10. Hukuk Dairesi 2016/2190 E. , 2016/7736 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının yaşlılık aylığının iptaline yönelik Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davaya konu somut olayda, davacıya Kurumca 506 sayılı Kanuna tabi 5360 gün prim gün sayısı üzerinden 01.11.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, 08.01.2007-21.05.2008 tarihleri arasındaki 495 günlük bildirimin davacının kendisine ait işyerinden yapıldığının tespit edilmesi üzerine, anılan dönemdeki sigortalılığın iptali sonrası tahsis şartlarının bulunmadığı gerekçesi ile yaşlılık aylığının da başlangıçtan itibaren iptal edildiği, davacının ihtilaf konusu dönemde vergi kaydının bulunup 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık bildirimlerinin kendisine ait işyerinden yapıldığı anlaşılmaktadır.
506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık niteliği, anılan Kanunun 2. maddesine göre hizmet akdinin kurulması ve çalışanın iş gücünü belirli veya belirsiz bir süre içinde işveren veya vekilinin buyruğunda bulundurmasını kapsayan zaman ve anılan sürede buyruk ve denetim altında (bağımlılık) edimin yerine getirilmesini kapsayan bağımlılık unsurlarının gerçekleştiği çalışmaya başlanması ile edinilir. Bu halde, ihtilaf konusu olan 08.01.2007-21.05.2008 tarihleri arasında davacı yönünden hizmet akdinin unsurlarının varlığından ve bu çerçevede 506 sayılı Kanuna tabi sigortalılık şartlarının varlından bahsedilemez.
Ancak, 01.04.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5458 sayılı Kanunun 16. maddesinin “8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı kanunlardan birine tâbi sigortalı iken, aynı sürede bir diğer sosyal güvenlik kurumuna, adına prim ödendiği anlaşılan sigortalılardan yersiz tahsil edilen prim asılları, sigortalı ya da hak sahiplerinin talebi, T. C. Emekli Sandığı bakımından ayrıca kurumların da talebi halinde işsizlik sigortası primi hariç olmak üzere hizmetlerin çakıştığı sürede prim borcu aslına mahsup edilmek üzere en geç 6 ay içinde tâbi olması gereken sosyal güvenlik kurumuna devredilir. Çakışan hizmet süresine ilişkin devredilen miktarın prim borcu aslını karşılamaması halinde, bakiye prim borcu ilgili kanun hükümlerine göre sigortalıdan veya 5434 sayılı Kanuna tâbi kurumdan tahsil edilir. …” hükmü çerçevesinde, ihtilaf konusu dönemde 506 sayılı Kanuna tabi ödenen primlerin sigortalı hissesinin, anılan dönemde davacının 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalı olarak kabul edilmesi halinde ödeyeceği prim borcuna aktarımı yapılarak, bu şekilde belirlenen 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılık süreleri de gözetilerek tahsis şartlarının varlığı irdelenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile ihtilaf konusu dönemde yürürlükte bulunmayan Kanun hükümleri çerçevesinde yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Üye ..."in muhalefetine karşı, Başkan Vekili ..., Üyeler ..., ... ve ..."ın oyları ve oyçokluğuyla 09.05.2016 gününde karar verildi.
-KARŞI OY-
Davacı, Kurumca iptal edilen 2007 yılında 354 gün, 2008 yılında 141 günlük 4/1-a kapsamındaki sigortalılık sürelerinin geçerli olduğunun tespiti ve bu süreler dahil edilerek bağlanan yaşlılık aylığının iptal işleminin iptalini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının 4/1-a sigortalılığının iptalinin yerinde olduğu ancak MK m. 2 gereğince bu sürede ödenen primler gereğince 1479 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalı sayılması gerektiğine karar verilmiştir.
Daire çoğunluğu ile aramızdaki ihtilaf, anılan dönemde 4/1-b tescili bulunmayan sigortalının 4/1-a kapsamında ödenen primlerin davacıya 5458 sayılı Yasanın 16. maddesi uyarınca resen 4/1-b kapsamında tescil hakkı verip vermeyeceği noktasındadır.
22.2.2006 tarihli 5458 sayılı Kanunun 16. maddesi; “8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı kanunlardan birine tâbi sigortalı iken, aynı sürede bir diğer sosyal güvenlik kurumuna, adına prim ödendiği anlaşılan sigortalılardan yersiz tahsil edilen prim asılları, sigortalı ya da hak sahiplerinin talebi, T. C. Emekli Sandığı bakımından ayrıca kurumların da talebi halinde işsizlik sigortası primi hariç olmak üzere hizmetlerin çakıştığı sürede prim borcu aslına mahsup edilmek üzere en geç 6 ay içinde tâbi olması gereken sosyal güvenlik kurumuna devredilir. Çakışan hizmet süresine ilişkin devredilen miktarın prim borcu aslını karşılamaması halinde, bakiye prim borcu ilgili kanun hükümlerine göre sigortalıdan veya 5434 sayılı Kanuna tâbi kurumdan tahsil edilir. Sosyal sigorta kanunlarındaki sigortalılığın tespiti ile hizmetlerin birleştirilmesine ait hükümler saklıdır.
Bu nitelikte olup bu Kanunun yürürlük tarihine kadar çakışan hizmet süreleri sosyal güvenlik kurumlarınca iptal edilmemiş olan sigortalılar da bu hükümden yararlandırılır.”
5458 sayılı Kanun 6’ıcı maddesi, çakışan hizmet sürelerinin iptali ve yersiz tahsil edilen primlerin devredilen ilgili sosyal güvenlik kurumuna aktarımı ile ilgili bir yasa maddesindir. Bu konuda Kurumca da 1.2.2007 tarih 2007/9 sayılı genelge çıkarılmıştır. Yasa maddesinin uygulanabilmesi için şu şartların bulunması gerekir.
-Mevcut çakışan geçerli 5434, 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı Kanunlara tabi birden fazla sigortalılık bulunacak,
-Çakışan sigortalılık süresinde bir diğer sosyal güvenlik kurumuna adına prim ödenecek,
-Sigortalı ya da hak sahipleri tarafından bu primlerin geçerli sayılan sigorta koluna aktarılması istenecek.
Yukarıda belirtildiği gibi 5458 sayılı Kanunun 16’ıncı maddesi, mevcut çakışan sigortalılık olmadan yeni bir sigortalılık kolundan tescil sağlamaz. Kaldı ki davacının talebi iptal edilen 4/1-a sigortalılığının geçerli sayılmasıdır. 26.9.2006-30.9.2008 tarihleri arasında kendi şirketinden sigortalı gösterilen davacının 4/1-a kapsamında olamayacağı hususunda yerel mahkeme ile Yüksek Daire arasında ihtilaf yoktur. Davacının 4/1-b sigortalılık talebi de yoktur. Talep ile bağlılık ilkesi gereği davacı geçmişe yönelik resen 4/1-b sigortalısı yapılamaz. Çünkü davacının geçerli bir sigortalılık talebi ve işe giriş bildirgesi yoktur. 5510 sayılı Yasanın Geçici 8. maddesi gereğince de geçmişe yönelik sigortalılık verilemez.
İşveren tarafından 4/1-a kapsamında davacı adına ödenen primler, geçmişe yönelik olarak 4/1-b kapsamında sigortalılık başlangıcına ve sigortalılık süresine konu edilemez.
Olayda 5510 sayılı Yasanın 53/5.fıkrasının da uygulanması söz konusu değildir. Belirtilen fıkra ihtilaf döneminde yürürlükte değildir. 4/1-a kapsamında ödenen primler 1479 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalılık hakkı da vermez.
Daire çoğunluğu tarafından olaya uygulanma yeri olmayan 5458 sayılı Yasanın 16’ıncı maddesinin yanlış yorumlandığı, davanın tümden reddi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.