18. Ceza Dairesi 2015/26893 E. , 2016/6748 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Beraat
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın suç tarihinde saat: 22:00 sıralarında katılan ..."a ait konutun samanlık olarak belirtilen bölümüne girmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin sabit olduğu olayda, suçun işlendiği saat göz önünde bulundurulduğunda meşru kabul edilemeyecek bir amaç ile girdiği anlaşıldığından, TCK"nın 116/1-3"te yer verilen suçun oluştuğu gözetilmeden, sanık hakkında yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas mahkemesine gönderilmesine, 04/04/2016 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı oy)
KARŞI OY
Aladağ Asliye Ceza Mahkemesi 05.03.2014 gün, 2014/4 esas ve 2014/18 sayılı kararıyla ... hakkında, 10.10.2013 tarihinde işlediği konut dokunulmazlığını ihlali suçundan, eylemin sabit olmaması nedeniyle CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar vermiştir.
Karar O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay Ceza Dairesi üyelerinin çoğunluğu, sanığın üzerine atılı eylemin TCK"nın 116/1-3. maddesinde yazılı suçun unsurlarını oluşturduğunu belirterek, kararın bozulmasına karar vermiştir.
Çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
Neden:
Olay: 10.10.2013 günü saat 22:00 sıralarında odun almak için evin altındaki odunluğa giden tanık ... yolda geçen sanık ile karşılaşmış, "iyi akşamlar yenge burada mı oturuyorsunuz?" diye seslenmesi üzerine, ... "evet burada oturuyoruz." diye karşılık vermiş, bu sırada ... eşi Hasan"ın eve doğru geldiğini görünce, bu konuşmayı yanlış anlayabileceği düşüncesiyle, sanığın odunluğa saklanmasını istemiş, sanık odunluğa saklanmış, Hasan eşinin yanına gelip şüphelenip odunluğu kontrol edince, sanığın odunlukta olduğu anlaşılmıştır.
Tanık Ayşe sanığın odunluğa girmesini istediğini, onunda odunluğa girdiğini, kapı önünde sadece konuştuklarını, bunun dışında herhangi birşey yapmadıklarını ifade etmiştir.
Sanık suç işlemediğini, sadece konuştuklarını, başka amacı olmadığını, tanığın isteği üzere saklandığını beyan etmiştir.
Değerlendirme;
A- TCK"nın 116/3. maddesi, evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, konut veya işyeri dokunulmazlığının ihlali suçu oluşmaz. Ancak; bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.
Bu suçta korunan hukuki yarar; kişinin kendisine özgü barış ve sükununu ve yuvasındaki yaşamının sulh ve selametle cereyanı için varolması gerekli güvenlik duygusunun korunmasıdır. Yasa koyucu bireylere karşı işlenen ve aynı zamanda onların muhtaç oldukları güvenlik ve sükunu ihlal eyleyen konut dokunulmazlığını ihlali fiillerini hürriyete karşı işlenen suçlar arasında düzenlenmiştir. Bu suç ile kişilerin oturdukları mahallerde huzurlu güvenli ve sakin bir ortamda dilediği gibi hareket etme ve yaşama hak ve özgürlüğünün korunması amaçlanmıştır.
TCK 116/3. fıkrasında rıza açıklamaya yetkili olanlar ile ilgili özel bir hüküm getirilmiştir. Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konut veya işyerinde birden fazla kişi ortak kullanıyor ise bu kişilerden birinin rızası varsa TCK 116/1-2 fıkraları uygulanmaz. Ancak; bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir. Aynı konutta oturanların veya eşlerin birbirinin çıkarına zarar vermemesi gerekir.
TMK 185/3. fıkrası eşlere sadakat yükümlülüğü getirdiğinden, eşlerin birbirine karşı sadakat yükümlülüğüne aykırı hareketleri meşru kabul edilemez. Bu nedenle eşlerden birinin aşığını, cinsel birlikte olduğu veya olacağı birini konutuna veya eklentiye almasında açıklanan rızanın meşru olduğu kabul edilemez.
Sadakat yükümlülüğüne aykırı olmayan komşu, arkadaş vb. kişiyi konuta veya eklentiye alması genel sohbet etmesi olayında, açıklanan rızanın meşru amaca uygun olduğunun kabulü gerekir.
Meşru amaç; hukuka ve genel kabul gören ahlak ve örfe aykırı olmayan davranışları kapsar.
Somut olayda, odunluk kapısı önünde konuşan ve eşinin yanlış anlamaması için sanığın odunluğa girmesini tanığın istemesi üzere, sanığın odunluğa girdiği. Tanık ve sanık arasında yasa, ahlak ve örfe göre kabul görmeyen bir ilişkinin varlığından söz edilmediği. Aile hukukundan kaynaklanan bir yükümlülüğün ihlal edilmediği. Herhangi bir meşru olmayan ilişki yaşandığına dair delil veya iddia bulunmaması karşısında.
Aile bireyi olan ve reşit tanığın rızasının meşru amaca yönelik olmadığına dair iddia bulunmaması nedeniyle konut dokunulmazlığının ihlali suçunun unsurlarının oluşmadığının anlaşılması nedeniyle mahkemenin beraat kararının onanması gerektiği kanısındayım.
B- Yüksek Yargıtay Ceza Dairesi"nin kabulüne göre odunluğun konutun eklentisi olup olmadığı araştırılmadan eylemin TCK 116/1-3. maddesinde yazılı suçu oluşturduğu düşüncesine eksik inceleme nedeniyle katılmıyorum.
Sonuç:
Belirlenen düşüncelerde, yasalara uygun verilen kararın onanması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. Bozma kararı verilecekse de belirtilen hususun araştırılması gerektiğini düşünüyorum.