11. Hukuk Dairesi 2019/640 E. , 2019/1880 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08/06/2016 tarih ve 2015/328-2016/549 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı ... vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ..."nun diğer davalı şirketin ortakları olduklarını, tarafların 06.03.2012 tarihinde mahkeme kararı ile boşanmaları nedeniyle tekrar bir araya gelmediklerini, şirketin faaliyetinin fiilen uzun zamandır durduğunu, kaydi olarak varlığını sürdürdüğünü, davalının şirketin fesih ve tasfiyesine yanaşmadığını, limited şirketlerin kişisel ağırlık taşıdığını, eski eş olan ortaklar arasındaki bağın koptuğunu, bir arada çalışmalarının bundan sonra beklenemeyeceğini, şirketin de gayri faal hale geldiğini ileri sürerek davalı şirketin haklı nedenle feshine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, boşanma davasının açılması ile birlikte davalı şirkette büyük hisseye sahip olan davacının şirketin içini boşaltmaya başladığını, davacının kendisine ait başka şirketler kurarak davalı şirkete ait malları bilânço oyunları ile bu şirketlere aktardığını, davalı şirketin kâr etmesini önlediğini, müdür olan davacının rekabet yasağını da ihlâl ettiğini, ticari faaliyetini kendisinin ortak olduğu diğer şirketlerde sürdürdüğünü, söz verdiği halde müvekkilinin şirket ortaklığından kaynaklanan Bağkur primini yatırmadığını, müvekkilinin zarar görmesine sebep olduğunu savunarak davanın reddini, davalı şirkete kayyım atanarak yaptığı usulsüz işlemlerinin belirlenmesi ve şirketin uğradığı zararlar ödendikten sonra tasfiyesinin sağlanması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin temsile tek yetkili müdürü davacı ..."ın, şirkette büyük hisseye sahip olduğu, şirket ortaklarının evliliklerinin 06/03/2012 tarihinde sona erdiği, davalı şirketin 2014 yılından bu yana gayri faal olduğu, ortaklığın amacını yitirdiği gerekçesiyle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak Ercan Gür"ün tayinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava haklı nedenle limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Böyle bir davanın ortaklık tüzel kişiliğine karşı açılması gerekli ve yeterli olup, şirket ortağına da husumet yöneltilmesi doğru değildir. Kaldı ki mahkemece kurulan hükümde davalı şirket ortağı ... hakkında davada taraf gösterilmesine rağmen olumlu/olumsuz bir karar da verilmemiştir. Bu durum karşısında, davalı ortak ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde gerçek kişi davalı hakkında karar verilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı şirket ortağı lehine BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.