3. Hukuk Dairesi 2017/11341 E. , 2017/11962 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki nafaka arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin, davalı ile boşandığını, müşterek çocuk ..."ın velayetinin davacı anneye verildiğini, müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının aynı mahkemenin 2007/183 esas, 2007/203 karar sayılı ilamı ile 150 TL, 2009/58 esas, 2010/6 karar sayılı ilamı ile 225 TL ve son olarak 2011/152 esas, 2013/19 sayılı ilamı ile 400 TL olarak belirlendiğini, müşterek çocuğun ilkokul 4. sınıfa geçtiğini, davacı çalıştığı için çocuk için bakıcı tutulduğunu, ayrıca, çocuğun eğitim dönemi itibariyle kursa gittiğini, ... Merkez ... Dil Eğitim Dersanesine devam ettiğini, çocuğun yaşı ve eğitim dönemi itibariyle temel ihtiyaçları ve eğitim masraflarında ekstra bir artış olduğunu, paranın alım gücünün düştüğünü, davalının maaşında ise artış olduğundan bahisle; velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuk ... için 400 TL olarak belirlenen aylık iştirak nafakasının 200 TL artırılarak, 600 TL"ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın müvekkillerinden % 50 oranında bir nafaka artırımı talep ettiklerini, müvekkilinin gelirinde bu oranda bir artış meydana gelmediğini, 2015 yılında devlet memurlarına % 3 oranında zam yapıldığını, ayrıca, TÜİK verilerine göre 2015 yılı Tefe artış oranının % 8,09 olarak belirlendiğini, tefe artış oranı ve müvekkilinin maaşına yapılmış olan zamma bakıldığı zaman anlaşılacağı üzere davacı tarafın yüksek oranda nafaka artırımı talebinin ilgili yasaya ve hakkaniyete göre reddi gerektiğini; müvekkilinin müşterek çocuk için aylık 400 TL nafaka ödemesi yaptığını, anne ve babanın müşterek çocuğun giderlerine eşit olarak katılması hususunun kanunla düzenlendiğini, davacı tarafın müşterek çocuğun giderlerine müvekkilinin oranında katılması halinde toplam 800 TL gibi bir rakamın ortaya çıkacağını, bu rakamın ise 4.sınıf çocuğu için oldukça iyi bir rakam olduğunu ve ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli olduğunu; davacı tarafın hemşirelik görevini icra ettiğini, istenilen iştirak nafakasının artırım talebinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olması nedeniyle haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulünün hakkaniyete uygun olmadığını, zira davacı tarafın da iştirak nafakası kadar aylık masrafa ortak olduğunda müşterek çocuğun aylık ihtiyaçlarının karşılanmasında ziyadesiyle yeterli olacağı kanaati ile, 4721 sayılı TMK.nun 176"ncı maddesinde öngörülen mali durumun davacı aleyhine değişmediği, aksine lehine şartların oluştuğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir.
TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.
TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir.
TMK"nun 331.maddesi uyarınca da; Durumun değişmesi halinde, hâkim, nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir.
TMK.nun 328/1.maddesinde “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.” Aynı yasanın 2.fıkrasında ise, “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükmü mevcut bulunmaktadır.
Somut olayda; tarafların 2007 yılında boşandıkları, boşanma neticesinde müşterek çocuk 2004 doğumlu ...’ın velayetinin davacı anneye verildiği ve müşterek çocuk lehine aylık 225 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, 2013 yılında kesinleşen nafaka artırım davası neticesinde müşterek çocuk için hükmedilen nafakanın aylık 400 TL"ye yükseltilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında yer alan tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma sonuçlarına göre ise, davacının tıbbı sekreter olduğu, 2.000 TL maaş aldığı, 1 adet evinin bulunduğu; davalının ise öğretmen olduğu, 2.828 TL maaş aldığı tespit edilmiştir.
Bu durumda; tarafların yukarıda ifade edilen sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocuğun yaşı, eğitiminin devam etmesi, çocuğun erken ergenlik tanısı ile ... ... Üniversitesinde tedavi görüyor olması, sosyal aktiviteleri vb. ihtiyaçları için yapılması gereken masraflar, aradan geçen süre, son nafaka artışının 2013 yılında yapılmış olması da nazara alındığında, mahkemece nafakanın hakkaniyete uygun bir miktarda arttırılmasını gerektirir.
Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, eğitiminin devam ediyor olması, aradan geçen sürede ihtiyaçlarında artış olması ve son nafaka artışının da 2013 yılında hüküm altına alınmış olması da nazara alınmak suretiyle, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, (TMK"nun 4. maddesi gereğince) hakkaniyete uygun bir miktarda nafaka artırımına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.