Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/10473 Esas 2015/5204 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları ile katılan ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede, daha önce yapılan kadastro sırasında tescil harici bırakılan alanlarda 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında ... köyü 1075 parsel sayılı 25024,88 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden, çalılık niteliğinde; 1073 parsel sayılı 3320,37 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ise belgesizden hali arazi vasfıyla ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... ve arkadaşları dava konusu taşınmazların babalarından mirasen intikal ettiğini, kendi zilyetliklerinde olduğunu ileri sürerek, adlarına tescilini talep etmiş; daha sonra verdikleri ıslah dilekçelerinde ise 1075 sayılı parselin tamamına yönelik davalarının bulunmadığını, sadece 229 ve davalı 1073 parsel arasında kalan 8 - 10 dönümlük kısmına yönelik davalarının bulunduğunu belirtmişlerdir. Yargılama sırasında ... davaya katılmıştır.
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davacı ... ve arkadaşları ile katılan ..."ın davasının reddine, dava konusu ... köyü 1073 ve 1075 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve arkadaşları ile katılan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraz istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 17/05/1990 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu vardır. İlk arazi kadastrosu 1988 yılında yapılıp kesinleşmiş dava konusu yer tescil harici bırakılmıştır.Tescil harici bırakılan yerlerde 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmaları 15/07/2013-14/08/2013 tarihleri arasında ilâna çıkarılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 03/06/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.