Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/172 Esas 2016/7750 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/172
Karar No: 2016/7750
Karar Tarihi: 09.05.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/172 Esas 2016/7750 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/172 E.  ,  2016/7750 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.


    Davaya konu olayda; ... ortağı olan davacı hakkında, 21.10.2009 tarihinden itibaren önceki müdürlerin görev süresinin sona ermesi ve anılan şirkette şirket müdürü seçimi yapılmaması nedeni ile davacının da temsil ve ilzama yetkili müdür sıfatına sahip olduğu gerekçesi ile davacı hakkında şirketin prim borçlarından dolayı davaya konu ödeme emirlerinin tanzim anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı, ödeme emrinin konusu olan 2009/10-2011/5. aylar arasındaki prim borçları yönünden 5510 sayılı Yasanın 88. maddesi ile getirilen özel nitelikteki düzenlemedir. Bu maddeye göre, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.”. Bu özel düzenleme karşısında da, davacının temsil ve ilzama yetkili olduğu tarihler arasındaki dönemde muaccel hale gelen şirketin borçlarından işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı belirgindir.
    Hal böyle olunca öncelikle dava dışı şirkete ait tüm ticaret sicil kayıtları getirtilerek, 21.10.2004 tarihinden itibaren şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürlerin beş yıllık görev süresinin dolmasından sonra müdür seçiminin yapılıp yapılmadığı araştırılarak, müdür seçimi yapılmadığının belirlenmesi halinde, uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 540. maddesinin 1.
    fıkrasının “Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatiyle şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecburdurlar.” hükmü gereği, davacının pay oranına bakılmaksızın şirkette temsil ve ilzama yetkili müdür sıfatına sahip olduğu ve şirketin borçlarından işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı gözetilerek, ancak, şirketin prim borcundan müteselsilen sorumlu olan üst düzeydeki yönetici ve yetkililerin borcun haklı nedenle ödenemediği savunmasında bulunabilecekleri ve haklı nedenin varlığı halinde prim borcundan dolayı Kuruma karşı işverenle birlikte mütesesilen sorumlu tutulamayacakları göz önünde bulundurularak, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.05.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.