17. Ceza Dairesi 2015/13989 E. , 2015/3990 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Sanık Halil Adnan Şeker hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 13.03.2012 gün ve 2012/239-103 sayılı ve 26.03.2013 gün ve 2012/11-1312 ve 2013/99 sayılı kararları ve benzer yönlü diğer kararları ışığında yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK’nun 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerinde ise, hüküm ve kararlarda, başvurulacak kanun yolu, başvurunun yapılacağı merci, yöntemi ve başvuru süresinin hiçbir tereddüte yer vermeksizin açıkça belirtileceği hükümlerine yer verilmiş olup, bu hükümlere aykırılık aynı kanunun 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedeni oluşturacaktır. Bu bildirimlerdeki temel amaç sujelerin başvuru haklarını etkin bir biçimde kullanmalarının sağlanması, bu eksiklik nedeniyle hak kayıplarına yol açılmamasıdır. Ancak burada dikkat edilecek veya eski hale getirme nedeni oluşturacak husus, eksik veya yanılgılı bildirim nedeniyle bir hakkın kullanılmasının engellenip engellenmediğinin belirlenmesidir. Bildirimdeki eksikliğin yol açtığı bir hak kaybı bulunmamakta ise, bu durum eski hale getirme nedeni oluşturmayacaktır.
5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan CMUK"nun 310. maddesi uyarınca, yokluğunda verilmiş olan karara yönelik temyiz isteminin tebliğden itibaren bir hafta içerisinde yapılması gerekmekte olup, sanık 05.12.2008 tarihinde tebliğ edilen hükme karşı bir haftalık süreden sonra 19.12.2008 günü temyiz başvurusunda bulunmuştur. Her ne kadar kararda başvurulacak kanun yoluna ilişkin bildirimde, sürenin başlangıcının tefhim olarak gösterilmesi nedeniyle bildirimin eksik olduğu, bu durumun eski hale getirme nedeni olarak kabulü ile temyiz başvurusunun süresinde yapıldığı ileri sürülebilirse de, yoklukta verilen hükme ilişkin olarak temyiz süresinin, sanığın bu hükmü usulüne uygun olarak öğrenmesi yani tebliğle işlemeye başlayacağı açık olduğundan, tefhimden itibaren ibaresinin huzurda bulunanlara yönelik olduğu, tefhimde hazır olmayan sanık yönünden sürenin tefhimle başlamayacağı, sanık açısından kanun yolu süresinin tebliğ ile işlemeye başlayacağı gerçeğini değiştirmeyecektir. Kaldı ki sanık süresinden sonra verdiği temyiz dilekçesinde, bu ifadenin kendisini temyiz süresinin başlangıcı konusunda yanılgıya düşürdüğüne ilişkin bir iddiada da bulunmamış, tebligatı daha sonra öğrendiğini söylemiştir.
Buna göre; 05.12.2008 tarihinde usulünce tebliğ edilen hükme karşı 5320 sayılı Yasanın 8/1 maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 310.maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 19.05.2008 tarihinde temyiz isteminde bulunan sanık ..."in temyiz talebinin reddine ilişkin usul ve kanuna uygun bulunan 30.12.2008 tarihli ek kararın tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA,
II-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde ;
Suça sürüklenen çocuğun yakınanın iş yerinin içinde bulunan tezgah çekmesinden gerçekleştirdiği hırsızlık suçunun 5237 sayılı yasanın 142/1-b maddesindeki suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması kanuna aykırı ise de ;
Suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b maddesindeki hırsızlık suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre,suç tarihi itibariyle 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen hakkında aynı Yasanın, 66/1-e,66/2-4,67/4. maddelerinde belirtilen 7 Yıl 12 Aylık genel dava zamanaşımının, suç tarihi olan 10.07.2006 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocukl ..."in temyiz nedenleri ve tebliğnamedeki bozma isteyen düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.