3. Hukuk Dairesi 2016/2423 E. , 2017/11949 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde; kendisine düğün sırasında 74 adet çeyrek, 1 adet Cumhuriyet altını, 1 adet tam altın, 4 adet yarım altın, 8 adet bir gr. altın, 4 adet burma bilezik, 4 adet 22 ayar bilezik, 1 adet 14 ayar bilezik, 1 adet kolye-küpe seti, 1 adet kolye-küpe-yüzük seti, 1 adet ata lira kolye takıldığını ve düğünün ertesi günü balayı için şehir dışına gidilecek olması ve kasa kiralamak için zaman bulunmaması sebebiyle kendi erkek kardeşi ..."a teslim edildiğini, balayı dönüşü davalının annesi ..."nın bankada şahsi kasasının bulunması nedeniyle yeniden kira bedeli verilmesinin gereksiz olduğundan bahisle söz konusu altınlardan 1 adet kolye-küpe seti, 10-1 adet kolye-küpe-yüzük seti, 1 adet Ata lira kolye hariç diğer tüm ziynetlerin davalının annesine teslim edildiğini ve sonrasında davalının annesi adına ... ve ... ...bankası şubesinde bulunan kasaya konulduğunun söylendiğini; bu durumun herkes tarafından bilindiğini, davalı annesi tarafından davacının takması için getirilen bileziklerin gece sonunda davacı tarafından davalı annesine geri verildiğini; davalının güven sarsıcı davranışları nedeniyle müvekkilinin ailesinin yanına sığındığını, boşanma davası sonunda aldığı koruma tedbiri kararı kapsamında babası ile birlikte müşterek haneye gittiğinde kapı anahtarlarının değiştirilmiş olması sebebiyle infaz edilemediğini; bu nedenlerle, 74 adet çeyrek altın, 1 adet Cumhuriyet altını, 1 adet tam altın, 4 adet yarım altın, 8 adet gramlık altın, 4 adet burma bilezik, 4 adet 22 ayar bilezik, 1 adet 14 ayar bilezikten oluşan ziynetlerin davacıya aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin tüm yasal haklarının saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 5.000 TL ziynet eşyaları bedelinin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde; davacının iddialarını kabul etmediğini, ziynet eşyalarının düğün sonrasında takı kesesi içinde davacı asilin annesine bıraktığını ve annesine ait kasaya konulmadığını, ziynet eşyalarının müvekkilinin uhdesinde olmadığını, davacı asilin evi terk ederken veyahut öncesinde altınları sakladığını veya başka bir yerde bulundurduğunu; ziynet eşyalarının rahatlıkla taşınabilen, götürülebilen türden eşyalar olduğunu, bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi veya gizlenmesinin her zaman mümkün olabileceğinden; haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davacının ortak haneden ayrılırken ani gelişen kovulma, kapı dışına atılıp, darp edilme gibi bir durum olmadığı gibi, sağlığını etkileyecek bayılma, hastalık vs., söz konusu olmadığı halde ayrıldıktan 1 gün sonra gelip bazı eşyalarını aldığı, kayınvalidesi adına ...Bankasının ... Merkez Şubesinde kiralık kasa bulunmadığı, davalı yana ispat külfeti düşmediği, davacının da davasını kanıtlayamadığı gerekçesi ile, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, davalının annesi adına ...Bankası Merkez Şubesinde kiralık kasa bulunduğu, kiralık kasayı kullanmak üzere davalının kardeşi ...’e vekâlet verdiğine dair 05.12.2014 tarihli bankanın verdiği cevabi yazısı ve tarafların evlilik tarihi olan 08.10.2009 tarihinden sonra yukarıda belirtilen banka yazısına göre davalının kardeşinin 23.10.2009 ve 03.11.2009 tarihlerinde iki kez kiralık kasaya ziyarette bulunduğu hususları göz önüne alınarak; davacının davasını ispatlayıp ispatlayamadığı hususu tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.