9. Hukuk Dairesi 2021/5770 E. , 2021/10005 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin bir kısım alacaklarının ödenmemesi sebebiyle davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davacının son net ücreti 2.000,00 TL olmasına rağmen kayıtlarda asgari ücret olarak gösterildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iş sözleşmesinin davacının devamsızlığı sebebiyle sona erdiğini, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece verilen kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 22.09.2020 tarihli, esas 2017/16263, karar 2020/8867 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının kıdem tazminatı alacağına hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda mahkemece verilen ilk karar davalı tarafça temyiz edilmiş olup, dairemizce “...Somut olayda dosya içerisinde bulunan hizmet tespiti dosyasından kesinleşen karara göre davacının asgari ücretle çalıştığı belirlenmiş olup,sözü edilen delil karşısında davacının asgari ücret alması hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesi ile daha yüksek ücret esas alınarak hesaplamaya gidilmesi hatalıdır. Bilirkişi raporunun 1.seçeneği bir değerlendirmeye tabi tutulmak suretiyle bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, bilirkişi raporunun ilk seçeneğine göre hüküm kurulmuş ise de, kıdem tazminatı alacağı bakımından hatalı değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır. Bozma öncesi kararda, banka yoluyla davacıya ödenen 16.600,00 TL tutarındaki kıdem tazminatının, bilirkişi raporunda hesaplanan kıdem tazminatı alacağından mahsubu yapıldıktan sonra kalan 19.968,79 TL yönünden hüküm kurulmuştur. İşverence fesih tarihinden sonra ve dava tarihinden önce ‘kıdem tazminatı’ açıklaması ile davacıya ödenen miktarın, hesaplanan kıdem tazminatı alacağından mahsup edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Kaldı ki davacı taraf da bozma öncesi bilirkişi raporundaki mahsup işlemine itiraz etmemiş, bu yöndeki karara karşı temyiz yoluna başvurmamıştır. Hal böyle olunca bozma sonrası yargılama sırasında, işverence ödenen kıdem tazminatı dikkate alınmadan hüküm kurulmuş olması yerinde değildir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunun birinci seçeneğinde (asgari ücret üzerinden) hesaplanan kıdem tazminatı miktarı net 14.964,01 TL olup, davalı işveren tarafından davacıya ödenen kıdem tazminatının miktarı 16.600,00 TL’dir. Bu halde davacının kıdem tazminatının tamamının ödendiği kabul edilmelidir. Bozma kararında işaret edildiği şekilde asgari ücret üzerinden hesaplanan kıdem tazminatının davalı işveren tarafından ödenmiş olması karşısında, kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.06.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.