MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I


Davacılar, 19.08.2014 tarihinde davalı şirketin elektrik tellerinden kaynaklanan yangın sebebiyle müşterek malik bulundukları ...İlçesi ...Mahallesinde kaim 186 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 12.735,35 m2 bahçe ve kargir evin kül olduğunu, 25.09.2014 tarihinde ...Asliye Hukuk Mahkemesinde delil tespiti davası açtıklarını, dava sonucunda keşif yapılarak bilirkişi raporunun tanzim edildiğini, meydana gelen yangın nedeniyle 63.124,00 TL maddi zarara (tüm hakları saklı kalmak kaydıyla) uğradıklarını belirterek, bu zararlarının yangının meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsili ve delil tespiti davasında yapılan yargılama giderleri ve harçlar olan 1.600 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; 2014/7 D.İş sayılı dosyamızda yapılan delil tespiti sonucu alınan elektrik bilirkişisi raporu ve itfaiye raporu birlikte değerlendirilmiş ve dava konusu yere ilişkin çıkan yangına davalı kurumun sebebiyet verdiği anlaşılmakla, 2014/7 D.İş sayılı dosyamızda yapılan delil tespiti sonucu davalı kurumun sebebiyet verdiği yangın nedeniyle davacıların uğradığı zararın davalı kurumdan tazmin edilmesi gerektiği kanaatiyle alınan Ziraat ve İnşaat Bilirkişilerince hazırlanan rapor doğrultusunda hesaplanan miktarın davalı kurumdan alınarak davacılara tapu kaydındaki hisseleri oranında verilmesine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)6100 sayılı HMK.nun 400-406. maddeleri (1086 sayılı HUMK.nun 368-374.maddeleri) gereğince, delil tespitinde, "Taraflardan her biri, görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını talep edebilir." Delil tespitinin konusunu maddi olaylar oluşturur ve bilirkişi raporunda belirtilen görüş taraflar lehine kazanılmış hak oluşturmaz. Diğer anlatım ile delil tespiti kesin delil niteliğinde değildir. Somut olayda delil tespiti dosyasındaki itiraza uğrayan bilirkişiler tarafından hazırlanan raporlar doğrultusunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2)Yangının çıkış nedeninin tam ve sağlıklı bir şekilde tespit edilip usulüne uygun rapor alınması gerekirken, delil tespiti dosyasındaki varsayıma dayalı rapora göre hüküm kurulması doğru değildir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu, dava konusu yangının çıkış sebebi konusunda uyuşmazlığı çözecek nitelikte, somut ve bilimsel veriler içermemekte, Yargıtay denetimine de elverişli bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalının itirazları da gözetilmek suretiyle dava konusu yangının çıkış sebebinin kesin bir şekilde belirlenmesi ve davacının uğradığı zararın kapsamı ile miktarının tespiti bakımından konusunda uzman bilirkişi heyetinden Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporunun alınmasının sağlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile davalının yokluğunda yapılan tespit dosyasında alınan bilirkişi raporlarına dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.