17. Ceza Dairesi 2015/2416 E. , 2015/3981 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, konut dokunulmazılğını ihlal
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanığın yüzüne karşı kurulan 29.04.2010 tarihli hükmün yasa yolu açıklamasında, sürenin başlangıcı konusunda “tefhim veya tebliğden itibaren” yazılmak suretiyle yanıltıcı ifadenin kullanılarak, T.C.Anayasası’nın 40/2, 5271 sayılı CMK’nın 34/2, 232/6 ve 291.maddelerinde öngörülen biçim ve yöntemlere uygun olarak yasa yolu açıklamasının yapılmadığı, gerekçeli kararın sanığa tebliğ edilmediği,sanığın hüküm tarihinden itibaren bir haftalık yasal süre geçtikten sonra 10.08.2010 tarihinde temyiz dilekçesi verdiği; mahkemenin 11.08.2010 tarihli ek karar ile "temyizin reddine” karar verdiği bu karara karşı sanığın süresinde temyiz talebinde bulunduğu anlaşıldığından, sanık ..."ın temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek 11.08.2010 tarihli ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede:
Sanık 29.04.2010 tarihli oturumda suçu saat 21.00 sıralarında işlediği yönünde ikrarda bulunduğu, suç tarihinde ise güneşin saat 17.13"te battığı dikkate alındığında suçun gece sayılan zaman diliminde işlendiği anlaşılmakla sanık hakkında TCK"nın 143. maddesi ile uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Kasten işlemiş olduğu suçlar dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ” ilişkin bölümün çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.