Esas No: 2021/2256
Karar No: 2022/4216
Karar Tarihi: 30.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2256 Esas 2022/4216 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı banka ile imzaladığı sözleşme gereği aldığı kredi kartından bilmediği kişiler tarafından harcama yapıldığını ve bunun bankanın güvenliği sağlamaması nedeniyle olduğunu ileri sürerek 3.178 Euro'nun yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı ise kart hamilinin alması gereken önlemleri almadığını savunarak sorumluluğunun olmadığını belirtmiştir. İlk derece mahkemesince davacının itirazının belirli bir süre içinde yapılmamış olması nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunmadığına karar verilmiştir. Davacı vekili kararı temyiz etmiştir ancak temyiz itirazları reddedilmiştir.
Kanun maddeleri: 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 16. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 30.10.2020 tarih ve 2018/244 E. - 2020/725 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, davalı banka ile imzalanan sözleşme gereği kredi kartı aldığını ve bu kredi kartının şifre güvenliği davalı banka tarafından sağlanmadığı için adına kayıtlı kredi kartından 15/12/2007-31/01/2008 tarihleri arasında bilmediği kişiler tarafından toplam 3.178 Euro bedelli harcama yapıldığını, bu harcamaların kendisi tarafından yapıldığı zannı ile ödendiğini, oysa bu harcamaların kendisine ait olmadığını, durumu öğrenince davalı bankaya 06/05/2008 tarihinde bildirdiğini, itirazının süresinde olmadığı nedeni ile talebinin reddedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 3.178 Euro’nun dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankanın her hangi bir sorumluluğunun olmadığını, 5464 sayılı banka kartları ve kredi kartları kanunun 16. maddesine göre kart hamilinin kartla ilgili önlemleri almak, kartın kaybolması, çalınması veya iradesi dışında elinden çıkarılması halinde derhal kart çıkaran kuruluşa haber vermek zorunda olduğu halde davacının bu kuralı yerine getirmediğini, kart çıkaran kuruluşun sorumluluğunun ancak bildirimden sonra başladığını, davacının sorumlu olmadığını iddia ettiği harcamaları 4 ay 21 gün sonra bankaya bildirdiğini, müvekkili bankanın somut olayda kusuru ve sorumluluğunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin görev bozmasına uyularak yapılan yargılama sonunda, dava konusu harcamaların 15.12.2007-31.01.2008 tarihleri arasında yani 1,5 ay içerisinde geniş bir zaman dilimi içerisinde gerçekleştiği, harcamaların tümünün yurt dışı internet sitesinden gerçekleştirildiği,
davacının harcamaları tam olarak son harcama tarihinden 4 ay 21 gün sonra bankaya bildirdiği, davacının harcamaların usulsüz işlemler neticesinde gerçekleştiğine ilişkin iddiasının yalnızca soyut iddialara dayandığı, uluslar arası kredi kartı kuralları gereği harcamanın yapıldığı tarihten itibaren 90 gün içerisinde harcamaya ilişkin iddiaların bankaya (Kart kuruluşuna) bildirilmesi gerektiği, somut olayda davacının son harcama tarihinden 141 gün sonra bankaya itirazda bulunduğu, harcamalara ilişkin süreler dikkate alındığında davacının 141 gün sonra bankaya itirazının makul olmadığı, alışverişin kendisi tarafından yapılmadığını iddia eden kart sahibinin öncelikle asli ve somut deliller ile bu durumu ispatlaması gerektiği, 20.12.2019 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, davalı bankaya atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 6502 sayılı Yasa'nın 73/2. maddesi gereğince tüketici mahkemelerinde tüketici tarafından açılan davalar harçtan muaf olduğundan davacıdan alınan temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği haline temyiz eden davacıya iadesine, 30/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.