Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1424
Karar No: 2021/790
Karar Tarihi: 17.06.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1424 Esas 2021/790 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1424 E.  ,  2021/790 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... 24. Asliye Hukuk Mahkemesince davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalı ... yönünden kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; ... eski başkanı olan davalı ...’ın diğer davalı ...’ın genel yayın yönetmeni olduğu ‘‘....com’’ sitesinde 09.07.2013 tarihinde yayınlanan haberde müvekkili ile ilgili olarak "... muhtemel Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) seçimlerinde, yönetimin ... ve..."nın arkasında durması halinde ...’a ve camiaya ihanet etmiş olacaklardır. Federasyon Başkanlığı seçiminde adaylar ... ve ...’du. O süreçte Trabzonlu olmasından dolayı ... Kulübü olarak ..."u destekledik. Seçim döneminde kulüp başkanı ve yöneticilerinin çizdiği zikzakları Kulüpler Birliğinde hayretle izlemiştim. İçeride başka, dışarıda başka konuşuyorlar. Son dönemde ise çok başka hareket ettiler. O zaman Türk futbolunu iyi tanımıştım. Daha sonra aynı ... özellikle ...’un üzerine oynadı ve o dönem birçok hakemi kullandı ve o hakemlerin hepsi hakemliği onun döneminde bırakmak zorunda kaldı. Yönettikleri birçok maçta kasıtlı hareketler yaptılar. Bir ... maçı yaşadık ki bu maçın 1 numaralı adamı ..."dur... Bu günkü şike olaylarının temelini de ... atmıştır. Türk futbolunu kirletmiştir... Şu anda ... başkan adayı olursa ... Kulübü de ... ve..."nın arkasında durursa ...’a ve camiaya ihanet etmiş olurlar. Bu olayın karşısında olup, bu ikilinin yaptığı tüm ihanetleri kamuoyu önünde aydınlatmaya devam edeceğim. ..." şeklindeki beyanları ile toplumda infial yaratılmaya çalışıldığını, müvekkilinin zan altında bırakılarak kullanılan alaycı ifadeler ile toplum nezdinde küçük düşürülmeye çalışıldığını, davalının ifadelerinin belli bir amaca hizmet eden maksatlı ve hukuka aykırı olup eleştiri sınırlarının aşıldığını, haberin bütününde müvekkilinin şike olaylarının başrolünde olduğunun açıkça iddia edildiğini, karalama amacı güdüldüğünü, şeref ve itibarının zedelenmesine yol açıldığını belirterek 50.000TL manevi tazminatın yayın tarihi olan 30.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5.1 Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yayının davacının kamuoyunun ilgisini çeken bir kişi olması sebebiyle güncel bir konuda bilgilendirme, yorum ve eleştiri yapma sınırlarında ele alındığını, haberin tamamen görünür gerçekliğe uygun olduğunu, davacının Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı yaptığı dönemde futbolda şikenin yapıldığı şeklinde muhtelif tarihlerde yazılı ve görsel basında birçok haber ve yayın yapıldığını, müvekkilinin ülkenin en büyük spor kulüplerinden biri olan ... Kulübü’ne uzun süre başkanlık yaptığını, spor camiasında yaşanan ve spor gündeminden düşmeyen bazı konuları kamuoyunu aydınlatmak maksadıyla dile getirerek eleştirilerde bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    5.2 Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu haberde somut verilere yer verildiğini, "www...com.tr" isimli sitede ‘‘... Türk futbolunu kirletmiş’’ başlıklı haberin müvekkil şirkete ait internet sitesinde yayınlanan dava konusu haberin kaynağını oluşturduğunu, bu haberde yazılanlar şahsi fikri olmayıp ...’un eski başkanı ...’ın açıklamaları olduğunu, ayrıca dava konusu haberin farklı site ve gazetelerde de yayınlandığını, müvekkilinin 5561 sayılı Kanunun 2. maddesine göre içerik sağlayıcı olup aynı Kanun’un 6. maddesi gereği sorumlu olmadığını, davacının kişilik haklarına saldırı kastı taşımadığını, haberin görünür gerçekliğe uygun ve güncel olduğunu, kamu yararı bulunduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. ... 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.05.2014 tarihli ve 2013/307 E., 2014/208 K. sayılı kararı ile; davalılardan ...’in davaya konu haberin yayınlandığı internet haber sitesinde genel yayın yönetmeni olarak çalıştığı, başka bir görevi ve sıfatı bulunmadığından 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 13/2 maddesi gereğince bu davalı yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine, davalı ...’nin ise 18.12.2005’den 2008 yılının Şubat ayına kadar ... Kulübü’nün başkanı olduğu, ... Başkanlığı seçimi sonrası, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı seçimi öncesi kulüp başkanlığına neden aday olmadığına ilişkin açıklamalarda bulunduğu, bu kapsamda davacının Futbol Federasyonu Başkanlığı yaptığı dönemde ... - ... maçındaki şikeyi yönettiği ve şike olaylarının temelini attığının ifade edildiği, bu açıklamaların yazının genel havası ve üslubuna göre objektiflikten uzak ve kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı, davacıyı zan altında bıraktığı, kaba, incitici ve aşağılayıcı sözler ile eleştiri sınırlarının aşıldığı ve yayının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle davalı ... hakkındaki davanın kısmen kabulü ile 20.000TL manevi tazminatın 09.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay 4. Hukuk Dairesince 19.11.2015 tarihli ve 2014/16207 E., 2015/13357 K.sayılı kararı ile;
    “…Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davalı ... yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı ... yönünden açılan davada istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, ... eski başkanı davalı ..."ın, davalı ..."ın yayın yönetmeni olduğu ....com sitesinde 09/07/2013 tarihli haberde davacı ile ilgili söylediği “......"u desteklemek ihanettir” başlığıyla yazılan yazıların kişilik haklarına saldırı içermesi nedeniyle uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
    Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davalı ..."ın internet haber sitesinde genel yayın yönetmeni olarak çalışmakta olup başka sıfatı olmadığı belirtilerek pasif husumet yokluğundan davanın reddine, davalı ... yönünden incitici, aşağılayıcı sözler ile eleştiri sınırları aşıldığı gerekçesiyle istemin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir.
    Dosya kapsamından; 09.12.2013 tarihli davalı ..."ın demecinde davacının geçmişteki Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı yaptığı sıradaki çalışmalarını eleştirdiği ve yeni yapılacak seçimlerde ..."un nasıl bir tavır alması gerektiğine ilişkin Türk futbolunun içinde bulunduğu güncel konular ele alınarak davacının sert bir dille eleştirildiği anlaşılmaktadır.
    Şu durumda, mahkemece, dava konusu yazılar bir bir bütün olarak ele alındığında, eleştiri sınırları içerisinde kaldığı, davacının kişilik haklarına bir saldırı bulunmadığı sonucuna varılarak istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.’’ gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. ... 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.06.2016 tarihli ve 2016/231 E., 2016/243 K. sayılı kararı ile önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davaya konu 09.07.2013 tarihli ‘‘www.....com’’ sitesinde yayınlanan ‘‘...’u Desteklemek ...’a İhanettir’’ başlıklı internet haberinin davacının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyıp taşımadığı, buradan varılacak sonuca göre davalının manevi tazminatla sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konuyla ilgili kavram ve yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
    13. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiştir.
    14. Bunlar kişilik değerlerinin zedelenmesi [Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 24], isme saldırı (TMK m. 26), nişan bozulması (TMK m. 121), evlenmenin butlanı (TMK m. 158/2), boşanma (TMK m. 174/2) bedensel zarar ve ölüme neden olma [818 sayılı Borçlar Kanunu (BK) m. 47, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 56] durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesi (818 sayılı BK m. 49, 6098 sayılı TBK m. 58) olarak sıralanabilir.
    15. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesi ile TBK’nın 58. maddesi diğer yasal düzenlemelere nazaran daha kapsamlıdır.
    16. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde;
    “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hakimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.
    Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.” düzenlemesi mevcuttur.
    17. Dava konusu haberin yayınlandığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 58. maddesinde ise;
    “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.
    Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.” hükmü yer almaktadır.
    18. TMK’nın 24 ve TBK’nın 58. maddelerinde belirlenen kişisel haklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir.
    19. Görüldüğü üzere TBK’nın 58. maddesi gereğince kişilik hakları zarara uğrayanların manevi tazminat isteme hakları vardır.
    20. Bu genel açıklamalardan sonra uluslararası metinlerde ifade özgürlüğünün nasıl yer aldığının da incelenmesinde yarar bulunmaktadır:
    21. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 90. maddesinin son fıkrası; “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” hükmünü içermektedir. Bu durumda, mahkemelerce önlerine gelen uyuşmazlıklarda usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar ile iç hukukun birlikte yorumlanması ve uygulanması gerekmektedir.
    22. Hâl böyle olunca, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nde (AİHS/Sözleşme) konunun nasıl düzenlendiğinin ve Sözleşme"nin uygulanmasını sağlayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM/Mahkeme) kararlarının incelenmesi yerinde olacaktır.
    23. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “İfade özgürlüğü” başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrası; “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine tabi tutmalarına engel değildir.” hükmünü içermekte olup hangi hâllerde ifade özgürlüğünün sınırlandırılabileceği de aynı maddenin 2. fıkrasında düzenlenmiştir.
    24. İfade özgürlüğü demokratik bir toplumun en önemli temellerinden birisi olup, toplumsal ilerlemenin ve her bireyin gelişiminin başlıca koşullarından birini teşkil etmektedir. AİHS’nin 10. maddesinin 2. fıkrası saklı kalmak koşuluyla, ifade özgürlüğü yalnızca iyi karşılanan ya da zararsız veya önemsiz olduğu düşünülen değil, aynı zamanda kırıcı, hoş karşılanmayan ya da kaygı uyandıran “bilgiler” ya da “düşünceler” için de geçerlidir. Bunlar, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleri olup, bunlar olmaksızın "demokratik toplum" olmaz (Handyside/Birleşik Krallık, Başvuru No: 5493/72, 07.12.1976, parag. 49).
    25. AİHS"nin 10. maddesinde benimsenen ifade özgürlüğü bu şekilde olmakla birlikte, yine de dar bir yorum gerektiren istisnalar içermektedir ve bu hakkı kısıtlama ihtiyacının ikna edici bir biçimde ortaya konması gerekmektedir (Pakdemirli/Türkiye kararı, Başvuru No: 35839/97, 22.02.2005).
    26. İfade özgürlüğü geniş bir şekilde yorumlanmakta ise de, sınırsız olmadığı da Sözleşme’nin 10. maddesinin 2. fıkrasında belirtilmiştir. Burada çözülmesi gereken temel sorun ifade özgürlüğü ile kişilik haklarına yönelik saldırı arasındaki sınırın hangi ölçütlere göre saptanacağıdır.
    27. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önüne gelen uyuşmazlıklarda yapılan müdahalenin ifade özgürlüğünü ihlal edip etmediğini aşağıdaki kriterleri uygulayarak tespit etmektedir:
    i. Müdahalelerin yasayla öngörülmesi:
    AİHM Sözleşme’nin 10. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “yasayla öngörülme” ifadesinin, ilk olarak, itiraz konusunun iç hukukta bir dayanağı olması gerektiğini hatırlatır. Ancak söz konusu ifade hukuki normların ilgili kişinin erişiminde olmasını, sonuçlarının öngörülebilmesini ve hukukun üstünlüğü ilkesine uygun olmasını gerektiren kanun niteliğine de atıfta bulunmaktadır (Association Ekin/Fransa, Başvuru No: 39288/98; ... ve diğerleri/Türkiye kararı, Başvuru No: 14526/07, 14747/07, 15022/07, 15737/07, 36137/07, 47245/07, 50371/07, 50372/07 ve 54637/07, 20.10.2009).
    ii. Müdahalelerin meşru bir amaç izleyip izlemediği:
    Sözleşme’nin 10/2. maddesine göre, “… bu özgürlüklerin kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlâkın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi veya yargı erkinin yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması için gerekli olan bazı formaliteler, koşullar, sınırlamalar veya yaptırımlara tabi tutulabilir.”
    Görüldüğü üzere yasayla düzenlemek şartıyla ve “başkalarının şöhret ve haklarının korunması” amacıyla ifade özgürlüğünün sınırlandırılabileceği kabul edilmekte olup sınırlama haklı olsa bile, bu kez sınırlamanın orantılılığı gündeme gelecektir (bkz. sınırlamanın orantısızlığı konusunda Pakdemirli/Türkiye kararı). Kişilik hakkının korunması ile ifade özgürlüğü arasındaki dengeyi iyi sağlamak gerekmektedir.
    iii. Müdahalelerin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığı:
    AİHM ifade özgürlüğünün demokratik bir toplumun temel yapılarından birini oluşturduğu ve toplumun gelişimi ve bireyin kendini gerçekleştirmesinin temel koşullarından biri olduğunu hatırlatır (Lingens/Avusturya, Başvuru No: 9815/82, 08.07.1986). İfade özgürlüğü istisnalara tabi olsa da, bu istisnalar dar bir biçimde yorumlanmalı ve sınırlama nedeni ikna edici bir biçimde ortaya konmalıdır (Observer ve Guardian/Birleşik Krallık, A Serisi no: 216, Başvuru No: 13585/88, 26.11.1991).
    28. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 13.04.2021 tarihli ve 2017/4-1352 E., 2021/476 K.; 02.12.2020 tarihli ve 2017/4-1463 E., 2020/991 K.; sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
    29. Anayasa’da düşünce ve kanaat hürriyeti (m. 25) ile düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti (m. 26) ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir.
    30. Tüm bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde; davaya konu internet haberinde ... eski başkanı olan ...’ın, davacının Futbol Federasyonu başkanlığı yaptığı dönemle ilgili yorumlarda bulunduğu, güncel konular ele alınarak sert bir üslup kullanılmış ise de yazı bir bütün olarak değerlendirildiğinde yapılan yorumun davacıyı küçük düşürücü ve toplumu rahatsız edici nitelikte olmadığı, davalının kullandığı ifadelerin katlanılması gerekilen eleştiri sınırlarını aşmadığı, açıklamaların ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında kaldığı ve bu nedenle davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği sonucuna varılmıştır.
    31. Hâl böyle olunca; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    32. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen Geçici 3. maddeye göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Aynı Kanun’un 440. maddesinin III/1. bendine göre karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 17.06.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi