet masasından gelen polislerden olayı öğrendiğini, olayla ilgili herhangi bir bilgisinin olmadığını,
Tanık ... aşamalarda; patronu olan tanık Barbaros’un aracını satmak için internete ilan verdiğini, bu aracı almak için 24.10.2010 tarihinde saat 16.00-17.00 sıralarında maktul ile birlikte yanında bulunan biri kadın biri erkek ve bir de çocuğun çalıştığı iş yerine geldiklerini, araca bakıp beğendiklerini, maktul ile tanık Barbaros’un aracın 22.000 TL’ye alım satımı konusunda anlaştıklarını, maktulün tanık Barbaros’a 2.000 TL kapora verdiğini, olay tarihinde tanık Barbaros’un maktulün aracı almaya geleceğini öğrenmesi üzerine 22.000 TL’yi teslim aldığına dair bir protokol yazıp imzalayarak kendisine verdiğini, maktulden 20.000 TL’yi alarak elindeki protokol ile aracı maktule teslim edeceğini, tanık Barbaros’un saat 18.00 sıralarında iş yerinden ayrıldığını, maktulü arayıp nerede olduğunu sorduğunda kendisine yolda gelmekte olduklarını söylediğini, sonra saat 20.00-21.00 sıralarında tekrar maktulü aradığını, maktulün kendisine Özdilek civarında olduklarını, aracın yolda arıza yaptığını söylediğini, maktulün gelmemesi üzerine gece saat 00.00 sıralarında maktulü telefonla birkaç kez aradığını ancak maktulün cevap vermediğini, daha sonra tekrar aradığında maktulün telefonunun meşgule alındığını, yakınlarda olduğunu düşünerek bir daha aramadığını, saat 00.45 sıralarında patronu tanık Barbaros’un kendisine mesaj atarak durumu sorduğunu, kendisinin de maktulün daha gelmediğini mesajla bildirdiğini, aradan 10 dakika kadar geçtikten sonra polis memurlarının kendisini aradığını, olaydan bu şekilde haberdar olduğunu, iş yerinde bulunduğu sırada herhangi bir silah sesi duymadığını,
Tanık ... Mahkemede; olay yerine yakın yerde bulunan Öz Volkanlar Vinç adlı firmada çalıştığını, o tarihte iş yerinde yatıp kalktığını, yorgun olduğu için erken saatte yatıp uyuduğunu, gece tahminen saat 02.30-03.00 sıralarında polislerin iş yerine gelerek kendisini uyandırdıklarını, iş yerinde bulunan kamera kayıtlarını incelediklerini, bu konuyla ilgili beyanını aldıklarını, uyuduğu için herhangi bir şey duymadığını, polislerin kamera kayıtlarını götürüp götürmediklerini bilmediğini,
Tanık ... Mahkemede; maktulün hastaneye getirildiği gece acil serviste doktor olarak görevli olduğunu, olayın üzerinden uzun zaman geçtiği için detayları hatırlamadığını ancak hatırladığı kadarıyla maktulün acil servise sarı alana getirildiğini, çalışma yöntemlerinde sarı alan, yeşil alan ve kırmızı alan olarak üç çalışma bölümünün olduğunu, maktulü ilk olarak sarı alana aldıklarını, muayene sonucunda kafa kısmında, ensede kurşun yarası olduğunu fark etmeleri üzerine maktulü kırmızı alana aldıklarını, akabinde beyin cerrahi uzmanına haber vererek müdahaleye başladıklarını, maktulün hastaneye geldiğinde baygın vaziyette olduğunu, zaten ilk müdahale olarak entübasyon uygulandığını, bu nedenle maktulün olayla ilgili herhangi birşey söylemediğini, müdahale ettiği süre boyunca baygın olduğu için herhangi bir konuşması olmadığını, bunun haricinde olayla ilgili herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, kendisi tarafından düzenlenen rapor içeriğinin doğru olduğunu, rapordaki imzanın kendisine ait olduğunu, sanık müdafisinin sorusu üzerine; maktulün hastaneye getiriliş anını görmediğini, hastaneye geldikten sonra diğer görevlilerce karşılanıp acil servise getirildiğini, kapıdaki görevlilerin maktulü o anki durumuna göre sarı alana aldıklarını, servis hemşiresi tarafından tansiyon kontrolü sırasında ensede kurşun yarası olduğunu ve kanama olduğunu fark etmeleri üzerine kırmızı alana alıp müdahalede bulunduklarını, tansiyon ya da benzeri bir rahatsızlık nedeni ile baygınlık olduğu düşüncesiyle görevlilerin maktulü sarı alana almış olabileceklerini,
Tanık ... aşamalarda; oto tamir işiyle uğraştığını, aynı işle uğraşan sanığı da 5-6 yıldır tanıdığını, olaydan 3 ay kadar önce sanık ...’nin kendisi için Kocaeli ilinde bir araç satın alacağını, bu nedenle kendisine 18.000 TL gönderdiğini, sanığın bu aracı 4.000 TL kârla 22.000 TL’ye satabileceğini söylediğini, kendisinin de bu durumu kabul ettiğini ancak bu paranın sadece 7.000 TL’lik kısmını parça parça alabildiğini, sanığın kendisine hâlen 11.000 TL borcunun olduğunu, olay gecesi saat 00.00 sıralarında sanığın kendisini arayarak Muradiye Devlet Hastanesinde olduğunu söyleyip yanına çağırdığını, başka bir açıklama yapmadığını, bunun üzerine Muradiye Devlet Hastanesine gittiğini ancak sanığı göremediğini, telefonla aradığında sanığın polislerin yanında olduğunu belirterek kendisine hastanede ... adında birisinin olduğunu, kendisi hastaneye gelene kadar arkadaşı olan bu kişinin başında beklemesini söylediğini, yaklaşık 15 dakika kadar hastanede kaldığını, ...’nın başında doktor ve hemşireler olduğu için yanına yaklaşamadığını, daha sonra evine gittiğini, yaklaşık 15 dakika sonra sanığın tekrar arayarak polislerin kendisiyle görüşmek istediklerini söylediğini, bunun üzerine polis merkezine gittiğini, ...’nın ölümüyle ilgili herhangi bir bilgisinin olmadığını, sanıkla o gece yüz yüze görüşmediğini ve kendisinden para almadığını,
Tanık İhsan Gürol Alabaş Kollukta; olaydan sonra evde ailece oturdukları sırada kız kardeşinin eşi olan sanığa olayın nasıl meydana geldiğini sorduğunda, sanığın “Evde çocuklar var, sonra konuşuruz” dediğini, bu olayla ilgili başka bir şey konuşmadıklarını, olaydan sonra sanığın eve not bırakarak kaybolduğunu, kız kardeşinin polise müracaat ettiğini, sanığın piyasaya borcu olduğunu kız kardeşinden öğrendiğini, HTS kayıtlarında tespit edilen görüşmeleri kendisinin yapmadığını, o telefon hattını evde bıraktığını, sanığın bu hattan kiminle görüştüğünü bilmediğini,
İfade etmişlerdir.
Sanık Kollukta 31.10.2010 tarihinde, saat 04.00’te bilgi sahibi sıfatıyla; çocukluğundan beri tanıdığı maktulle sık sık görüştüklerini, müteahhit olan maktulün zaman zaman araba alım satımı da yaptığını, kendisinin de bu işlerde maktule yardımcı olduğunu, her araba alım satımında maktulün kendisine 250-300 TL verdiğini, olaydan bir hafta kadar önce maktulün 4x4 araç aradığını söylediğini, internet üzerinden Bursa ilinde bir araç bulduğunu ve ilandaki telefon numarasını maktule verdiğini, maktulün araç sahibi ile görüşüp arabayı almaya karar verdiğini, araca bakması için kendisini de yanında Bursa’ya götürmek istediğini, maktulün eşinden ve çocuklarından ayrı yaşadığını, aralarının iyi olmadığını, olay tarihinde maktulle birlikte Bursa’ya gitmek üzere saat 19.30 sıralarında Kocaeli ilinden yola çıktıklarını, yolda maktulün aracı alacağı kişiyi aradığını, Özdilek’in oraya geldiklerinde aracının kaza yaptığını, 15-20 dakika kadar tamir için oyalandıklarını, daha sonra ağır ağır yola devam ettiklerini, maktulün bir hafta önce Bursa’ya geldiği için yolu tarif ettiğini, birlikte Oto Sanayi Sitesine geldiklerini, aracı alacakları kişinin iş yerine yakın bir yerde aracı park ettiklerini, maktulün aşağıya indiğini ve yüzü arabaya dönük olacak şekilde üstünü başını düzelttiğini, araçtan indiği sırada bir el silah sesi duyduğunu, sesin nereden geldiğini anlamadığını ve çevrede kimseyi görmediğini, bu esnada maktulün “Bana bir şey oldu. Ensem yandı” dediğini, hemen maktulün yanına koşarak eliyle ensesine dokunduğunda ıslaklık ve sıcaklık hissettiğini, maktulü araca bindirerek ön koltuğu arkaya doğru yatırdığını, temiz bir bez ile maktulün ensesine tampon yaptığını, Oto Sanayi Sitesinden aşağıya doğru inerek yakın çevre yolundan Özdilek kavşağına, oradan da İstanbul Yolunu takip ederek eski terminale, oradan da Muradiye Devlet Hastanesine ulaştığını, önceden bildiği için bu yolu kullandığını, maktulü tedavisi yapılmak üzere hastanede bıraktığını,
Kollukta, 10.02.2011 tarihinde, müdafi eşliğinde, şüpheli sıfatıyla; maktulün yanında getirdiği söylenen 20.000 TL’den haberdar olmadığını, bu parayı hiç görmediğini ve maktulün cebinden de almadığını, maktulün oğulları ile arasında para diyaloğu geçmediğini, katılan ...’ya banka kanalıyla para havalesi yapmadığını, kendisine gösterilen dekontta isminin geçmediğini, olay anında araçta kendisi ve maktulden başka kimsenin olmadığını, kendisinde ve maktulde tabanca bulunmadığını, olay anında silah sesi duyduğunu, silahın yakın bir yerden ateşlendiğini tahmin ettiğini,
Savcılıkta önceki ifadelerinden farklı ve ek olarak; Bursa’ya gece saat 23.30 sıralarında geldiklerini, maktulün elinde atış artıklarının ne şekilde çıktığını bilemediğini, yolda herhangi bir yerde silahla ateş etmediklerini, olayın olduğu yerde ateş eden kimseyi de görmediğini, maktul olay anında elini ensesine götürdüğü için elinde atış artığı çıkmış olabileceğini, katılan ...’nın iddialarını kabul etmediğini, para transferini gösteren dekonttaki hesap numarasının kendisine ait olduğunu ancak böyle bir para transferi yapmadığını, maktulden alacağı veya borcunun olmadığını, tanık ... ile araba alım satımı yaptıkları için kendisine 15.000 TL borcunun olduğunu, olay gecesi tanık Erkan ile telefonla görüştüğünü, yardımcı olması için kendisini hastaneye çağırmak amacıyla aradığını, ancak kendisiyle hastanede yüz yüze görüşmediklerini, maktul ...’nin yolda giderken telefonda bir kadınla görüştüğünü, kimle görüştüğünü bilmediğini ancak bir hafta önce Bursa’ya geldiği kadın olduğunu düşündüğünü, Oto Sanayi Sitesinde arabayı park edince maktulün dışarı çıktığını, üzerini düzeltirken hafif eğildiğini, o sırada pat diye bir ses duyduğunu, maktulün “Trafo mu patladı” dediğini, kendisinin de maktule “Bu trafo sesi değil başka bir patlama sesi” diye söylediğini, etrafa baktığında herhangi bir anormallik görmediğini, maktulün ensesine dokunduğunda kan olmayan sarı renkli bir sıvının eline geldiğini, maktul vurulduktan sonra kendinde olduğunu, maktulü hastaneye götürmeyi kendisinin teklif ettiğini, daha yakın bir yerde hastane olduğunu bilmediğini, maktul konuşabildiği için 112 veya 155 hatlarını arama gereği hissetmediğini, zaten kanamanın da olmadığını, hastaneye gittiklerinde görevlilerin maktulü sedyeye koyduklarını, kendilerini uyarması üzerine kontrol ettiklerinde maktulün ateşli silahla yaralandığını anladıklarını, o ana kadar maktulün vücuduna mermi isabet ettiğinden haberdar olmadığını, suçlamayı kabul etmediğini,
Tutuklanma talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde önceki ifadelerinden farklı ve ek olarak; olaydan sonra katılan ... ile konuşurken kendisine maktulün elinde dolaşan paranın 45.000 TL civarında olduğunu, bu paradan 20.000 TL civarında eksiklik olabileceğini söylediğini, bu 20.000 TL’nin maktulün olaydan bir hafta önce Bursa’ya birlikte geldiği kadında olabileceğini düşündüğünü, bunun dışında katılan ...’ın beyanlarını kabul etmediğini,
Mahkemede önceki ifadelerinden farklı ve ek olarak; olaydan sonra hastaneye giderken maktulün dizine dokunarak kendisine “Merak etme iyiyim” dediğini, durumu iyi olduğu için başka bir hastane aramadığını, maktulü güzergâhını bildiği Muradiye Devlet Hastanesine getirdiğini, olaylardan sonra maktulün oğlu katılan ...’a verdiği 20.000 TL’nin olay gecesi maktulün üzerinden çıkan para olmadığını, daha önceki araba alım satımı nedeniyle kendisinde kalan para olduğunu, arabayı satamadığı için parayı geç ödeyebildiğini, hastanede maktulün montunun cebinden kimliğini çıkartırken cebinde 1.650 TL para olduğunu gördüğünü, bu parayı da polislerin tespit edip kendisine verdiklerini, bunun dışında kendisinde para olmadığını, maktulün ensesine pansuman yapmadığını, ancak arabadaki temiz bir bezi maktule verdiğini, bu bezi daha sonra polislere gösterdiğini, piyasaya önemli ölçüde borcu olmadığını, her esnaf gibi olsa olsa 40-50 bin TL civarında borcu olduğunu, bu borcu karşılayabilecek mal varlığına sahip olduğunu, olaydan sonra polislerle birlikte Oto Sanayi Sitesindeki bir iş yerine gittiklerini, polislerle birlikte güvenlik kamerası görüntülerini izlediklerini, Oto Sanayi Sitesine giriş ve çıkışının görülebildiğini, ayrıca görüntülerde 2 kişinin koşarak gittiğini gördüğünü, borçlu olduğu tanık ...’in borcunu ödemesi konusunda kendisini sıkıştırmadığını, olaydan sonra katılan ... ile yaptığı görüşmelerin maktulün durumuyla ilgili olduğunu,
Savunmuştur.
Sanık hakkında verilen mahkûmiyet kararı Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleştikten sonra, sanık müdafi tarafından Yerel Mahkemeye ibraz edilen yargılanmanın yenilenmesi talepli dilekçesi ekinde bulunan Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Heyetince düzenlenen 21.02.2018 tarihli uzman görüşünde; maktuldeki yaranın uygun şekilde tarif edilmemesi ve elbise incelemesi yapılmamasının eksiklik olduğu, maktulün elinden alınan svaplarda atış artıkları bulunmasının kesin bir adli-tıbbi delil olmadığı, atış artığının başka bir şekilde de bulaşmış olabileceği; yine aynı dilekçenin ekinde bulunan Marmara Ünivetsitesi Hukuk Fakültesinden Doçent Dr. Mehmet Emin Alşahin tarafından düzenlenen 24.04.2018 tarihli bilimsel mütalaada; sanığın maktule ateş ettiği hususunda kesinlik bulunmadığından şüpheden sanığın yararlanması gerektiği, varsayıma dayalı hüküm kurulduğu, kamera kayıtlarının bilirkişi tarafından eksik değerlendirildiği, mahkûmiyet hükmündeki olay kurgusunun dosya kapsamıyla tam olarak uyumlu olmadığı belirtilmiştir.
Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Uyuşmazlığın daha sağlıklı çözümü için “atış artığı”, “bitişik atış”, “bitişiğe yakın atış”, “yakın atış”, “uzağa yakın atış” ve “uzak atış” kavramları üzerinde durulmalıdır.
Türk Dil Kurumu Yayınları Kriminal Terimleri Sözlüğünde;
Atış artıkları; “Ateşli silahlarda kullanılan muhimmatta mevcut darbeye hassas patlayıcıların, ateşlenme anında yüksek ısı ve basınç etkisiyle yanması esnasında ortaya çıkan, vücut dokusuyla hiçbir kimyasal etkileşime girmeyen, yapısında kurşun (Pb), baryum (Ba), antimon (Sb), kalay (Sn), bakır (Cu), çinko (Zn) ve titanyum (Ti) gibi elementlerin kombinasyonlarını ihtiva eden, genellikle küresel yapıda eşsiz morfolojiye sahip mikron boyutunda partiküller”,
Bitişik atış; “Kısa ve uzun namlulu ateşli silahlarda, namlu ucunun giysiye tamamen temas ettiği, mermi giriş deliği bölgesinde genel olarak; yoğun atış artığı, alev yanığı, is, artı veya yıldız şekli gibi karakteristik özellikler gösteren atışlar”,
Bitişiğe yakın atış; “Kısa ve uzun namlulu ateşli silahlarda, giysi üzerindeki mermi giriş deliklerinin fiziki ve kimyasal karakteristik özelliklerinin bitişik atış mesafesinden yapılan atışlarla yakın benzerlikler gösterdiği, giysi ile namlu ucu arasında çok az (4 cm"ye kadar) mesafenin bulunduğu atışlar”,
Yakın atış; “Kısa ve uzun namlulu ateşli silahlarda, fiziki özellikler bakımından bitişik atış karakterini taşımayan ve bitişik atışa göre mermi giriş deliği bölgesinde daha az miktarda ve düzensiz dağılmış atış artığı bırakan atışlar”,
Uzağa yakın atış; “Kısa ve uzun namlulu ateşli silahlarla yakın atışın üst sınırına yakın mesafeden yapılan ve giysiler üzerinde hemen hemen hiç atış artığı bırakmayan atışlar”,
Uzak atış; “Kısa ve uzun namlulu ateşli silahlarla yakın atışın üst sınırından daha uzak mesafeden yapılan ve giysiler üzerinde atış artığı bırakmayan atışlar”,
Şeklinde tanımlanmaktadır.
Atış mesafesi tayiniyle ilgili olarak;
“Ateşli silah atış mesafeleri bitişik, yakın ve uzak olmak üzere başlıca üç kategoride incelenir.
1- Cilt ile namlu ağzı arasındaki mesafenin 0-3 cm olduğu atışlar genel olarak bitişik atış olarak adlandırılır. Ancak namlu ağzının cilde tamamen dayalı olduğu atışları bitişik, cilt ile namlu ağzı arasında az da olsa 3 cm"ye kadar bir mesafenin bulunduğu atışları bitişiğe yakın atış olarak sınıflamak daha doğrudur. Zira; bitişik atışlarda ciltaltında ‘maden boşluğu’nda görülen bulgular, bitişiğe yakın atışlarda hem ciltaltında hem de ciltte oluşabilmektedir.
2- Yakın atış kısa namlulu silahlar için 3-(30-45) cm"den, uzun namlulu silahlar için ise 3-(75- 100) cm mesafeden yapılan atışlardır.
3- Yakın atışın üst sınırından daha uzak, bir başka ifadeyle ciltte herhangi bir atış artığı bırakmayacak mesafeden yapılan atışlara da uzak atış denir.” (Adli Travmatoloji, Dr. Ercüment Aksoy, Dr. Atınç Çoltu, Dr. Beyhan Ege, Dr. Gürsel Günaydın, Dr. Mehmet Akif İnanıcı, Dr. Hüseyin Karali, Dr. Mustafa Karagöz, Dr. Cemil Ötker, Dr. Ali Yeşimçigil, https://www.ttb.org.tr/eweb/adli/4.html) şeklinde açıklamalar yapılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Otomobil tamircisi olan sanık ...’ın, çok önceden tanıdığı olan ve Kocaeli ilinde müteahhitlik yapıp zaman zaman araç alım satım işiyle de uğraşan maktul ...’ya araç alım satımı konusunda yardımcı olduğu ve karşılığında bir miktar para aldığı, suç tarihinden önce maktul ...’nin kendisine 4x4 araç lazım olduğunu sanığa söylediği, sanığın da internet üzerinden yaptığı araştırmada Bursa ilinde maktulün aradığı tarzda bir araç olduğunu gördüğü ve satış ilanındaki telefon numarasını maktule verdiği, bunun üzerine maktulün tanık ...’i telefonla arayarak satışa çıkardığı aracını almak istediğini söylediği, suç tarihinden bir hafta önce maktul ...’nin, tanık... ve Levent’in eşi Arzu ile birlikte Bursa iline hem araca bakmaya hem de gezmeye gittikleri, maktul ...’nin aracı 22.000 TL’ye satın almak üzere tanık Barbaros ile anlaştığı ve 2.000 TL kapora bırakarak kalan 20.000 TL’yi bir sonraki hafta getirip aracı teslim almak üzere tanık Barbaros’un yanından ayrıldığı, bir hafta sonra 30.10.2010 tarihinde maktul ... ile sanık ...’nin aracı teslim almak için Bursa iline gitmek üzere sanık ...’ye ait araç ile saat 19.30 sıralarında Kocaeli ilinden birlikte yola çıktıkları, maktulün araç bedeli olan 20.000 TL’yi nakit olarak yanında götürdüğü, maktul ...’nin Bursa’ya aracı teslim almak için geleceğini öğrenen tanık Barbaros’un, aracın satış bedeli olan 22.000 TL’yi elden teslim aldığına dair bir protokol düzenleyerek maktule verilmek üzere yanında çalışan işçisi tanık ...’e bıraktığı, tanık ...’un maktul ...’yi telefonla aradığında maktulün yolda olduklarını söylediği, bir süre sonra saat 20.00-21.00 sıralarında tanık ...’un maktul ...’yi tekrar arayarak nerede olduklarını sorduğu, maktulün Özdilek civarında olduklarını, arabalarının arıza yaptığını söylediği, sanık ... ve maktul ...’nin saat 23.30-24.00 sıralarında aracı teslim alacakları Bursa Oto Sanayi Sitesine geldikleri, burada maktul ...’nin başının arkasına ense bölgesine isabet eden bir mermi ile yaralandığı, sanığın maktulü aracıyla Muradiye Devlet Hastanesine götürdüğü, hemen yoğun bakıma alınan ve 37 gün yoğun bakımda kalan maktul ...’nin ateşli silah mermi çekirdeği ile kafatası kaide kemik kırığı, beyin harabiyeti ve kanaması ile gelişen komplikasyonlar sonucu öldüğü, olaydan sonra maktulün beraberinde getirdiği 20.000 TL’yi alan sanık ...’nin 23.12.2010 tarihinde bu parayı katılan ...’ya elden teslim ettiği olayda; maktulün sağ el üzerinde ve avuç içinde ancak bitişik veya yakın atışlarda görülebilecek atış artığına rastlanılması nedeniyle maktulün bilimsel raporlar doğrultusunda atış artığı bırakması mümkün olmayan uzaktan yapılan atışla yaralanmadığının sabit olması, aile dostu olduğunu iddia ettiği maktulün yabancı bir şehirde ateşli silahla ensesinden yaralandığını gören sanığın 112 veya 155 telefon hatlarını aramadan ilk olarak borçlu olduğu tanık ...’i aramasının hayatın olağan akışına aykırı oluşu, sanığın gerek olay öncesinde gerekse sonrasında tanık ... ile sık sık telefon görüşmesi yapması, piyasaya yüklü miktarda borcu bulunan sanığın maktulün beraberinde getirdiği 20.000 TL’yi alıp almadığı hususunda aşamalarda çelişkili beyanlarda bulunması, ilk ifadelerinde maktulün oğulları olan katılanlar İlbars ve Çetin ile para konusunda konuşmadıklarını ve kesinlikle para göndermediğini iddia eden sanığın, iletişimin tespiti suretiyle kayıt altına alınan telefon görüşmelerinde katılanlara 20.000 TL’yi nasıl ve ne zaman vereceğine dair konuşmalar yapması, yine kendisine 20.000 TL para yatırıldığına ilişkin dekont gösterildiğinde bu paranın da önceye dayalı başka bir araba alım satımından kaynaklandığına dair çelişkili ve inandırıcı olmayan beyanları karşısında, sanığın yanında 20.000 TL olduğunu bildiği maktul ...’yi gece vakti, çevrede kimsenin olmadığı bir yerde, ele geçirilemeyen 7,65 mm çapında tabanca ile ensesinden vurduktan sonra 20.000 TL’yi aldığı sabit olup, mermi çekirdeği giriş yarasının tıbbi müdahaleye ve geçen süreye bağlı olarak yara özelliklerini kaybetmesi nedeniyle atış mesafesinin tespit edilemeyeceğine dair Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığının yazısı, yine uzak mesafeden yapılan atışlarda atış artığı görülebilmesinin mümkün olmadığına dair bilimsel raporlar, dosya içerisinde sanığın ve maktulün cep telefonlarıyla yaptıkları görüşmelere ilişkin HTS kayıtlarının bulunması, olay tutanağı ve olay yeri inceleme raporuna göre olay mahallinde ve sanığa ait araçta herhangi bir bulguya rastlanılmadığının belirtilmesi birlikte değerlendirildiğinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itiraz gerekçesinde belirtilen hususların araştırılmasının, dosyadaki mevcut delillere göre tespit edilen maddi gerçeğe bir katkı sağlamayacağı kabul edilmelidir.
Bu nedenle dosya kapsamı itibarıyla araştırılması gereken başkaca bir husus bulunmadığından, sanığın mahkûmiyetine ilişkin Yerel Mahkeme hükmü ile Özel Daire onama kararı isabetli olup Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 25.06.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.